Otomotivde Yeşil Dönüşüm Hızlanıyor
2025 itibarıyla otomotiv endüstrisi, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda çevresel ve lojistik açıdan da büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor
19.07.2025 13:42:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





2025 itibarıyla otomotiv endüstrisi, yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda çevresel ve lojistik açıdan da büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi regülasyonlar, üreticileri karbon ayak izlerini azaltmaya ve sürdürülebilir üretim modellerine geçmeye zorluyor.
Türkiye gibi üretim merkezleri, düşük işçilik maliyetlerinin ötesinde artık karbon verimliliğiyle de rekabet etmek zorunda. Bu nedenle, üretim tesislerinde yenilenebilir enerji kullanımı, dijital ikiz teknolojileriyle emisyon takibi ve ESG raporlamaları öncelikli hale geldi. Özellikle batarya üretimi ve geri dönüşüm süreçleri, çevresel sorumluluk açısından sektörün en kritik noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, üreticileri daha esnek ve bölgesel çözümler geliştirmeye yöneltti. Çinli markaların agresif büyümesi ve Avrupa'daki üretim daralmaları, Türkiye gibi ülkeleri alternatif üretim ve tedarik üsleri haline getiriyor. Bu durum, yerli üreticiler için hem fırsat hem de risk barındırıyor.
Otomotiv sektörü artık bir ürün endüstrisi değil; veri, güven, esneklik ve çevresel sorumlulukla şekillenen entegre bir mobilite ekosistemi haline geliyor. 2025, bu dönüşümün hızlandığı ve küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir yıl olarak kayıtlara geçiyor.
Türkiye gibi üretim merkezleri, düşük işçilik maliyetlerinin ötesinde artık karbon verimliliğiyle de rekabet etmek zorunda. Bu nedenle, üretim tesislerinde yenilenebilir enerji kullanımı, dijital ikiz teknolojileriyle emisyon takibi ve ESG raporlamaları öncelikli hale geldi. Özellikle batarya üretimi ve geri dönüşüm süreçleri, çevresel sorumluluk açısından sektörün en kritik noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
Tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, üreticileri daha esnek ve bölgesel çözümler geliştirmeye yöneltti. Çinli markaların agresif büyümesi ve Avrupa'daki üretim daralmaları, Türkiye gibi ülkeleri alternatif üretim ve tedarik üsleri haline getiriyor. Bu durum, yerli üreticiler için hem fırsat hem de risk barındırıyor.
Otomotiv sektörü artık bir ürün endüstrisi değil; veri, güven, esneklik ve çevresel sorumlulukla şekillenen entegre bir mobilite ekosistemi haline geliyor. 2025, bu dönüşümün hızlandığı ve küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir yıl olarak kayıtlara geçiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.