İcmal dergisinin nisan sayısında yayınlanan yazısında şöyle demişiz:
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; orucun bize kazandırdığı tüm güzel hasletleri tüm insanlığa ulaştırmak için tüm vakitlerde seferber oluruz, seher vakitlerinde, sahur vakitlerinde yalvarışa-yakarışa dururuz, bizi muhatap kabul edip te orucu bize farz kılana.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; örnek bir akrabalığa, örnek bir arkadaşlığa, örnek bir dostluğa, örnek bir komşuluğa derhal yelken açarız.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; tüm insanlığın acısını acımız biliriz, lokmamızı açlarla paylaşmaya koyuluruz, tüm anaları anamız ve bacıları bacımız biliriz, herkese yana-yakıla dua ettiğimiz için herkesi de duacımız biliriz.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; bal tutsak bile, sadece tutarız, parmak yalamayı aklımızdan dahi geçirmeyiz, şahsi çıkar sağlamak için ve dahi başkalarının haklarına konmak için kanunların arkasından dolanmayı asla düşünmeyiz.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; yetimin yoksulun elinden tutarız, naçarın biçarenin elinden tutarız, işsizi aşsızı soframıza buyur ederiz.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; haktan hukuktan yana bir yol tutarız, adilden adaletten yana bir yol tutarız, zalimin karşısında ama mutlaka mazlumun yanında omuz omuza saf tutarız, emeğin ve alın terinin tam karşılığını alana kadar yılmadan usanmadan nöbet tutarız.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; oruç tuttuğumuzu kimseler bilmez ama orucun bizi tuttuğu her halimizden belli olur, en bariz belirtileri elbette elimize yansır, kesinlikle dilimize yansır, mutlaka fiilimize yansır.
Oruç tutarsa bizi, oruç tuttuğumuz görünmez, bilinmez ama orucun bizi tuttuğu, sosyal hayatın içinde tüm alanlarda görünür, ikili ilişkilerde, komşuluk ilişkilerinde, ticari ilişkilerde, tüm mahlûkata, tüm canlılara karşı tavır ve davranışlarımızda görünür.
Oruç tutarsa bizi, gücümüz nispetinde hemen herkese ikramda bulunmaya can attığımız gibi, mesela trafikte yol kavgası yerine geçiş hakkımızı karşıdakine ikram ederiz, daha çok tebessüm dağıtma, daha çok tebessüm yakalama peşine düşeriz de gün boyu kazandığımız gönüllerle iftar saatine daha mutlu ve mesut gireriz.
Oruç tutarsa bizi, gün batarken, iftar sofraları kurulurken, güneşle vedalaşırken, iftar sofrasındaki yemek çeşitlerinden, yemek çeşitliliğinden ziyade, o gün akşama kadar hayatın içinde karşılaştığımız insanların, şehirlerde isek yoğun trafikte yolculuk yaparken yan yana, göz göze geldiğimiz insanların dualarını ve gönüllerini alıp almadığımız günlük muhasebemizin baş konusu olur.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; yüreğimiz yufkalaşır, yaşantımız başkalaşır, hayat kitabımızla olan buluşmalarımız daha da sıklaşır, onu anlamaya kafa yordukça o bize daha da yaklaşır ve yakınlaşır.
Oruç tutarsa bizi, artık kim tutar bizi; gece-gündüz, akşam-sabah açılırız ve açarız gönlümüzü Kur'an'ın dünyasına, tutarız tüm hayatımızı onun cilalı aynasına, kulak verir dikkat kesiliriz hem havada uçarken tesbih eden hem de Davut Peygamberin zikrine katılan kuşların sayhasına.
"Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsını bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir." (Nur: 41).
"Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır." (İsra: 44).
"Şimdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatırla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmişti."
"Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O'na yönelmiştir." (Sâd: 17-19).
"And olsun, Dâvûd'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar! Yankılanarak onunla beraber Allah'ı tesbih edin, siz de ey kuşlar, öterek onunla beraber tesbih edin, zikredin." dedik. Onun için demiri yumuşattık." (Sebe: 10).
Oruç tutarsa bizi, nice sarp dağları kolaylıkla aşarız, 'birr ve takva yolunda' yarışırız koşarız, kazanacağımız gönüller sebebi ile kabımıza sığmaz taşarız.
Oruç tutarsa bizi, hayra uzanır, yardım için uzanır ellerimiz, hep hayır söyler, hayra ve Hakka çağırır dillerimiz, her daim meyveye durur dallarımız, dört mevsim açar ve bir ömür kokar güllerimiz, halden hale girer ve en güzel hale tebdil olur hallerimiz, çatlamış toprakları ve çorak arazileri sular durur sellerimiz, gönülleri okşayacak ve gönülleri cuşa getirecek makamlardan çalar tellerimiz.
Oruç tutarsa bizi, yoldan düşmeyiz, yad yollara düşmeyiz, dosttan ayrı, dostlar meclisinden ayrı düşmeyiz.
(devam edecek…)
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024