Türk milleti, referandumdan sonra, Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik sosyal hukuk devletinin yönetim sistemini değiştiren bir seçime daha imza attı? Allah hayra çevirsin.
Demokratik parlamenter sistem devri kapanmıştır.
Anayasa'da ifadesini bulan kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış; tek adam rejimine geçilmiştir.
Türk milleti, Türkiye'nin, kurucu ilkelerinden ve demokratik değerlerinden bağlarını koparmıştır. Vatandaş, ne idüğünün farkına varmadan referandumda "bölünme"ye, bu seçimde de "tek adam rejimi"ne evet demiştir. Millet, kendi eliyle, kendi iradesinin ve demokratik laik sosyal hukuk devletinin ipini çekmiştir.
Gidişatın vebali ve zorunlu koalisyon
Türkiye'nin bundan sonraki gidişatında seçime katılan herkes, pay ve vebal sahibidir.
Bağımsız Türkiye Partisi, seçime katılma yeterliliğine sahip ve 81 vilayetteki 600 vekil adayının tüm evraklarını YSK'ya teslim etmek üzere hazır olduğu halde; 24 Haziran seçimiyle kalıcı hale dönüşecek bu rejim değişikliğinde vebal sahibi olmamak ve kurulan tuzaktan milletimizi haberdar etmek gerekçesiyle seçimlerden çekilmiştir.
Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, başkan olmuştur; hayırlı olsun?
İktidar ve muhalefet ciddi sayıda sandalye ve oy kaybetmiştir.
TBMM parça-pinçik olmuştur.
Seçimden istikrarsız bir Meclis tablosu ortaya çıkmıştır.
İktidar, zorunlu ve güdümlü koalisyona dönüşmüştür.
Devlet yönetimi, egemen ve dış güçlerin siyasi ve ekonomik baskılarına çok daha açık bir hale gelmiştir.
Nitelikli Meclis lazım
50 günlük seçim sürecinde gördük ki, Meclis'te koltuk kapan hiçbir parti ve oluşumun, Türkiye'nin kronik veya akut hiçbir ekonomik, siyasal, toplumsal ve stratejik problemine çare ve çözümü yoktur.
Türkiye, nitelikli ve donanımlı Meclis çoğunluğa dünden daha çok muhtaçtır.
Anayasa'da "nitelikli çoğunluk"u üye tamsayısının 3/5'i veya 2/3'ü gibi rakamla-nicelikle ifade eden kanun yapıcı bile "nitelik gerçeği"nin farkında değilse; vatandaş "nitelikli çoğunluk" ve "nitelikli Meclis"in nasıl farkında olsun!
Partilerin ve vekillerin dolayısıyla Meclis'in niteliği, temel problemlere ilişkin çözümleridir, projeleridir, çareleridir, hesap-kitaplarıdır, ufuklarıdır... Meclis'te bu nitelik yoktur; seçmen de bu gerçeği göz ardı etmiştir.
Rusya, BRICS ve Asya'da dünya nüfusunun 4 milyarlık kesiminin uyguladığı Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projeleri, Hoş Geldin Atatürk duruşu ve Ehl-i Beyt imanıyla Türkiye'nin tek nitelikli lideri Prof. Dr. Haydar Baş; tek nitelikli partisi de onun modelini ve projelerini parti programı yapan BTP ve kadrolarıdır?
Seçmen, 16 yıldan beri BTP'yi görmezlikten gelerek devlette ve Meclis'te niteliğini yok etmiştir, bindiği dalı kesmiştir.
Meclis tablosu bu yüzden maalesef çözümsüzdür, çaresizdir; kısaca niteliksizdir.
Bu bakımdan Erdoğan'ın işi çok daha
zordur.
Kuvvetler ayrılığı rahmettir
Türk milleti, kuvvetler ayrılığının büyük bir rahmet olduğunu; tek adamlığın ise devlet, millet ve tek adam olan için çok ağır riskler taşıdığını maalesef görmedi? Irak, Libya ve Suriye başta olmak üzere komşularımızda olan biteni bu perspektiften okuyamadı. Harala-gürele tek adam rejimine onay verdi.
Demokratik parlamenter sistemdeki "kuvvetler ayrılığı"nda yetki paylaşımı kadar, sorumluluk paylaşımı da söz konusudur. Kuvvetlerin ve yetkinin tek adamda toplandığı yeni sistemde, sorumluluk da tek adamda toplanır ki, bu çok ağır bir yüktür.
Küresel güçler, diledikleri kirli oyunları oynamak istedikleri ülkelerde yetkinin tek adamda, dolayısıyla yükün tek omuzda toplandığı bu tip ülkelerde; yükü omuzlarda taşıyanın omuzlarını çökerterek, devleti çökertiyorlar.
Böyle bir yapıyı, değil üç-beş milyar Dolarla; üç-beş kiralık çapulcuyla, üç-beş bin ton soğanla, patatesle savuruyorlar.
Ekonomik, siyasal ve toplumsal her türlü küresel operasyon ve baskılara maruz kalan ve boğuşan Türkiye, bu oyunları niteliksiz Meclis yapısı ile aşamaz.
Her kademede nitelikli insanların devreye alınması ve tüm küresel baskıları bertaraf edecek basiretli bir siyasetin, milli bir iktisadın ve stratejik çözümlerin uygulanması kaçınılmazdır.
