‘Övülme ve saygı istemen sana put’
Ey dünyaya ve âhirete tapanlar, siz Allah’ı bu hâlinizle bilemezsiniz. Ne O'nun yarattığı dünyayı ne de âhireti anlayabilirsiniz; hepsinin cahilisiniz
17.04.2023 08:44:00





Ey dünyaya ve âhirete tapanlar, siz Allah'ı bu hâlinizle bilemezsiniz. Ne O'nun yarattığı dünyayı ne de âhireti anlayabilirsiniz; hepsinin cahilisiniz.
Sen hissiz bir duvar gibisin. Dünya sana put. Âhiret sana put.
Halk sana put. Şehvet, lezzet sana put. Övülme ve saygı istemen sana put. Halk gelsin, elini öpsün; bunu istersin. Halbuki bu da sana put. Sen bilesin ki, Hak'dan gayri tapındığın cümle eşya, sana put sayılır.
Allah yolcuları dünyayı ve âhireti isterler, ama sizin istediğiniz gibi değil. Onlar dünyayı ve âhireti alır, Hak kapısına teslim ederler. Onları bir tabibe gösterir, onun vereceği tavsiye gereğince hem yer hem de hastalara verirler.
Ey içi bozuklar, sizin bunlardan haberiniz var mı? İçi bozuk münafık, bunlardan bir harf dinlemek istemez. Asıl kıyamet onun üzerine kopacak; çünkü o gerçeği dinlemek istemez oldu.
Sözlerim bir gerçektir, ben de Hak yolundayım. Sözlerim Allah tarafındandır. Boş yere kelâm etmem; dinî emirlerin gereğini söylerim. Lâkin senin anlayışındaki sakatlık bir âfettir.
Yazık sana, öğrendin ama iş tutmadın. Bildiğinle amel etmeyince ne faydası var?..
Gençlik çağında erenlere koşmadın; ihtiyarlık hâlinde onlara nasıl hizmet edeceksin?..
Her iman sahibinin ölüm anında keşfi açılır, cennetteki yerini görür. Huriler, vildanlar ona gösterilir. Cennetin kokusunu alır. Bu hâller olunca ölüm ve sıkıntıları hafifler.
Hak, Asiye Sultana yaptığını ona da yapar. Hakk'a vasıl olanların çoğu, ölümden hayli zaman önce bu hâli sezer. Bunlar, Hakk'a yakın, Hak tarafından seçilmiş bazı fertlerdir.
Yazık oluyor sana, hiçbir işe yaramayan yersiz hezeyanları bırak. Verilen İlâhî hükmü, hiç kimse reddedemez. Onu hedefinden uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmez.
Teslim ol, rahatı bul. İşte gece ve işte gündüz. Bunların reddi senin için nasıl imkân dahilinde olabilir? Gece gelince herkes kabul eder; sen ister beğen ister beğenme. Gündüz de aynı şekilde... Senin inadına her ikisi de gelir.
İlâhî kaza ve kader de aynı hükmü taşır; lehine ve aleyhine olan her şey gelmeye devam eder. Fakirlik karanlığı üzerine çökünce teslim ol, zenginlik gününü bekle.
Hastalık gecesi basınca ona da teslim ol, şifa sabahını bekle. Sevmediğin şeylerin karanlığı basınca sabırla kal; sevilen şeyleri getiren aydınlığı bekle...
Hastalık, darlık, fakirlik ve şeref kıran gecelerde rahat gönülle bekle. Hakk'ın ezelde vermiş olduğu ahkâmı redde kalkma. O'nun kaderine karşı koyma; sonra helak olur, yıkılırsın. İmanın yok olur. Kalbin kararır, sırrın ölür.
Hak: peygamberlerine indirdiği bazı kitaplarında, şöyle buyurur:
"Ben öyle Allah'ım ki, benden gayri ilâh yoktur. Bir kimse hükmüme teslim olur, verdiğim belâya sabreder, nimetlerim için şükür yolunu tutarsa, onu katımda doğrulardan yazarım. Aksine bir kimse hükmüme boyun eğmez, nimetlerim için şükür yolunu tutmazsa benden başka ilâh arasın."
Kazaya boyun eğmez, belâya sabırla karşı koymaz, nimetlere şükür yolunu tutmazsan sana Rab yoktur. Başka Rab ara; ama Ondan başkası da yok...
