Gönüller üzerinde oluşmuş olan gaflet bulutları oruç ikliminin rahmet sağanakları ile dağılmalı ve gafletin yerini basiretler almalıdır.
Zihinler üzerine çekilmiş olan "görmedim duymadım bilmiyorum" tarzındaki ecnebi perde, çirkin örtü oruç ikliminin kazandıracağı ferasetle yer değiştirmelidir.
Oruç sayesinde talanın her çeşidine karşı bütün organlar adeta göz kesilmeli, talanı da talancıyı da ayak seslerinden tanımalıdır.
Oruç ve Kur'an ikliminde elde edilecek olan kazanımlar, yalanın her çeşidine karşı duyarlı olmayı, yalanı ve yalancıyı nefesinden tanımayı sağlamalıdır.
Oruç iklimi, uykuların uzatıldığı ve uyuyanların çoğaldığı bir iklim olmamalı tam aksine uyanıklığa adım atıldığı, gaflet perdelerinin yırtıldığı ve hem yakın çevreye hem de uzak çevreye karşı hassasiyetlerin olabildiğince arttığı bir zaman dilimi olarak değerlendirilmelidir.
Bize ait olan, ülkemize, devletimize ve milletimize ait olan kaynakları talan edenler ve ettirenler kimlerdir?
Ülkemizin kaynakları üzerinden küresel tefeciler köşeleri dönerken, yüklerini tutup alaycı bakışlarla bize el sallarken, bizler neden asgari ücrete talim mecburiyetindeyiz, neden asgari ücretle dahi iş bulamayan milyonlarımız var?
Oruç iklimi basiretlerimizi açmalı, gafletimizi dağıtmalı ve can alıcı soruları sorabilmeliyiz.
Mesela, İslamcı söylemlerle iktidar olan mevcut iktidar kadrosu, öteden beri "haçlı kulübü" dedikleri AB kapısında neden ve nasıl on beş sene bu milleti oyaladı durdu?
Yüzde bir bile üyelik ihtimali olmayan AB anayasasını imzalamak için iktidarın en tepedeki iki ismi neden koşa koşa malum Papa heykelinin gölgesine sığındılar?
Ramazan iklimi, oruç ve Kur'an dirilişi, geç kalmış bu tür soruları sordurmalı ve aklımızı başımıza toplamamıza vesile olmalıdır.
Neden bir hayal uğruna, çıkardığı yaslarla, yaptığı düzenlemelerle sosyal dokuyu paramparça etti, milletin arasına, hatta aile fertleri arasına nifak soktu, teröre göz yumdu, teröriste yol açtı, imkanlar sağladı ve ülkeyi uçurumun başına getirdi?
Geride bıraktığımız on beş yılda basiretsizlik ve firasetsizlik yüzünden açılan derin yaralara kim merhem bulacak, talan ettirilen milli servetlerin hesabı kimden sorulacak, sebep olunan manevi kayıpların ve buhranların hesabını kim ya da kimler verecek?
Oruç iklimi, Ramazan atmosferi uykuların ve uykucuların çoğaldığı bir zaman dilimi değil aksine basiretlerin ve basiret ehli olanların çoğaldığı fırsat vakitleri olmalıdır.
"Doğrusu size Rabbiniz tarafından basiretler/idrâk kabiliyeti verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim." (En'am: 104).
"Onlara keyfî olarak istedikleri bir âyet veya mûcize getirmediğin zaman, 'Hiç değilse bir şeyler bulup buluştursaydın yâ!' derler. De ki: Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. Bütün bu Kur'ân Rabbinizden gelen basiretlerdir, gönül gözlerini açan, gerçekleri gösteren nurlardır. İman edecek kimseler için hidâyet ve rahmettir." (A'raf: 203).
"İçlerinden sana bakanlar da var fakat basiretleri de yokken körlere sen mi hidayet edeceksin?" (Yunus: 43).
Zihinler üzerine çekilmiş olan "görmedim duymadım bilmiyorum" tarzındaki ecnebi perde, çirkin örtü oruç ikliminin kazandıracağı ferasetle yer değiştirmelidir.
Oruç sayesinde talanın her çeşidine karşı bütün organlar adeta göz kesilmeli, talanı da talancıyı da ayak seslerinden tanımalıdır.
Oruç ve Kur'an ikliminde elde edilecek olan kazanımlar, yalanın her çeşidine karşı duyarlı olmayı, yalanı ve yalancıyı nefesinden tanımayı sağlamalıdır.
Oruç iklimi, uykuların uzatıldığı ve uyuyanların çoğaldığı bir iklim olmamalı tam aksine uyanıklığa adım atıldığı, gaflet perdelerinin yırtıldığı ve hem yakın çevreye hem de uzak çevreye karşı hassasiyetlerin olabildiğince arttığı bir zaman dilimi olarak değerlendirilmelidir.
Bize ait olan, ülkemize, devletimize ve milletimize ait olan kaynakları talan edenler ve ettirenler kimlerdir?
Ülkemizin kaynakları üzerinden küresel tefeciler köşeleri dönerken, yüklerini tutup alaycı bakışlarla bize el sallarken, bizler neden asgari ücrete talim mecburiyetindeyiz, neden asgari ücretle dahi iş bulamayan milyonlarımız var?
Oruç iklimi basiretlerimizi açmalı, gafletimizi dağıtmalı ve can alıcı soruları sorabilmeliyiz.
Mesela, İslamcı söylemlerle iktidar olan mevcut iktidar kadrosu, öteden beri "haçlı kulübü" dedikleri AB kapısında neden ve nasıl on beş sene bu milleti oyaladı durdu?
Yüzde bir bile üyelik ihtimali olmayan AB anayasasını imzalamak için iktidarın en tepedeki iki ismi neden koşa koşa malum Papa heykelinin gölgesine sığındılar?
Ramazan iklimi, oruç ve Kur'an dirilişi, geç kalmış bu tür soruları sordurmalı ve aklımızı başımıza toplamamıza vesile olmalıdır.
Neden bir hayal uğruna, çıkardığı yaslarla, yaptığı düzenlemelerle sosyal dokuyu paramparça etti, milletin arasına, hatta aile fertleri arasına nifak soktu, teröre göz yumdu, teröriste yol açtı, imkanlar sağladı ve ülkeyi uçurumun başına getirdi?
Geride bıraktığımız on beş yılda basiretsizlik ve firasetsizlik yüzünden açılan derin yaralara kim merhem bulacak, talan ettirilen milli servetlerin hesabı kimden sorulacak, sebep olunan manevi kayıpların ve buhranların hesabını kim ya da kimler verecek?
Oruç iklimi, Ramazan atmosferi uykuların ve uykucuların çoğaldığı bir zaman dilimi değil aksine basiretlerin ve basiret ehli olanların çoğaldığı fırsat vakitleri olmalıdır.
"Doğrusu size Rabbiniz tarafından basiretler/idrâk kabiliyeti verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim." (En'am: 104).
"Onlara keyfî olarak istedikleri bir âyet veya mûcize getirmediğin zaman, 'Hiç değilse bir şeyler bulup buluştursaydın yâ!' derler. De ki: Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. Bütün bu Kur'ân Rabbinizden gelen basiretlerdir, gönül gözlerini açan, gerçekleri gösteren nurlardır. İman edecek kimseler için hidâyet ve rahmettir." (A'raf: 203).
"İçlerinden sana bakanlar da var fakat basiretleri de yokken körlere sen mi hidayet edeceksin?" (Yunus: 43).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024