Siyasette böyle bir basiret yoksa; çok gitmez, seçim yakındır.
Demokratik parlamenter sistem devri kapanmıştır.
Anayasa'da ifadesini bulan kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış; tek adam rejimine geçilmiştir.
Türk milleti, Türkiye'nin, kurucu ilkelerinden ve demokratik değerlerinden bağlarını koparmıştır. Vatandaş, ne idüğünün farkına varmadan referandumda "bölünme"ye, bu seçimde de "tek adam rejimi"ne evet demiştir. Millet, kendi eliyle, kendi iradesinin ve demokratik laik sosyal hukuk devletinin ipini çekmiştir.
Gidişatın vebali ve zorunlu koalisyon
Türkiye'nin bundan sonraki gidişatında seçime katılan herkes, pay ve vebal sahibidir.
Bağımsız Türkiye Partisi, seçime katılma yeterliliğine sahip ve 81 vilayetteki 600 vekil adayının tüm evraklarını YSK'ya teslim etmek üzere hazır olduğu halde; 24 Haziran seçimiyle kalıcı hale dönüşecek bu rejim değişikliğinde vebal sahibi olmamak ve kurulan tuzaktan milletimizi haberdar etmek gerekçesiyle seçimlerden çekilmiştir.
Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, başkan olmuştur; hayırlı olsun?
İktidar ve muhalefet ciddi sayıda sandalye ve oy kaybetmiştir.
TBMM parça-pinçik olmuştur.
Seçimden istikrarsız bir Meclis tablosu ortaya çıkmıştır.
İktidar, zorunlu ve güdümlü koalisyona dönüşmüştür.
Devlet yönetimi, egemen ve dış güçlerin siyasi ve ekonomik baskılarına çok daha açık bir hale gelmiştir.
Nitelikli Meclis lazım
50 günlük seçim sürecinde gördük ki, Meclis'te koltuk kapan hiçbir parti ve oluşumun, Türkiye'nin kronik veya akut hiçbir ekonomik, siyasal, toplumsal ve stratejik problemine çare ve çözümü yoktur.
Türkiye, nitelikli ve donanımlı Meclis çoğunluğa dünden daha çok muhtaçtır.
Anayasa'da "nitelikli çoğunluk"u üye tamsayısının 3/5'i veya 2/3'ü gibi rakamla-nicelikle ifade eden kanun yapıcı bile "nitelik gerçeği"nin farkında değilse; vatandaş "nitelikli çoğunluk" ve "nitelikli Meclis"in nasıl farkında olsun!
Partilerin ve vekillerin dolayısıyla Meclis'in niteliği, temel problemlere ilişkin çözümleridir, projeleridir, çareleridir, hesap-kitaplarıdır, ufuklarıdır... Meclis'te bu nitelik yoktur; seçmen de bu gerçeği göz ardı etmiştir.
Rusya, BRICS ve Asya'da dünya nüfusunun 4 milyarlık kesiminin uyguladığı Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projeleri, Hoş Geldin Atatürk duruşu ve Ehl-i Beyt imanıyla Türkiye'nin tek nitelikli lideri Prof. Dr. Haydar Baş; tek nitelikli partisi de onun modelini ve projelerini parti programı yapan BTP ve kadrolarıdır?
Seçmen, 16 yıldan beri BTP'yi görmezlikten gelerek devlette ve Meclis'te niteliğini yok etmiştir, bindiği dalı kesmiştir.
Meclis tablosu bu yüzden maalesef çözümsüzdür, çaresizdir; kısaca niteliksizdir.
Bu bakımdan Erdoğan'ın işi çok daha
zordur.
Kuvvetler ayrılığı rahmettir
Türk milleti, kuvvetler ayrılığının büyük bir rahmet olduğunu; tek adamlığın ise devlet, millet ve tek adam olan için çok ağır riskler taşıdığını maalesef görmedi? Irak, Libya ve Suriye başta olmak üzere komşularımızda olan biteni bu perspektiften okuyamadı. Harala-gürele tek adam rejimine onay verdi.
Demokratik parlamenter sistemdeki "kuvvetler ayrılığı"nda yetki paylaşımı kadar, sorumluluk paylaşımı da söz konusudur. Kuvvetlerin ve yetkinin tek adamda toplandığı yeni sistemde, sorumluluk da tek adamda toplanır ki, bu çok ağır bir yüktür.
Küresel güçler, diledikleri kirli oyunları oynamak istedikleri ülkelerde yetkinin tek adamda, dolayısıyla yükün tek omuzda toplandığı bu tip ülkelerde; yükü omuzlarda taşıyanın omuzlarını çökerterek, devleti çökertiyorlar.
Böyle bir yapıyı, değil üç-beş milyar Dolarla; üç-beş kiralık çapulcuyla, üç-beş bin ton soğanla, patatesle savuruyorlar.
Ekonomik, siyasal ve toplumsal her türlü küresel operasyon ve baskılara maruz kalan ve boğuşan Türkiye, bu oyunları niteliksiz Meclis yapısı ile aşamaz.
Her kademede nitelikli insanların devreye alınması ve tüm küresel baskıları bertaraf edecek basiretli bir siyasetin, milli bir iktisadın ve stratejik çözümlerin uygulanması kaçınılmazdır.
Siyasette böyle bir basiret yoksa; çok gitmez, seçim yakındır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019