Uzmanların yanı sıra TÜBİTAK yayınlarından çıkan ve dilimize "Tüfek, Mikrop ve Çelik" olarak çevrilen Jared Diamond adlı bilimadamının çalışmasından derlediği bilgilere göre, insanların ölüm nedenlerinin başında gelen hastalıklar, tarihi biçimlendirmeye varan önemli rolleri üstlendiler. 2. Dünya Savaşı'na kadar savaşlardaki insan kaybının çoğuna, aldıkları yaraların değil, taşınan hastalıkların yol açtığı bildirildi.
Avrupa'nın dörtte birini yok eden virüs
Özellikle tarımla birlikte, toplumlara büyük felaketler yaşatan bulaşıcı hastalıkların gelişimi de başladı. Çağdaş tıbbın ortaya çıkışından önce salgın hastalıklar çok daha korkutucu boyutlarda rakamlara ulaştı. İnsanlık tarihinin en büyük salgını, 1. Dünya Savaşı sonunda çıkan ve 21 milyon kişinin kaybına yol açan grip virüsü oldu. Kara Ölüm (Hıyarcıklı Veba) 1346-1352 tarihleri arasında Avrupa nüfusunun dörtte birini yok etti.
İnsan vücudunda tam
bir savaş var
Uzmanlara göre, tıp, ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında mikroplarla mücadelede antibiyotikler, antiviral ve kemotöropatikler gibi etkin maddeleri kullanmaya başlayabildi. Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, insanın, ağız, burun, boğaz, deri, bağırsak gibi vücut boşluklarında birlikte yaşadığı mikropların bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Trilyonlarca vücut hücremizden bin misli fazla mikroorganizmayı vücudumuzda taşıyoruz. Bu mikroplarla vücudumuz, hassas ve ahenkli biçimde ortak bir yaşam sürdürüyor. Bu hassas denge mikrop lehine bozulacak olursa, çatışma başlıyor ve sonunda mikroplar galip gelerek, vücudun yaşamsal işlevlerini aksatıp bozuyorlar. İkinci Dünya savaşından beri mikrop lehine bozulan dengeyi düzeltme ve mikropları ortadan kaldırmaya yönelik maddeler kullanıyoruz."
Avrupa'nın dörtte birini yok eden virüs
Özellikle tarımla birlikte, toplumlara büyük felaketler yaşatan bulaşıcı hastalıkların gelişimi de başladı. Çağdaş tıbbın ortaya çıkışından önce salgın hastalıklar çok daha korkutucu boyutlarda rakamlara ulaştı. İnsanlık tarihinin en büyük salgını, 1. Dünya Savaşı sonunda çıkan ve 21 milyon kişinin kaybına yol açan grip virüsü oldu. Kara Ölüm (Hıyarcıklı Veba) 1346-1352 tarihleri arasında Avrupa nüfusunun dörtte birini yok etti.
İnsan vücudunda tam
bir savaş var
Uzmanlara göre, tıp, ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında mikroplarla mücadelede antibiyotikler, antiviral ve kemotöropatikler gibi etkin maddeleri kullanmaya başlayabildi. Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münir Büke, insanın, ağız, burun, boğaz, deri, bağırsak gibi vücut boşluklarında birlikte yaşadığı mikropların bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Trilyonlarca vücut hücremizden bin misli fazla mikroorganizmayı vücudumuzda taşıyoruz. Bu mikroplarla vücudumuz, hassas ve ahenkli biçimde ortak bir yaşam sürdürüyor. Bu hassas denge mikrop lehine bozulacak olursa, çatışma başlıyor ve sonunda mikroplar galip gelerek, vücudun yaşamsal işlevlerini aksatıp bozuyorlar. İkinci Dünya savaşından beri mikrop lehine bozulan dengeyi düzeltme ve mikropları ortadan kaldırmaya yönelik maddeler kullanıyoruz."