Sayın Cumhurbaşkanı, ara ara serzenişlerde bulunuyor; "kültürde, sanatta, edebiyatta ve eğitimde maalesef başarılı olamadık" diyorsa da, son yirmi yılda az-çok bir entelektüel çevre oluşmuştur herhalde.
Sanatla edebiyatla uğraşan, şiir başta olmak üzere edebi eserlerle haşir-neşir olan ve genel kültür dağarcığında az-çok birikimleri olan insanlar, her an değişmekte olan gündeme dair daha sağlıklı, daha objektif değerlendirmeler yapabilirler diye düşünüyoruz.
Siyasi atmosfer her dem bulutlu, her dem fırtınalı ve her dem toz-duman olduğu için günlük matbuatta her zaman sağlıklı değerlendirmeler bulmak mümkün olmuyor.
Olup-bitenlere, olmakta olanlara ve olma ihtimali olanlara, şöyle biraz daha yukarıdan, biraz daha objektif ve biraz daha serinkanlı bakabilecek entelektüel zihinlere her zamankinden çok daha muhtaç durumdayız her halde.
Özellikle iktidara yakın çevrelerde kısmen özetlediğimiz vasıflarda olan okur-yazar kesiminin gündemdeki tartışma konularına nasıl yaklaştıklarını gerçekten merak ediyoruz.
Mesela, 83 milyonun tamamını yakından ilgilendiren ve tamamının da haklı olarak gece rüyasını gündüz de düşünü meşgul eden şu pandemi konusunda ne derler acaba?
Böylesine büyük bir salgın başından beri böyle mi yönetilmeliydi?
Her an her ülkenin başına gelebilecek bu tür felaketler, doğal ve küresel felaketler karşısında yönetimin, özellikle de hazinenin bu kadar hazırlıksız yakalanmış olmasını nasıl izah edeler acaba?
Yaklaşık yirmi yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten bir iktidar, böylesine milleti can derdine düşüren salgın karşısında, ilk günlerdeki maske dağıtımı kargaşasından itibaren hala eli-ayağı birbirine dolaşır vaziyette olmasını nasıl açıklarlar?
Canlarını dişlerine takarak on aydan beri canla-başla salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarının feryatlarına kulak tıkamasını, hala hak ettikleri ücretlerinin verilmemesini ve diğer özlük haklarının yerine getirilmemesini serinkanlılıkla izah edebilirler mi?
Kabine toplantısından sonra neredeyse ülkenin tamamının ekranlara kilitlenip Sayın Erdoğan'ın ağzına baktığı saatte, köylüsünden çiftçisine, esnafından tüccarına, eğitimcisinden sanatçısına hemen her kesimin dertlerine derman beklediği bir vakitte, konuşmasının üç dakikasını alınan yeni kısıtlamalara, geriye kalan on-on beş dakikasını da toplumu kutuplaştıracak konuşmalara ayırmasını nasıl yorumluyorlar acaba?
Olup-bitenlere, olmakta olanlara ve olması muhtemel olanlara dair, yani ülke gerçeklerine dair o mahallenin okur-yazar takımının neler düşündüğünü gerçekten merak ediyoruz.
- Talancılar olmasaydı… / 03.05.2024
- Şair çeşmesi / 01.05.2024
- İnanalım mı? / 30.04.2024
- Oduncu baltası ile arıcı ise bal tası ile gelir / 28.04.2024
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024