Yapılan iyi veya kötü amellerin kaynağının yalnızca Allah için yapılırsa anlam kazandığını hep anlatırız.
Hayatımıza yön veren, bizi derinden etkileyen insanlar vardır. Bizi kendilerine sevdiren, kendi şahıslarında Allah'ı sevdiğimiz, İslam'ı sevdiğimiz insanlar.
Sevgi mahluktur derdi Prof. Dr. Haydar Baş Bey. Yani yaratılmıştır. Allah dostları; kalplerinde bulunan sevgiyi talip olanlara, hak edenlere ikram ederler. İnsanın elinde bulunan sahip olduğu serveti, parayı nasıl istediği kişiye miktarı kendince takdir edilmek üzere karşılıksız verebiliyorsa, gönlü de cebi veya kasası gibi sahip olduğu sevgi ve muhabbeti yine istediği kişiye miktarını kendi belirlediği kadarıyla az ya da çok ikram edebilir.
Yani kendisine ait parayı karşılıksız dağıtırken nasıl kendisine hesap sorulamazsa, sevgiyi ikram ederken de kendisine hesap sorulamaz. Elbette sevgiyi kazanmak için gönlünde toplanan o manevi olguyu hak edecek davranışlar içinde bulunup, o gönle girmemiz gerekir. Yani, eylem ve düşünce berraklığımızın, kalbi duygularımızın haset, kibir, ucup, riya, kovuculuk, iftira, fitne ve buna benzer kötü duygulardan arındırılması gerekir. Hem kalbi hem fiili yönelişlerimizin saf, duru ve berrak olması gerekir.
Bir de sevgi hasbi, yani Allah için olmalı, karşılıksız olmalıdır. Bunun dışında günü birlik sevgiler; menfaat, kariyer yapma, statü atlama gibi toplumda bu eylemlere ve şahıslara göre değişiyorsa, sevgimiz kökünde menfaat olduğu için sahtedir, yapmacıktır, geçicidir.
Sevginin kaynağı Allah olduğuna göre, Allah'ın hatırını saymayan dünya menfaatini öne çıkaran, nefsi arzuların galebe çaldığı, dolayısı ile bunların tesiri ile gönülde yapılan kaymalar, meyletmeler nazarı ilahi olan kalbe kir, toz ve pasların doluşmasına sebep olur ve Allah muhabbetinin kalpte tecelli etmemesi neticesini doğurur.
Kalbi Allah muhabbeti ile dolu olan Ehl-i Beyt ve onun günümüz temsilcilerinden Prof. Dr. Haydar Baş Beyefendi hayatında, dünyayı elinin tersiyle iterek Allah'ın hatırını her şeyin üstünde tuttu.
Onu ne korku, ne tehdit, ne menfaate dayalı vaat, ne ikbal, ne makam, ne ümit inandığı doğru yoldan bir milim saptırmamıştır.
O, inandığı doğruları ömrü boyunca değişmeden, değiştirmeden insanlara anlatmıştır.
O, Allah'ın hatırını saydı, Allah da onun gönlüne kendi muhabbetini doldurdu. O da etrafındaki ailesine, çocuklarına, arkadaşlarına, yarenlerine; o saf, berrak, duru, şeffaf sevgisini hayatının sonuna kadar bolca ikram etti.
Bizi birbirimize kardeş kıldı. Onun sevgisinde eridik, bir potaya döküldük. Bedenlerimiz ayrı lakin ruhlarımız aynı renge boyandı. Aynı potada eridik, bir ve beraber olduk.
O sevgi hâlâ hepimizi kuşatmakta, manevi sarhoşluk yaratmakta beden ülkemizde.
Onun sevgisi hâlâ hepimizde aynı şiddet ve yoğunlukta devam ettiğine göre, yaşarken sevgi ve merhamet gösterdiği herkese aynı sevgi ve merhameti
göstermemiz zaruridir.
Ne zamana kadar?
O arkadaştan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yoluna, ortaya koyduğu değer ve ölçülerine, projelerine, partisine zarar gelene kadar.
Bunun dışında hocamızın sevgisinde birleşen, onun etrafında hale olan bütün arkadaşlar bizim dünya ve ahiret kardeşimizdir. Böyle davranmak hem mü'min olmanın gereği, hem de hocamızın manevi hatırasına saygının gereğidir.
Cenab-ı Hak bu gayrette hepimize muvaffakiyetler nasip etsin. Âmin.
- 14 Nisan’ın ardından / 21.04.2022
- Nuh'un gemisi / 08.07.2021
- Hz. Ali’nin adaleti / 03.06.2021
- İnsan-ı Kamil / 27.05.2021
- ‘Ben yoksulluktan sararmıştım, Yoksulların derdi beni soldurdu’ / 25.05.2021
- İnsanın derdi / 24.05.2021
- Sosyal çürüme ve yozlaşma / 01.04.2021
- Salihlerin süsü / 29.03.2021
- İmam Zeynelâbidîn’in duası / 22.03.2021