Hâl böyle olunca dilersen O'nun hükmüne boyun eğ, dilersen kadere, hayra, şerre, acıya, tatlıya dayan. Hoş, istemesen de olan olacak.
Sana gelecek bir şey, saklanmanla seni kaybetmez. Sana gelmesi imkânı olmayan, aramakla ve çalışmakla bulunmaz." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Sen hissiz bir duvar gibisin. Dünya sana put. Âhiret sana put.
Halk sana put. Şehvet, lezzet sana put. Övülme ve saygı istemen sana put. Halk gelsin, elini öpsün; bunu istersin. Halbuki bu da sana put. Sen bilesin ki, Hak'dan gayri tapındığın cümle eşya, sana put sayılır.
Allah yolcuları dünyayı ve âhireti isterler, ama sizin istediğiniz gibi değil. Onlar dünyayı ve âhireti alır, Hak kapısına teslim ederler. Onları bir tabibe gösterir, onun vereceği tavsiye gereğince hem yer hem de hastalara verirler.
Ey içi bozuklar, sizin bunlardan haberiniz var mı? İçi bozuk münafık, bunlardan bir harf dinlemek istemez. Asıl kıyamet onun üzerine kopacak; çünkü o gerçeği dinlemek istemez oldu.
Sözlerim bir gerçektir, ben de Hak yolundayım. Sözlerim Allah tarafındandır. Boş yere kelâm etmem; dinî emirlerin gereğini söylerim. Lâkin senin anlayışındaki sakatlık bir âfettir.
Yazık sana, öğrendin ama iş tutmadın. Bildiğinle amel etmeyince ne faydası var?..
Gençlik çağında erenlere koşmadın; ihtiyarlık hâlinde onlara nasıl hizmet edeceksin?..
Her iman sahibinin ölüm anında keşfi açılır, cennetteki yerini görür. Huriler, vildanlar ona gösterilir. Cennetin kokusunu alır. Bu hâller olunca ölüm ve sıkıntıları hafifler.
Hak, Asiye Sultana yaptığını ona da yapar. Hakk'a vasıl olanların çoğu, ölümden hayli zaman önce bu hâli sezer. Bunlar, Hakk'a yakın, Hak tarafından seçilmiş bazı fertlerdir.
Yazık oluyor sana, hiçbir işe yaramayan yersiz hezeyanları bırak. Verilen İlâhî hükmü, hiç kimse reddedemez. Onu hedefinden uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmez.
Teslim ol, rahatı bul. İşte gece ve işte gündüz. Bunların reddi senin için nasıl imkân dahilinde olabilir? Gece gelince herkes kabul eder; sen ister beğen ister beğenme. Gündüz de aynı şekilde... Senin inadına her ikisi de gelir.
İlâhî kaza ve kader de aynı hükmü taşır; lehine ve aleyhine olan her şey gelmeye devam eder. Fakirlik karanlığı üzerine çökünce teslim ol, zenginlik gününü bekle.
Hastalık gecesi basınca ona da teslim ol, şifa sabahını bekle. Sevmediğin şeylerin karanlığı basınca sabırla kal; sevilen şeyleri getiren aydınlığı bekle...
Hastalık, darlık, fakirlik ve şeref kıran gecelerde rahat gönülle bekle. Hakk'ın ezelde vermiş olduğu ahkâmı redde kalkma. O'nun kaderine karşı koyma; sonra helak olur, yıkılırsın. İmanın yok olur. Kalbin kararır, sırrın ölür.
Hak: peygamberlerine indirdiği bazı kitaplarında, şöyle buyurur:
"Ben öyle Allah'ım ki, benden gayri ilâh yoktur. Bir kimse hükmüme teslim olur, verdiğim belâya sabreder, nimetlerim için şükür yolunu tutarsa, onu katımda doğrulardan yazarım. Aksine bir kimse hükmüme boyun eğmez, nimetlerim için şükür yolunu tutmazsa benden başka ilâh arasın."
Kazaya boyun eğmez, belâya sabırla karşı koymaz, nimetlere şükür yolunu tutmazsan sana Rab yoktur. Başka Rab ara; ama Ondan başkası da yok...
Hâl böyle olunca dilersen O'nun hükmüne boyun eğ, dilersen kadere, hayra, şerre, acıya, tatlıya dayan. Hoş, istemesen de olan olacak.
Sana gelecek bir şey, saklanmanla seni kaybetmez. Sana gelmesi imkânı olmayan, aramakla ve çalışmakla bulunmaz." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.