Hemen her gün, 'İETT'de büyük vurgun', 'Mall Of İstanbul'un imarında büyük ve akıl almaz imar yolsuzluklar', 'Yalova Belediyesi'nde yolsuzluk', 'Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde talan', 'Antalya Belediye'sinde akıl almaz zarar', rant, zimmet, kamuyu zarara uğratmak gibi haberleri okuyoruz.
İç İşleri Bakanlığı ve savcılar bazen harekete geçiyor, çoğu zaman kimse kılını kıpırdatmıyor, yargıya intikal edenler ise yıllarca raflarda bekletiliyor.
Bunlar devede kulak misali örnekler. Tablo vahim. Yani hangi testiye ufak bir çekiç vursan içinde irin akıyor, kul hakkı akıyor, gasp akıyor.
Oysa bu millet Allah'a ve hesap gününe iman ettik, diyordu. Kul hakkı, yetim hakkı diyordu.
Millet nazarında vatan, bayrak, namus gibi devletin malı da kutsaldı. Devlet malında (bugünkü tabirle) beş kuruşluk yolsuzluk yapan, gasp eden, zimmetine geçiren bir kişinin cenaze namazını kılmayan bir Peygamberin (s.a.a.v) ümmetiydik.
Ne oldu bu millete ki, seçtikleri devlet ve milletin hakkını yiyor ve millet buna rıza gösteriyor?
Bu soruların cevabını hepimiz kendi özelimizde düşünelim. Düşünürken Peygamberimizin her adımının, her sözünün, her icraatının sözcüsü, taklitçisi ve uygulayıcısı olan İmam Ali Efendimizin şu talimatlarını kendimize ayna yapalım;
İmam Ali (a.s), vali olarak yani devlet adına milleti yönetmek için atağı Malik b. Eşter'e emretti ki;
"Devlete taalluk eden ilerde ve yapacağın işlerin tahakkuk ve tasarrufunda dikkatli olman ve gaflete düşmemen gerekir. Ülkede görev yapan katiplerin durumunu iyi takip etmen ve bu tür görevlere iş yapanın beceriklisini getirmen gerekir. Katiplerin nitelikleri konusunda Yüce Allah şöyle buyurur;
"Aranızda bir yazıcı (onu) adaletle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın." (Bakara 282)
Ey Malik! Katipler arasında iletişimde özür ve bahane aramayan, ifadesi güzel olan ve hakim karşısında gevşeklik göstermeyen becerikli bir katibi seçip, gizli ve şifreli mektuplarını ona yazdırmalısın… (Prof. Dr. Haydar Baş imam Ali eseri sh:749-50)
Katipleri seçerken yalnız dış görünüşüne bakmamalısın. Bunlar hakkında iyi niyetin yeterli olmamalıdır.
Zira bunların bir kısmı yapmacık hareketlerde bulunarak, güzel hizmet ettikleri görüntüsü vermeye çalışırlar. Görünüşe önem veren valileri etkiler ve aldatırlar. Halbuki işin ardında samimiyet yoktur…
Artan iş yoğunluğunu çözmek için belli iş alanlarını sınıflandırarak, her sınıfın başına katiplerden birini başkan olarak tayin etmelisin. Ara sıra devlet memurlarını denetleyerek, hata yapan katipleri uyarmalısın. Zira bu tür uyarılar yanlışları azaltır, hatanın tekrarını önler. (aynı eser sh:750)
Danışmanların önemi
"Ey Malik! Cimrileri önemli işlere bulaştırmamalısın. Çünkü cimri insanlar, seni iyilik ve yardımdan uzaklaştırır ve sana züğürtlüğü dayatır. Allah buyuruyor ki; "Bunlar öyle insanlardır ki, cimrilik ederler ve sana da cimriliği emrederler." (Nisa 37)
Korkakları da meşveretine almamalısın. Zira onlar işlerine zaaf düşürür ve seni çıkmaza sokarlar. Hırslı ve tamahkâr insanlara da meclisinde yer vermemelisin. Çünkü onlarda aç gözlülüğü, zulüm ve haksızlığı hoş göstermeye çalışırlar…
Şunu bilmelisin ki, sana danışman olacakların en kötüsü, senden önce kötülük yapan kimselere dost olup, onların suçlarına ortak olanlardır.
Çünkü bunlar, zalimlerin yardımcısı ve canilerin dostu olmuşlardır. O halde böylelerinden uzak durmalısın.
Halefin hayırlısı, selefin aldığı tedbirleri aynen kabul eden ve yaptığı güzel şeylerin benzerini ortaya koyan kimsedir. Buna karşılık selef, halefin beğenilmeyen işleriyle ilgilenmez ve hoşa gitmeyen hareketlerini benimsemez ise kendisine bir sorumluluk gelmez.
İnsan doğduğu gün ağlar. O esnada başkaları gülüyordur. Öyle yaşamalısın ki, öldüğün gün, gülen sen ol, ağlayan halk olsun.
İnsanlar arasında zalime zulmünde, günahkâra cürümünde yardım etmeyen hayırlı kişiler bulmalısın.
Allah şöyle buyuruyor; "İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın." (Maide 2)
Bunların yükü daha hafif, sağlayacağı yardımlar daha çoktur. Sana besledikleri sevgi daha gerçek, senin dışındakiler ile ilişkileri daha azdır.
Bu gibileri hem özel, hem de genel meclislerinde kendine yakın tutmalısın. Bunlar arasında öylesini bul ki, gerçekleri sana rahat bir şekilde söyleyebilsin ve evliyayı kiram için mekruh sayılan yanlış hareketlerin ortaya çıkmasına engel olsun…
Yardımcıların denetlenmesi
Ey Malik! Yardımcılarına karşı ihtiyatlı olman gerekir. İçlerinden biri elini hıyanete uzatır ve denetçiler tarafından bu haber doğrulanırsa, bu tanık olarak sana yeter.
Artık ona haddi aşma cezası verebilir, yaptığına karşı onu suçlu tutar, müstahak olduğu cezayı verebilirsin.
Kötü niyetlilerden bir örnek olmak üzere, elinden yetkileri alır, kendini itibarsızlık mevkiine düşürür, alnına hıyanet lekesi vurur, boynuna töhmet zincirini geçirebilirsin." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eseri sh. 750-51)
Rabbim, bizleri hesaptan önce hesabını iyi yapanlardan eylesin…
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024