‘O zaman benimle niye savaşıyorsunuz?’
Cemel günü, Hz. Ali, Talha’yı yanına çağırdı ve şöyle dedi: “Söyle bakalım, Resûlullah’ın, ‘Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol’ buyurduğunu duymadın mı?” O da, “Evet, duydum” dedi. Bunun üzerine Hz. Ali, “O zaman benimle niye savaşıyorsunuz?” buyurdu





Büyük Hafız Ebu Abdullah el-Hakim kendi senediyle Rufaa b. Eyas-i Zabbi'den, o da babasından ve o da dedesinden şöyle rivayet ediyor:
Biz Cemel gününde Hz. Ali ile beraberdik, Hz. Ali, Talha b. Ubeydullah'ı yanına çağırdı ve şöyle dedi: "Allah aşkına söyle bakalım, Resûlullah'ın (s.a.a), 'Ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol' buyurduğunu duymadın mı?'
O da, 'evet, duydum' dedi. Bunun üzerine Hz. Ali, 'O zaman niye benimle savaşıyorsunuz?' dedi.
Talha da cevaben, 'Unutmuştum' diye cevap verdi." (Mustedreku's-Sahihayn, c.3, s.371, 373-Feth/10).
Mes'udi de şöyle rivayet ediyor:
Zübeyr döndükten sonra Hz. Ali, Talha'yı çağırarak şöyle buyurdu: "Ey Ebu Muhammed! Kim seni karşıma çıkardı?"
Talha cevaben, "Osman'ın kanı" dedi.
Hz. Ali de onun bu sözüne karşılık şöyle dedi: "Osman'ın öldürülmesine sebep olanlara ölüm olsun. Acaba Resûlullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duymadın mı: 'Allah'ım onu sevenleri sev, ona düşman olanlara düşman ol.' Ve bana ilk biat edenlerden birisi de sendin, sonra biatını bozdun. Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de, 'Kim biatını bozarsa kendi zararına bozmuştur' buyuruyor. Talha, bu sözleri duyunca, 'Estağfirullah' diyerek geri döndü." (Murucu'z-Zeheb, c.2, s.11; Menakıb-i Harezmi, s.112; Hafız İbn-i Asakir).
İmam Ahmed b. Hanbel, Riyah b. Haris yoluyla şöyle rivayet ediyor:
Bir grup, Rahbe'de Hz. Ali'nin yanına gelip şöyle dediler: "Esselamualeykum, ey bizim mevlamız."
Hz. Ali cevaben, "Siz Arap olurken nasıl ben sizin mevlanız olurum" buyurdu.
Onlar, "Biz Gadir gününde Resûlullah'ın, 'Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır' diye buyurduğunu duyduk" dediler.
Riyah diyor ki: Onlar gittikten sonra, "bunlar kimlerdir" diye sordum. Hz. Ali buyurdular ki: "Ensar'dan bir grup kimselerdi ve Ebu Eyyub-i Ensari de onların içerisinde idi."
İbn-i Dizil ile meşhur olan Hafız İbrahim b. Husyen b. Ali el-Kesai, Kitabu's- Sıffin'de, Riyah b. Haris-i Nehai yoluyla şöyle rivayet ediyor:
Ben Hz. Ali'nin yanında oturmuştum. Yüzleri kapalı bir grup oradan geçtiklerinde, "Selam olsun sana ey mevlamız. Dediler.
Hz. Ali onlara, "Acaba siz bir Arap grubu değil misiniz?" dedi.
Onlar cevaben şöyle dediler: "Evet ama biz Resûlullah'ıın Gadir gününde, 'Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır, Allah'ım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol, ona yardım edene yardım et ve onu terk edeni terk et' buyurduğunu işittik."
Hz. Ali bunları işitince güldü; öyle ki, yan dişleri göründü, sonra; "Siz şahit olun" dedi.
Onlar gittikten sonra peşlerine düştüm ve birine, "Sizler kimlersiniz?" diye sordum.
Onlar, "Biz Ensarilerden bir grubuz ve bu da Resûlullah hicret ettiğinde evinde kaldığı Ebu Eyyub-i Ensari'dir" dediler.
O zaman yanına gittim ve musafaha ettik. (İbn-i Kesir, Tarih, c.11, s.71; Şerh-i Nehcü'l- Belağa, c.1, s.289).