Sömürgeciliğin gayelerini tahakkuk ettirmeye yönelik olarak oryantalistler İslamiyet'i çarpıtabilmek için, mesnetsiz ve dayanaksız bir çok iddia ortaya attılar. İslam'ın pek çok hakikati Oryantalistler tarafından kasıtlı olarak çarpıtıldı. Onlar "İslam'ın kılıçla yayılan bir din olduğunu, cinselliğe düşkün olduğunu ve Hz. Muhammed'in sahtekar olduğunu" (haşa) iddia etiler.
Oryantalist Duncan Mc Donald'a göre "Muhammed efsanesi çöktüğünde yani O'nun kişiliği ve hayatı hakikat ışığı altında incelendiğinde bütün inanç çökecekti." Bu insanların Hıristiyan okulları ve rahipler tarafından kazanılması gerekliydi. Oryantalistlerin İslam'ı ve Onun peygamberini karalamak maksadıyla ortaya attıkları iddialar şöyledir:1. Montgomery Watt gibileri Hz. Muhammed'in İslam'ı çok eski bir din olarak şekillendirmeye çalıştığına inanıyorlardı. Eski din Musevilik idi. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs'tü. Bu ise Peygamberin dinini ilk önce Musevilere kabul ettirmek istediğini gösteriyordu. Watt İslam peygamberinin Yahudilerle ilişkisi olduğunu düşünüyor, hatta daha da ileri giderek İslam'ın bir Yahudi mezhebi bile olabileceğini iddia ediyordu.2. Oryantalistlere göre Peygamber Kur'an'ın başta gelen yazarı ve derleyicisi idi. Onlara göre Kur'an "Peygamberin sahip olduğu enerjinin yansıması" idi. Peygamber ise "şiirsel zevk ve deha sahibi kimse" idi. Robert Bell ve Rodinson, Kur'an'ı "Peygamberin bilinç altından fışkıran bir şiir" olarak kabul etmekteydi.Oryantalistlerce Kur'an yaratıcı muhayyilenin bir ürünü olarak düşünülüyor ve Peygamberin hatalı olabileceği iddia ediliyordu. Bu çalışmalar aynı zamanda Müslümanların Batı karşısında ezildiğini savunuyordu. Onlara göre İslam medeniyeti bir çöküşü yaşıyor, Hıristiyan dünyası ise kendini dinamik bir biçimde yeniliyordu. Bu alanda geri kalmış ülkelerin kendilerini (!) yenileyebilmeleri için sömürgecilik şarttı.Oryantalistlerin İslam'ın temel esaslarıyla oynamalarının ve bunları tahrif çalışmalarının asıl sebebi, İslam ülkelerinin dinî bütünlüklerini zedelemek suretiyle millî birliklerini çökertmek ve bu şekilde buraları daha kolay sömürebilmektir. Bu maksatla Oryantalistler İslam'ın en temel iki esasından biri olan hadis müessesine yüklendiler ve hadis literatürünün keyfî olarak düzenlendiğini, tarihî olaylardan etkilendiğini ve dikkatsizce aktarıldığını kanıtlamaya çalıştılar. Bu çalışmaların bazıları Goldziher ve Joseph Schact tarafından yapılmış, bazı hadislerin sahihliği konusunda ciddi şüpheler uyandırılmıştı.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Oryantalist Duncan Mc Donald'a göre "Muhammed efsanesi çöktüğünde yani O'nun kişiliği ve hayatı hakikat ışığı altında incelendiğinde bütün inanç çökecekti." Bu insanların Hıristiyan okulları ve rahipler tarafından kazanılması gerekliydi. Oryantalistlerin İslam'ı ve Onun peygamberini karalamak maksadıyla ortaya attıkları iddialar şöyledir:1. Montgomery Watt gibileri Hz. Muhammed'in İslam'ı çok eski bir din olarak şekillendirmeye çalıştığına inanıyorlardı. Eski din Musevilik idi. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs'tü. Bu ise Peygamberin dinini ilk önce Musevilere kabul ettirmek istediğini gösteriyordu. Watt İslam peygamberinin Yahudilerle ilişkisi olduğunu düşünüyor, hatta daha da ileri giderek İslam'ın bir Yahudi mezhebi bile olabileceğini iddia ediyordu.2. Oryantalistlere göre Peygamber Kur'an'ın başta gelen yazarı ve derleyicisi idi. Onlara göre Kur'an "Peygamberin sahip olduğu enerjinin yansıması" idi. Peygamber ise "şiirsel zevk ve deha sahibi kimse" idi. Robert Bell ve Rodinson, Kur'an'ı "Peygamberin bilinç altından fışkıran bir şiir" olarak kabul etmekteydi.Oryantalistlerce Kur'an yaratıcı muhayyilenin bir ürünü olarak düşünülüyor ve Peygamberin hatalı olabileceği iddia ediliyordu. Bu çalışmalar aynı zamanda Müslümanların Batı karşısında ezildiğini savunuyordu. Onlara göre İslam medeniyeti bir çöküşü yaşıyor, Hıristiyan dünyası ise kendini dinamik bir biçimde yeniliyordu. Bu alanda geri kalmış ülkelerin kendilerini (!) yenileyebilmeleri için sömürgecilik şarttı.Oryantalistlerin İslam'ın temel esaslarıyla oynamalarının ve bunları tahrif çalışmalarının asıl sebebi, İslam ülkelerinin dinî bütünlüklerini zedelemek suretiyle millî birliklerini çökertmek ve bu şekilde buraları daha kolay sömürebilmektir. Bu maksatla Oryantalistler İslam'ın en temel iki esasından biri olan hadis müessesine yüklendiler ve hadis literatürünün keyfî olarak düzenlendiğini, tarihî olaylardan etkilendiğini ve dikkatsizce aktarıldığını kanıtlamaya çalıştılar. Bu çalışmaların bazıları Goldziher ve Joseph Schact tarafından yapılmış, bazı hadislerin sahihliği konusunda ciddi şüpheler uyandırılmıştı.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden