İmam Ali: 'Haricilerin öldürülecekleri yer nehrin bu tarafıdır'
Hz. Ali sonunda Hariciler ile savaşa karar verdi. Onları takip edince ashabından biri Hz. Ali'ye Hariciler'in Nehrevan köprüsünden geçtiğini haber verdi
19.05.2025 00:37:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Ali sonunda Hariciler ile savaşa karar verdi. Onları takip edince ashabından biri Hz. Ali'ye Hariciler'in Nehrevan köprüsünden geçtiğini haber verdi.
Hz. Ali, "Onların nehri geçtiğini gözlerinle gördün mü?" diye sordu. O şahıs, "Evet gördüm" diye cevap verdi Hz. Ali bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Öldürülecekleri yer nehrin bu tarafıdır, (karşıya geçemeyeceklerdir.) Allah'a andolsun onlardan on kişi (den fazla) kurtulamaz, sizden de on kişi (den fazla) öldürülmez."
Hariciler savaşta öldürülünce ashabı "Ey Emire'l Mü'minin hepsi helak oldu," demesi üzerine Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Olamaz, vallahi, onlar daha erkeklerin sulbünde ve kadınların rahminde birer nutfedir. Onlardan biri bir dal-boynuz (baş) gösterdi mi hemen kesilir, (öldürülür.) Ta ki sonuncuları hırsızlığa başlar, adam soymaya koyulur."
"Benden sonra Hariciler'i öldürmeyin; zira hakkı elde etmek isteyen, ama hata eden (Harici) kimse, asla batılı isteyip elde edene (Muaviye ve taraftarlarına) benzemez."
İbn-i Mülcem'in kendini öldürmek istediğini haber verdiklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Gerçekten de üzerimde Allah'ın sağlam mı sağlam bir kalkanı-zırhı var. Ecel günüm gelince benden (korunma) ayrılır ve beni (ölüme) teslim eder. O zaman artık (ölümcül) ok hata yapmaz ve (açtığı) yara asla iyileşmez."
Hz. Ali bu hutbesinde dünyaya gönül bağlamamak ve kıyamet hesabından korkmak gerektiği hususunda şöyle buyuruyor:
"Bilin dünya öyle bir yurttur ki orada (dünya hakkında takvalı) olmadan hiç kimse ondan kurtulamaz, esenliğe kavuşamaz. Hiç kimse (sözlü veya amelen) dünya için sayılabilecek bir şeyle kurtuluşa eremez.
İnsanlar dünyaya imtihan nedeniyle müptela olmuşlardır. O halde dünyadan dünya için elde ettikleri şeyler ellerinden çıkacaktır. (Ölüm halinde geride bırakacaktır. Ahirette ise) Ondan hesabını soracaklardır.
Ama dünyadan gayrisi (yani ahiret için elde ettikleri) kendisi için baki kalır ve sürekli onunla olur, ondan ayrılmaz. O halde dünya akıl sahipleri nezdinde gölgenin dönüşünü andırmaktadır ki yayar yaymaz bir de bakarsın toplanıvermiş; fazlalaşır fazlalaşmaz bir de bakarsın kısalıvermiş."
İbn-i Mülcem'in kendini öldürmek istediğini haber verdiklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Gerçekten de üzerimde Allah'ın sağlam mı sağlam bir kalkanı-zırhı var. Ecel günüm gelince benden (korunma) ayrılır ve beni (ölüme) teslim eder. O zaman artık (ölümcül) ok hata yapmaz ve (açtığı) yara asla iyileşmez."
Hz. Ali bu hutbesinde dünyaya gönül bağlamamak ve kıyamet hesabından korkmak gerektiği hususunda şöyle buyuruyor:
"Bilin dünya öyle bir yurttur ki orada (dünya hakkında takvalı) olmadan hiç kimse ondan kurtulamaz, esenliğe kavuşamaz. Hiç kimse (sözlü veya amelen) dünya için sayılabilecek bir şeyle kurtuluşa eremez.
İnsanlar dünyaya imtihan nedeniyle müptela olmuşlardır. O halde dünyadan dünya için elde ettikleri şeyler ellerinden çıkacaktır. (Ölüm halinde geride bırakacaktır. Ahirette ise) Ondan hesabını soracaklardır.
