Bir milletin yüzyıllar boyunca ayakta kalmasının, önemli badireleri atlatmasının, içten ve dıştan yapılan her türlü saldırıya rağmen yıkılmamasının bence toprağın altındakilerle büyük ilgisi var.Bu iddiama, bazı çatlak sesler eminim 'hurafe' diyerek karşı çıkacaklardır ama olsun, ben iddiamın arkasındayım. Ne demek istiyoruz?Demek istediğim şu; adını bildiğimiz veya bilemediğimiz, yeri belli olan ya da olmayan sayısız gönül adamı şu mübarek vatanın toprağına emanet edilmiştir.Emanet diyorum, çünkü, hepimiz biliyoruz ki, hayatlarını 'emredilenler' çerçevesinde yaşayan bu insanlar, bunun karşılığında 'sevilenler ve seçilenler' olarak mükafatlandırılmış ve bu fani alemi terk ederek 'bir daha ölmemecesine' ebedi aleme adım atmışlardır. Yani onlar geçici mekanlarında emaneten ikamet etmektedirler. Tabii ki toprağın üstünde yaşayan ve yaşananlardan kopmadan?Evet, ayette belirtildiği gibi 'onlar diridirler, siz fark etmezsiniz'.'Hurafe' yaftasını yapıştıranların da niçin bu zavallılığa düştükleri anlaşıldı sanırım.Neyse o ayrı bahis, biz asıl meramımıza gelelim.İsterseniz hepimizin bir şekilde duyduğu, bildiği bir örnekle devam edelim. İstiklal Savaşında Yunan askerlerinin resmi kayıtlara da geçen ifadeleri aynen şöyle:"Biz bu harbi kazanacaktık. Fakat yerdeki Türk askerinin üzerinde uçuşarak, nurdan süngüleri, kılıçları ve yine nurdan vücutlarıyla üstümüze saldıran o heybetli sema ordusu bizi yıldırdı".Yüzyıllardan beri Müslüman Türk ordusunun yaptığı bütün savaşlarda bu sahne hiç değişmedi. Bir manevi ordu hep hazır ve nazır vaziyette, yani göreve hazır.Kim bunlar?Onlar, yaşarken Allah'ın tecellilerine mazhar olmuş erenler, Allah'ın dostları, şehitler? Hayatlarındayken içtikleri ab-ı hayatla ölümsüzlüğü yakalayanlar. Yani hep diri olanlar.Nasıl yeryüzünde yürürken Allah'a ve kullarına karşı vefalılarsa, yerin altındayken de aynı haldeler, hep vefalılar. Onlar bu vatanın tapuları. Onlar bizim sigortalarımız. Gelin onları daha iyi tanımak için bir örnek daha verelim.Hz. Mevlana'nın oğlu Sultan Veled'den dinliyoruz:"Bir gün Allah (cc) Hz. Musa'ya hastalandığını söyler. Hatta kendisini yoklamaya gelmediğinden şikayet eder. Hz. Musa hayretler içinde kalır. 'Ya Rabbi, Sen Yaratansın, nasıl hasta olabilirsin' deyince, Allah (cc) şöyle cevap verir: 'Görünüşte hasta olan Ben değilim, Benim dünyadaki velilerimden biridir. Sen onu yoklayıp Benim gönlümü alacaktın. Çünkü o Benden, Ben ondan ayrı değiliz".Savaş meydanlarında imdada yetişen Hakkın yardımıdır. Allah'ın eli bu milletin üzerindedir. Ve bu millet tarih sahnesine çıktı çıkalı üzerinde yaşadığı toprakların altına çok emanet bırakmıştır. Bazıları yazdıklarımızdan şu neticeyi çıkarabilir; yakında bir savaş olacak da, bizim işimiz yerin altındakilere mi kaldı?Benim yaptığım bilineni tekrar etmekten ibaret.Asıl maksadım ise şu:Yeryüzünde yürümeden yerin altına inilmez. Öyleyse tapularımızı yerin altına inmeden fark etmek millet olarak ömrümüzü daha da uzatacaktır. Hayattayken fark etmezsek sonra hiç fark edemiyoruz. Ayeti tekrar hatırlatalım: "Onlar diridirler ama siz fark etmezsiniz".Halbuki onlar diriydiler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Okan Egesel / diğer yazıları
- Hz. İnsan’a… / 20.04.2020
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018
- Koronavirüsten önce, koronavirüsten sonra... / 28.03.2020
- ‘Ben Ali’yim’ / 25.06.2019
- Atatürk keramet sahibi bir veliydi / 10.04.2019
- Çok şükür psikolojimiz yetmiyor! / 13.03.2019
- O günler geliyor, görüyorum / 22.02.2019
- Evet, bu seçim beka seçimidir / 06.02.2019
- Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum / 11.01.2019
- Mustafa Kemal’in uçaklarına ne oldu? / 05.01.2019
- Yunan’ın galip gelmesini isteyen hainler / 26.12.2018