Noter Tasdikli Taahhüt Eden İlk ve Tek Lider

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türk siyasi tarihine çok önemli yenilikler ekledi.Bunlardan en önemlisi yüzlerce yerli ve yabancı bilimadamı tarafından çözüm olduğu kabul edilen ve de uygulanabilir olduğu ifade edilen Nobel'e aday Milli Ekonomi Modeli.Bir diğer önemli yenilik ise Sayın Baş'ın vaat devrini kapatıp, imzalı, onaylı taahhütname devrini açmasıdır.Seçime yakın zamanlarda siyasi partilerin vatandaşlarına vaatler vermesi -hatta bu vaatlerin yerine getirilmeyeceği hem siyasiler hem de vatandaşlar tarafından bilinmesine rağmen- artık bir gelenek haline gelmiştir.Vaat değil de imzalı taahhütname vermek her babayiğidin harcı değildir. Özellikle de bu taahhütnameler hukuki ve noter tasdikli ise bunları vatandaşlara takdim etmek cesaret ister.Peki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu cesaretli çıkışının dayanağı nedir?Elbetteki, mükemmel bir modele sahip olması.Sayın Baş, önce uygulayacağı modeli kitap haline getirmiştir. Sonra da bu kitap hakkında 3 adet uluslararası kongre organize edilmiştir. Bu kongrelerde dünyanın meşhur yüzlerce bilim adamı bir araya gelerek, bu modelin değil sadece Türkiye'nin problemlerini, dünyanın problemlerini de çözeceğini ifade etmişlerdir. Bu kitapta ekonominin tanımından başlanmış, ekonominin insan için olduğu vurgulanarak, insan merkezli bir yaklaşım sergilenmiş ve mevcut ekonominin tıkandığı noktalar bir bir ortaya konularak çözümler sıralanmıştır.Kitabı okuyanlar şu gerçeklerle karşılaşıyorlar: Yıllarca önümüze sürülen Kapitalist ve Komünist ekonomiler çözüm değilmiş, kaynaklar gerçekten sınırsızmış, çözüm oldukça basit ve insanoğlunun yaşadığı bütün kaoslar sadece vehimden ibaretmiş, rahat ve huzur içinde yaşabilecek bir dünyayı kendi ihtiraslarımız sebebiyle boşu boşuna kendimize dar etmişiz.Ülkemizin siyasi geleceği açısından bakıldığında bir siyasi lider ilk defa iktidara geldiğinde hangi projelerin, nasıl ve hangi kaynaklarla hayata geçireceğini bilimsel bir kitapla ortaya koyuyor.Böylece, bugüne kadar varolan, "Bir iktidara gelelim, sonra ne yapacağımıza bakarız" anlayışı da tarih olmuştur. Hiçbir projesi ve çözümü olmayan siyasiler, iktidar koltuğuna oturduğunda dönüp dolaşıp yine IMF, AB ve ABD boyunduruğuna girmek zorundadır. Bu da borçlarımızın artması, kaynaklarımızın ve insanlarımızın emeğinin sömürülmesi, topraklarımızın ve madenlerimizin elimizden çıkması, yerli şirketlerimizin kapanıp, yabancıların her sahayı ele geçirmesi, ülkemizin bölünmesi parçalanması, Kıbrıs'ın elimizden çıkması, hem askerimizin hem de milletimizin başına durmadan çuval geçirilmesi ve daha nice tavizler demektir.İşte Sayın Baş, daha iktidara gelmeden ortaya koyduğu modeliyle bütün bu tavizleri elinin tersiyle itmektedir.Siyasete kazandırdıkları bu yeniliklerle BTP, 22 Temmuz seçimlerine giren partiler içerisinde tek olan ve de en şanslı olan partidir.Şimdi dilerseniz Sayın Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli'nde 40 sayfa kaynağını da açıklayarak taahhüt ettiği projelerinin noter tasdikli örneğini sunalım.Eğer milletimiz bu sefer aldanmamak istiyorsa, siyasete ve milletine bu kadar ciddi bakan, değer veren bu farklı lidere, çözüm insanına fırsat verir. Yoksa sonradan başımızı duvarlara vurmamızın pek anlamı da olmayacaktır.