Ama dünyadan gayrisi (yani ahiret için elde ettikleri) kendisi için baki kalır ve sürekli onunla olur, ondan ayrılmaz. O halde dünya akıl sahipleri nezdinde gölgenin dönüşünü andırmaktadır ki yayar yaymaz bir de bakarsın toplanıvermiş; fazlalaşır fazlalaşmaz bir de bakarsın kısalıvermiş." Nehc'ul Belaga 59-63. Hutbe
Hz. Ali, "Onların nehri geçtiğini gözlerinle gördün mü?" diye sordu. O şahıs, "Evet gördüm" diye cevap verdi Hz. Ali bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Öldürülecekleri yer nehrin bu tarafıdır, (karşıya geçemeyeceklerdir.) Allah'a andolsun onlardan on kişi (den fazla) kurtulamaz, sizden de on kişi (den fazla) öldürülmez."
Hariciler savaşta öldürülünce ashabı "Ey Emire'l Mü'minin hepsi helak oldu," demesi üzerine Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Olamaz, vallahi, onlar daha erkeklerin sulbünde ve kadınların rahminde birer nutfedir. Onlardan biri bir dal-boynuz (baş) gösterdi mi hemen kesilir, (öldürülür.) Ta ki sonuncuları hırsızlığa başlar, adam soymaya koyulur."
"Benden sonra Hariciler'i öldürmeyin; zira hakkı elde etmek isteyen, ama hata eden (Harici) kimse, asla batılı isteyip elde edene (Muaviye ve taraftarlarına) benzemez."
İbn-i Mülcem'in kendini öldürmek istediğini haber verdiklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Gerçekten de üzerimde Allah'ın sağlam mı sağlam bir kalkanı-zırhı var. Ecel günüm gelince benden (korunma) ayrılır ve beni (ölüme) teslim eder. O zaman artık (ölümcül) ok hata yapmaz ve (açtığı) yara asla iyileşmez."
Hz. Ali bu hutbesinde dünyaya gönül bağlamamak ve kıyamet hesabından korkmak gerektiği hususunda şöyle buyuruyor:
"Bilin dünya öyle bir yurttur ki orada (dünya hakkında takvalı) olmadan hiç kimse ondan kurtulamaz, esenliğe kavuşamaz. Hiç kimse (sözlü veya amelen) dünya için sayılabilecek bir şeyle kurtuluşa eremez.
İnsanlar dünyaya imtihan nedeniyle müptela olmuşlardır. O halde dünyadan dünya için elde ettikleri şeyler ellerinden çıkacaktır. (Ölüm halinde geride bırakacaktır. Ahirette ise) Ondan hesabını soracaklardır.
Ama dünyadan gayrisi (yani ahiret için elde ettikleri) kendisi için baki kalır ve sürekli onunla olur, ondan ayrılmaz. O halde dünya akıl sahipleri nezdinde gölgenin dönüşünü andırmaktadır ki yayar yaymaz bir de bakarsın toplanıvermiş; fazlalaşır fazlalaşmaz bir de bakarsın kısalıvermiş."
İbn-i Mülcem'in kendini öldürmek istediğini haber verdiklerinde Hz. Ali şöyle buyurdu:
"Gerçekten de üzerimde Allah'ın sağlam mı sağlam bir kalkanı-zırhı var. Ecel günüm gelince benden (korunma) ayrılır ve beni (ölüme) teslim eder. O zaman artık (ölümcül) ok hata yapmaz ve (açtığı) yara asla iyileşmez."
Hz. Ali bu hutbesinde dünyaya gönül bağlamamak ve kıyamet hesabından korkmak gerektiği hususunda şöyle buyuruyor:
"Bilin dünya öyle bir yurttur ki orada (dünya hakkında takvalı) olmadan hiç kimse ondan kurtulamaz, esenliğe kavuşamaz. Hiç kimse (sözlü veya amelen) dünya için sayılabilecek bir şeyle kurtuluşa eremez.
İnsanlar dünyaya imtihan nedeniyle müptela olmuşlardır. O halde dünyadan dünya için elde ettikleri şeyler ellerinden çıkacaktır. (Ölüm halinde geride bırakacaktır. Ahirette ise) Ondan hesabını soracaklardır.
Ama dünyadan gayrisi (yani ahiret için elde ettikleri) kendisi için baki kalır ve sürekli onunla olur, ondan ayrılmaz. O halde dünya akıl sahipleri nezdinde gölgenin dönüşünü andırmaktadır ki yayar yaymaz bir de bakarsın toplanıvermiş; fazlalaşır fazlalaşmaz bir de bakarsın kısalıvermiş." Nehc'ul Belaga 59-63. Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.