Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışını Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "Milli Ekonomi Modeli-Sosyal Devlet Milli Devlet" kitabını kaynak edinerek açıklamak istiyorum:
"Gerçek şu ki, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı savaşlar ile değil aslında alınan borçlar ve akabinde verilen imtiyazlarla olmuştur.
Osmanlı ilk defa 1854'te Kırım Savaşı esnasında İngiltere ve Fransa'dan 3 milyon sterlin alarak borçlanma sarmalının içine itilmiştir.
Ilk borç alındıktan 2 yıl sonra Ali Paşa hükümetinde, İngiliz ve Fransızlarla beraber hazırlanan 1856 Islahat Fermanı maddeleri, yakından incelendiğinde, günümüzün AB İlerleme Raporları ve IMF talimatları ile olan benzerliği dikkatleri çekecektir.
Bu fermana göre;
- Yabancılar mülk edinme hakkı ediniyor,
- Azınlık okullarının açılmasına ruhsat çıkıyor
- Patrikhanede alınan kararların Babıali tarafından onaylanması sağlanıyor,
- Azınlıklar için farklı mahkemeler oluşturuluyordu.
Azınlıklara verilen imtiyazlarla birlikte çok kısa süre içerisinde Osmanlı ekonomisi azınlıkların kontrolüne geçmiştir.
Genelde, Osmanlı'nın yeraltı kaynaklarının talan edilmesi de 1854 yılında alınan ilk borçla birlikte başlamıştır.
1856 yılında yapımına başlanan Aydın demiryolu projesi ile, demiryolunun 45 kilometre çevresinde bulunan bütün madenlerin işletim hakkı, çok cüzi ücretlerle İngiliz firmasına devredilmiştir. Birçok ecnebi maden şirketi Osmanlı topraklarına üşüşmüşlerdir.
1859 yılında ilk borç alınmasının 5 yıl sonrasında İngiliz ve Fransız üyelerinde katılımı ile Islahat-ı Maliye Komisyonu kuruldu. Bu komisyon kamu harcamalarını kısma ve vergileri artırma üzerine yoğunlaşmıştı.
1863 yılında Osmanlı Bankası kuruldu. Bu bankanın yetkileri içinde banknot basma yetkisi de bulunuyordu. İsmi Osmanlı olan bankanın sahipleri ise elbette borç veren iki ülke, yani Fransa ve İngiltere idi.
1881 yılında Osmanlı, borçlarını ödeyemeyince Düyûn-u Umumiye Teşkilatı kurularak, Osmanlı'nın damga, balık, tütün, tuz, Kıbrıs gümrük vergileri gibi birçok vergisine el konuldu.
Osmanlı'nın borç alması ile sadece vergilerine el konulmadı; borç veren sömürgeci güçler, Osmanlı'nın bütün idaresine karışmakta, onun parçalanmasına zemin hazırlayan yasaları tek tek ona aldırmakta idi.
Osmanlı devleti Avrupa devletleri için bir pazar haline gelmişti. Kendisinden hammadde temin edilen ve sanayi ürünlerini satın alan bir pazar. Neticede üretmeyen ama üretilenleri tüketen, ekonomisi dibe batırılmış bir yapı ortaya çıkmıştı.
Sanayi endüstrisi de adeta sıfır noktasındaydı. Başta hanedan halkı olmak üzere, hane halkları birçok ihtiyacını Avrupa'dan getirilen mallarla karşılıyordu.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra da Anadolu'yu işgal eden devletler alacaklarını gerekçe göstermişler ve işgallerine başlamışlardır.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Aatürk işte böylesine batmış bir ekonomiyi ve yıkılmış devleti, sonsuz cesareti ve imanı ile vatanımızı işgal edenlerin ellerinden kurtarmış ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak bizlere emanet etmiştir.
Dünün birçok sömürgeci devletinin yerini, bugün ise dünyayı kana bulayan ABD almıştır. ABD, ekonomik olarak kendine bağımlı hale getirdiği ülkelerden, verdiği borçların karşılında para değil, yeraltı kaynaklarının kullanım hakkı, topraklarının ABD üssü haline getirilmesi vs. gibi siyasî imtiyazlar istemektedir."
Tarihin tekerrür ettiğini düşünüyorum. Yine aynı borç sarmalı içindeyiz, borcumuzun faizini bile ödeyemez haldeyiz, yabancı sermaye sahiplerine imtiyazlarımız üst düzeyde, idaremize karışılmakta, yeraltı kaynaklarımız talan edilmekte, özelleştirme adı altında birçok kurumumuz az miktarda satılmakta.
Osmanlı Devletinin yıkılma sürecinin ne kadar aynısını yaşıyoruz.
Ama yine de ülkemizi kurtaran o zaman Asker Mustafa Kemal Atatürk vardı, şimdi Hoca Mustafa Kemal Atatürk var. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ortaya koymuş olduğu Milli Ekonomi Modeli var. İşte bu model ile ülkemiz içinden çıkılmaz sandığımız bu vahim durumdan bile kurtulabilir ve hatta Türkiye dünyanın en güçlü devleti haline gelebilir. Yeter ki şu anda Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ile beraber olup MEM'in ülkemizde uygulanmasını sağlayalım ki işgal edilmekten kurtulalım...
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -2- / 15.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli / 14.03.2022