Özel okullar için bu yıl zor geçecek
Yeni eğitim öğretim yılında özel okul öğretmenlerinin pek çoğu yine asgari ücret ve biraz üzerindeki süreli sözleşmelerle çalışacak. Buna karşılık Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk, "Maliyetler korkunç boyutlarda. Okullar şu anda borç arıyor, kredi bulmaya çalışıyor" dedi.
07.09.2023 22:53:00 / Güncelleme: 08.09.2023 14:23:13
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 30 Ağustos'ta taban maaş ve güvenceli çalışma taleplerini duyurabilmek için Türkiye Özel Okullar Derneği'nin (TÖZOK) önünde basın açıklaması yapmak istedi. Basın açıklamasını yapamadan polis müdahalesi ile karşılaşan öğretmenlerin 26'sı ters kelepçe ile gözaltına alındı. Türkiye'de özel eğitim kurumlarında çalışan eğitimcilerin maaşı büyük oranda ya asgari ücret ya da asgari ücretin biraz üzerinde seyrediyor. Sendika, özel okul öğretmenlerinin ortalama 15-18 bin lira maaşla, 1 yıllık süreli sözleşmelerle ve yoğun mobbing (yıldırı) altında çalışmak zorunda kaldığını söylüyor. Özel sektör öğretmenleri, kamudaki öğretmenlerle aynı maaşı almalarını güvence altına alan 'taban maaş' düzenlemesinin geri gelmesini talep ediyor.
Mevsimlik sözleşmeler imzalanıyor
Pek çok kurs ve dershanede öğretmenler 10 aylık 'mevsimlik' sözleşmeler imzalarken, 600 binin üzerinde atanamamış öğretmenin sırada beklediği sektörde bir şekilde iş bulabilenler bile kendisini çaresiz hissediyor. Özel sektördeki bazı öğretmenler 'depo sorumlusu, büro çalışanı' şeklinde atanırken, elden maaş verme ve sigortayı eksik yatırma gibi yöntemler de oldukça yaygın. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İstanbul İl Temsilcisi Evin Turgut, "Şu an özel sektörde çalışan bir öğretmen ortalama maksimum 18 bin alıyor ama bu en iyi örnek. Ben 18 bin bile almıyorum mesela. Çoğunlukla asgari ücret veya bir tık üstüne çalıştırılıyoruz" diye konuştu.
Özel okul öğretmenleri büyük ölçüde uzun çalışma saatleri ve iş tanımı dışındaki 'angarya' işlere mahkûm edildiklerini söylüyor. Geçinmek için özel ders vermek ya da yaz aylarında başka işler yapmak zorunda kaldıklarını söyleyen Turgut, oldukça karanlık bir tablo çizerek, "Tatil yapmak bizler için hayal. Ben kredi kartı ve borçlarla yaşıyorum, kiramı bile zar zor ödüyor ve ay sonunu düşünmekten başka bir şeye odaklanamıyorum. Her şeyden kısıyoruz. Yetmezmiş gibi iş görüşmelerinde patronlardan bununla ilgili tavsiyeler de alıyoruz; geçinmek için evlenmemiz ya da ev arkadaşı almamız gibi. Taban maaş, yani kamudaki meslektaşlarımız ile aynı özlük haklarına ve maaşa sahip olmak istiyoruz" dedi.
Özel okullar maliyet baskısı altında
Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından özel okulların eğitim ücretine geçen yıl maksimum yüzde 36, bu yıl maksimumum yüzde 65 zam sınırı getirildiğini hatırlatarak, "Kamudaki öğretmenlerin vergi payı ile özel okullardaki öğretmenlerin işverene vergi payı arasında yüzde 25'lik bir fark var. Bununla birlikte üzerimizde başkaca vergilerin ciddi yükü var. Öğretmenlerin taban maaş beklentisini karşılamak için, aradaki bu vergi farkını giderecek yeni düzenlemeler gerekiyor. Aksi halde Türkiye'de okulların büyük çoğunluğunu bu şekilde batırırsınız, kapatırsınız. Son iki senede enflasyon çok daha yukarıdayken, maliyetler yüzde 400-600'ler civarındayken, bizim okul ücretlerimize zam sınırı getirildi. 1.5 sene önce 2 bin 800 TL olan asgari ücret şu anda 11 bin 500 lira" diye konuştu.
Bu yıl zor geçecek
Bu eğitim öğretim yılının sektör açısından zor bir yıl olacağını söyleyen Öztürk, özel okullara kamu desteğinin artması gerektiğini dile getirerek, "Maliyetler korkunç boyutlarda. Okullar şu anda borç arıyor, kredi bulmaya çalışıyor. Devlet Kredi Garanti Fonu'ndan özel okullar için 10 milyar TL'lik bir bütçe ayrıldığı ifade edilmişti, henüz 1 lira alan okul olmadı, sadece sözde kaldı. Ne yazık ki birçok haksızlığa uğrayan öğretmen olduğunu ben de biliyorum. Bu sektörün çok yanlışları da var. Eğitim sektörüne hiç girmemesi gereken aktörler, müteahhitler vb. sektöre girdi." Öztürk, 26 yıldır ilk kez bu yıl okulunu kapatmayı düşündüğünü söyledi.
Kamuda öğretmenlerin haftalık çalışma saatleri 15 zorunlu + 15 ek ders olarak maksimum 30 saat olarak tanımlanmışken, özel eğitim kurumlarında öğretmenler çok daha düşük ücretlere haftada 40-60 saat derse girebiliyor. Öğretmenlerle yapılan sözleşmelerin süresi ise kurumdan kuruma farklılık gösteriyor. Fakat yaygın uygulama, öğretmenlerin neredeyse her eğitim öğretim yılı sonunda 'kovulma ya da sözleşmesinin yenilenmemesi' riskiyle karşı karşıya kalması şeklinde sonuçlanıyor.deki önlük yırtıldı" diyerek anlattı. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.