Ankara'da gerçekleşen muhteşem imza töreninden itibaren haliyle "Bengisu" köşesinin gündemi de Milli Ekonomi Modeli oldu.
Haydar Hoca, hayli uzun yılların birikimi sonucu telif ettiği eserinde öyle işaret taşları döşemiş, öyle formüller geliştirmiş ki hangisini takip etseniz yolunuz onurlu bir hayata, haysiyetli ve şahsiyetli bir topluma ve dahi başı dik bir devlete çıkıyor.
Rus bilim adamının yerinde tespiti ile; nice sihirli kodlar gizli ve her okuyuşta da nice yeni yeni kodlarla karşılaşmak mümkün.
Hem şahsi planda, hem ailevi planda hem de devlet planında onurlu bir hayatın formüllerini arayanlar lütfen Milli Ekonomi Modeli tezinin sayfalarını çevirsinler, satır satır ve sayfa sayfa hazmetmeye çalışsınlar.
Çalışanın, hak edenin hakkının, alın terinin asla zerresinin dahi zayi olmayacağı bir sistem?
Ürünün sigortalanmasından ürün alım garantisine kadar alınan bütün tedbirler sonucu üreticinin asla zarar etmeyeceği, ürettiğinin elinde kalmayacağı bir sistem?
Sel gibi, kasırga gibi don vurması gibi tabii afetlerden ötürü fiyatların yükselmesi halinde aradaki farkın derhal devlet eliyle kapatılarak tüketicinin de mağdur edilmediği bir sistem?
Hz. Yusuf formülü gibi üretim seferberliğinin ilan edildiği, dağın, ovanın, yaylanın, ekilebilir her karış toprağın ekildiği ve elde edilen mahsulün derhal devlet eliyle paraya tebdil edildiği bir sistem?
Devletin, senyoraj hakkını kullanarak üretim karşılığı ihtiyaç kadar para bastığı, hem üreticiye hem de tüketiciye faizsiz krediler dağıttığı, dolayısıyla "para ile para satma" devrinin kapanacağı bir sistem?
Faizin de faize giden yolların da peşinen kurutulduğu bir sistem?
Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleri onurlu bir hayatın, başı dik bir devletin formüllerini içeriyor.
Bugün bizzat yaşayarak görüyoruz ki, tarih de bizzat şahittir ki; güçlü devletler kendi kurallarını koyuyor ve çatır çatır uyguluyorlar, zayıf devletler, borç alan ve borçlanan devletler ise hep "emir eri" durumunda kalıyorlar.
İşte bu model, geliştirdiği formüllerle bir devletin kaynaklarını kendisinin kullanabildiği, parasını üretimi nispetinde kendisinin bastığı, asla borç almaya ihtiyaç duymadığı yolları gösteriyor.
Mevcut iktidar geride bıraktığımız on beş yıl içinde öyle düzenlemeler yaptı, öyle yasalar çıkardı ki "kendi ayağına kurşun sıkmak" ifadesi bir çoğu için hafif kalıyor ama bir inceliyorsunuz ve görüyorsunuz ki meselenin altında borç var, borçlanma var ve ardından emir alma var.
Yok fiyatına satılan nice devlet kurumlarına, özelleştirme furyasına, tohumculuk yasası, maden yasası gibi gerçekten ucube yasalara bu gözle bakarsanız ne demek istediğimiz daha net anlaşılacaktır.
Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleri küresel tefeci şirketlerden olsun, tefeci devletlerden olsun borç almayı, dolayısıyla borçlanmayı ortadan kaldırıyor ve dolayısıyla emir almaya da son veriyor, onurlu bir hayatın işaret taşlarını döşüyor.
Bize de okumak düşüyor.
Haydar Hoca, hayli uzun yılların birikimi sonucu telif ettiği eserinde öyle işaret taşları döşemiş, öyle formüller geliştirmiş ki hangisini takip etseniz yolunuz onurlu bir hayata, haysiyetli ve şahsiyetli bir topluma ve dahi başı dik bir devlete çıkıyor.
Rus bilim adamının yerinde tespiti ile; nice sihirli kodlar gizli ve her okuyuşta da nice yeni yeni kodlarla karşılaşmak mümkün.
Hem şahsi planda, hem ailevi planda hem de devlet planında onurlu bir hayatın formüllerini arayanlar lütfen Milli Ekonomi Modeli tezinin sayfalarını çevirsinler, satır satır ve sayfa sayfa hazmetmeye çalışsınlar.
Çalışanın, hak edenin hakkının, alın terinin asla zerresinin dahi zayi olmayacağı bir sistem?
Ürünün sigortalanmasından ürün alım garantisine kadar alınan bütün tedbirler sonucu üreticinin asla zarar etmeyeceği, ürettiğinin elinde kalmayacağı bir sistem?
Sel gibi, kasırga gibi don vurması gibi tabii afetlerden ötürü fiyatların yükselmesi halinde aradaki farkın derhal devlet eliyle kapatılarak tüketicinin de mağdur edilmediği bir sistem?
Hz. Yusuf formülü gibi üretim seferberliğinin ilan edildiği, dağın, ovanın, yaylanın, ekilebilir her karış toprağın ekildiği ve elde edilen mahsulün derhal devlet eliyle paraya tebdil edildiği bir sistem?
Devletin, senyoraj hakkını kullanarak üretim karşılığı ihtiyaç kadar para bastığı, hem üreticiye hem de tüketiciye faizsiz krediler dağıttığı, dolayısıyla "para ile para satma" devrinin kapanacağı bir sistem?
Faizin de faize giden yolların da peşinen kurutulduğu bir sistem?
Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleri onurlu bir hayatın, başı dik bir devletin formüllerini içeriyor.
Bugün bizzat yaşayarak görüyoruz ki, tarih de bizzat şahittir ki; güçlü devletler kendi kurallarını koyuyor ve çatır çatır uyguluyorlar, zayıf devletler, borç alan ve borçlanan devletler ise hep "emir eri" durumunda kalıyorlar.
İşte bu model, geliştirdiği formüllerle bir devletin kaynaklarını kendisinin kullanabildiği, parasını üretimi nispetinde kendisinin bastığı, asla borç almaya ihtiyaç duymadığı yolları gösteriyor.
Mevcut iktidar geride bıraktığımız on beş yıl içinde öyle düzenlemeler yaptı, öyle yasalar çıkardı ki "kendi ayağına kurşun sıkmak" ifadesi bir çoğu için hafif kalıyor ama bir inceliyorsunuz ve görüyorsunuz ki meselenin altında borç var, borçlanma var ve ardından emir alma var.
Yok fiyatına satılan nice devlet kurumlarına, özelleştirme furyasına, tohumculuk yasası, maden yasası gibi gerçekten ucube yasalara bu gözle bakarsanız ne demek istediğimiz daha net anlaşılacaktır.
Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezleri küresel tefeci şirketlerden olsun, tefeci devletlerden olsun borç almayı, dolayısıyla borçlanmayı ortadan kaldırıyor ve dolayısıyla emir almaya da son veriyor, onurlu bir hayatın işaret taşlarını döşüyor.
Bize de okumak düşüyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024