Biz tutarız, tutuyoruz ve elbette tutmalıyız, hem de öylesine tutmalıyız ki, o da dönüp bizi tutsun.
Tuttuğumuzu iddia ettiğimiz oruç, eğer bizi tutarsa işte o zaman iddiamız ispatlanmış olur.
Orucun hayatımıza girmesiyle, 24 saatimizi tezyin edecek, iyiye, güzele, güzel ahlaka götürecek hasletler dahi hayatımızı kuşatmazsa eğer, bizim onu tutmamızdan da onun bizi tutmasından da maksat hasıl olmamış demektir.
Oruçlu günler, diğer günlerden daha huzurlu, daha düzenli, daha intizamlı, daha nezaketli ve daha nezafetli olursa, tuttuğumuz oruç bizi tutmuş ve hayatımızı güzelliklerle donatmış demektir.
Oruçlu günlerimizin caddesi-sokağı, çarşısı-pazarı, gidişi-gelişi, tebessümü-muhabbeti, diğer günlerimizden, diğer aylarımızdan oldukça farklı, olabildiğince daha güzelliklerle doluyorsa, onu tuttuğumuz gibi o da bizi tutuyor demektir.
"Erkek olsun kadın olsun, kim mü'min olarak güzel işler yaparsa, elbette ona güzel bir hayat yaşatacak ve onları işledikleri en güzel işleri esas alarak ödüllendirecek, kötülüklerini bağışlayacağız." (Nahl, 97)
Kerim Kitabımızın, Yüce Rabbimizin 'salih amel' olarak tarif ettiği güzellikler, başkalarının hayatını kolaylaştıracak güzel davranışlar, yardımlar ve yardımlaşmalar oruçla birlikte bizde zirve yapıyorsa, tuttuğumuz oruç tarafından tutuluyoruz demektir.
Tuttuğumuz oruç, elimizi tutarsa, elimizin kul hakkına, tüyü bitmemiş yetimin, geçim sıkıntısından kıvranan yoksulun hakkına uzanmasını engellerse layıkıyla birbirimizi tutmuş oluruz.
Bütün zamanlarda sürekli okuyup dinlediğimiz ama Kur'an ayında beş-on kat daha fazla okuduğumuz Yasin suresinin 'ellerin konuşturulacağını' haber veren ayetini her gördüğümüzde, her işittiğimizde daha derinden ürperiyorsak, hem oruç ibadetinden hem de Kur'an tilavetinden payımıza düşeni alıyoruz demektir.
"O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder." (Yasin, 65)
Tuttuğumuz oruç, dilimizi yalandan, gıybetten, dedikodudan ve iftiradan uzak tutuyorsa sırlarla dolu bu ibadetten layıkıyla istifade ediyoruz demektir.
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki Allah da işlerinizi ve hallerinizi düzeltsin, günahlarınızı affetsin. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olur." (Ahzap, 70-71)
Oruç tutarken, daha dikkatli olup, orucun işini zorlaştırmadan, onun da bizi tutmasını sağlayacak davranışlar sergileyelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025