Her netlik, bir ölçüye kıyasen vücut bulur ve ölçü nettir.
Boyumuzu bir seksen kabul ederken, "bir santimlik uzunluktaki mesafenin bir santime denk olduğunu" kabul ederiz. Altmış kilo olduğumuzu söylerken de aynı şeyi kilo kavramı için yaparız.
Aynı ölçü mefhumu çeşitli çeşitli yerlerde de karşımıza çıkmakta. Bir doktorun doktor olabilmesi, mezun olabilmesi bir ölçüye göre başarılı olmasıyla mümkündür. Bir hastalık, semptomların belli bir ölçünün üzerinde olma durumudur. Bir ev, mümkün değildir ki hem bir ölçüye bağlı olmadan yapılsın, hem de daha yapılırken yıkılmasın.
Daha sayfalar dolusu örneklerle renklendirmemizin mümkün olduğu "ölçü", aşikâr olduğu üzre insan için de çok kıymetli.
Fizikî mevzular için kullandığımız ölçü, elbette milletimizin kaderini verdiğimiz destekle tayin edeceğimiz siyaset arenasında da pek kıymetli.
Devleti "emanet edecek" insan arıyoruz. Bir ölçüsü olması çok önemli değil mi?
Bağırmak kolay. Konuşmak kolay. Devlet idare etmek, bağırmakla olmuyor. Ölçüsüzce ülkeye yanaşan, vatanı sağa sola çarpar. Nasıl araba, sürerek öğrenilmiyorsa vatan da, "efendim üste bir çıkalım hallederiz" mantığıyla yönetilmiyor.
Bir toplum ikamesinin ideal bir hâli var. Çarpık temelden bina edilen kapitalizm ve sosyalizmin aksine hem de. Hatta bu "olması gereken ölçüyü" ortaya çıkaran, aynı ülke hududunda yaşadığımız bir isim.
O isim Prof. Dr. Haydar Baş. Bir ülkeyi, iktisadi olarak idare etmenin kusursuz hâlini Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koydu. Bir toplum nasıl birliği yakalar, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ölçüsüyle, "dinî bütünlüğümüz millî bütünlüğümüz, millî bütünlüğümüz dinî bütünlüğümüzdür" ölçüsüyle ortaya koydu. Normalde ortaya atılan bir fikir tez olur. Ama Prof. Baş, öylesi "doğruluklar", "kesinlikler" ortaya atıyor ki, her tezi, içinde bulunduğu konuya ölçü oluyor.
Böylesi bir insanı bilmek ve desteklemek şeref olarak yeter!
Boyumuzu bir seksen kabul ederken, "bir santimlik uzunluktaki mesafenin bir santime denk olduğunu" kabul ederiz. Altmış kilo olduğumuzu söylerken de aynı şeyi kilo kavramı için yaparız.
Aynı ölçü mefhumu çeşitli çeşitli yerlerde de karşımıza çıkmakta. Bir doktorun doktor olabilmesi, mezun olabilmesi bir ölçüye göre başarılı olmasıyla mümkündür. Bir hastalık, semptomların belli bir ölçünün üzerinde olma durumudur. Bir ev, mümkün değildir ki hem bir ölçüye bağlı olmadan yapılsın, hem de daha yapılırken yıkılmasın.
Daha sayfalar dolusu örneklerle renklendirmemizin mümkün olduğu "ölçü", aşikâr olduğu üzre insan için de çok kıymetli.
Fizikî mevzular için kullandığımız ölçü, elbette milletimizin kaderini verdiğimiz destekle tayin edeceğimiz siyaset arenasında da pek kıymetli.
Devleti "emanet edecek" insan arıyoruz. Bir ölçüsü olması çok önemli değil mi?
Bağırmak kolay. Konuşmak kolay. Devlet idare etmek, bağırmakla olmuyor. Ölçüsüzce ülkeye yanaşan, vatanı sağa sola çarpar. Nasıl araba, sürerek öğrenilmiyorsa vatan da, "efendim üste bir çıkalım hallederiz" mantığıyla yönetilmiyor.
Bir toplum ikamesinin ideal bir hâli var. Çarpık temelden bina edilen kapitalizm ve sosyalizmin aksine hem de. Hatta bu "olması gereken ölçüyü" ortaya çıkaran, aynı ülke hududunda yaşadığımız bir isim.
O isim Prof. Dr. Haydar Baş. Bir ülkeyi, iktisadi olarak idare etmenin kusursuz hâlini Milli Ekonomi Modeli ile ortaya koydu. Bir toplum nasıl birliği yakalar, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ölçüsüyle, "dinî bütünlüğümüz millî bütünlüğümüz, millî bütünlüğümüz dinî bütünlüğümüzdür" ölçüsüyle ortaya koydu. Normalde ortaya atılan bir fikir tez olur. Ama Prof. Baş, öylesi "doğruluklar", "kesinlikler" ortaya atıyor ki, her tezi, içinde bulunduğu konuya ölçü oluyor.
Böylesi bir insanı bilmek ve desteklemek şeref olarak yeter!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018