Öğrencilerimizi sınavlara boğuyoruz

İki haftalık tatilden sonra okul maratonu bugün yeniden başlıyor. 15 milyon öğrenci, 650 bine yakın öğretmen, toplam nüfusumuzun neredeyse beşte biri bugün dersbaşı yapıyor. Hayırlı, uğurlu olsun.Şimdiden tüm öğrencilerimize zihin açıklığı, öğretmenlerimize başarılar diliyorum.İkinci dönemin en önemli özelliği sınavlarla dolu olması?12 Haziranda 6. sınıflar için SBS sınavı6 Haziranda 7. Sınıflar için SBS sınavı5 Haziranda 8. Sınıflar için SBS sınavı2 Mayısta 5,9,10 ve 11. Sınıflar için Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavı (PYBS)11 Nisanda üniversiteye giriş sınavlarının ilki olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)19-20 Haziran ile 26-27 Haziranda Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS)?Sınav, sınav, sınav? Öğrencilerimizi sürekli olarak sınavlara tabi tutuyoruz. Bu da yetmiyor her yıl sınav sistemi değişiyor, sınav sistemi yap-boz tahtası gibi."Öğrencilerimizin bilgilerini öyle mi ölçelim, böyle mi" tartışmaları sürüp gidiyor.Zaman harcanıyor, emekler harcanıyor, her şeyden önemlisi gençlerimizin enerjileri boşa akıp gidiyor.Öğrenciler şaşkın, öğretmenler şaşkın, veliler şaşkın?Bu arada siyasiler sınavları "bütçeye yama" gözüyle bakıyor, milyonlarca öğrenciden her sınav başına 35-40 TL ücret alıyor; siyasi iradeye yakın birileri de bu sınav keşmekeşliğinden, belirsizlikten rant elde etmenin derdinde?Anlayacağınız ne öğrenciyi düşünen var, ne de geleceğimizi?Vatandaş ele mahkum, oğluna kızına hayırlı bir gelecek hazırlamak istiyor, okusun da adam olsun derdinde.Yemiyor, içmiyor, giymiyor sırf çocuğu iyi bir yer kazansın diye okullara, özel öğretmenlere, dershanelere, sınavlara durmadan para ödeyip duruyor.Yıllar geçiyor, gençliğimiz en önemli yıllarını eğitim için harcıyor ama siyasilerimizin eğitim için düşündüğü tek şey sınav sistemlerini değiştirmek, öğrencilerin bilgisini ölçmek. Peki, biz bu öğrencilerimize neyi veriyoruz da durmadan bilgilerini ölçüp duruyoruz? Gençlerimizi durmadan sınavdan geçireceğimize neden kendimizi "bu gençlere gerçekten bir şeyler öğrettik mi"nin muhasebesini yapmıyoruz?Sürekli sınadığımız bu gençlere gerçekten yeterli, faydalı, pratik bir eğitim verebiliyor muyuz?Üniversiteye gelinceye kadar bir genç 12 yıl okula gidip geliyor. Peki, bu 12 yıl gibi dile kolay ama bir ömür olan süre zarfında bu gençlere ne veriyoruz? Bu genç pratik olarak bir meslek sahibi olabiliyor mu? Elbette ki hayır.Öğrencilerimiz maalesef papağan gibi ezberliyor, öğrendiğini zannediyor, yaş geliyor 17-18'e ama eli hiçbir şeye yatkın olmadığı gibi öğrendikleri de pratik olmadığı için suya yazı yazmış gibi kaybolmuş gitmiş oluyor.Durmadan sınav sistemini değiştireceğimize önce eğitim sistemini değiştirmeliyiz. Tabii tek başına eğitim sistemini düzeltmek de yeterli değildir, sağlıklı olarak yetiştirdiğiniz gençlerin ekonomik olarak da önünü açmak zorundasınız.Yoksa yetiştirirsiniz, kabiliyetli insanlar çıkar ama bir de bakmışsınız ki dışarıya kaptırmışsınız.Dilerseniz, "nasıl bir eğitim sistemi olmalı ve eğitim sistemi ile ekonomi bağlantısı nasıl kurulmalı" sorusunu yarın cevaplandıralım.