Bilindiği gibi geçtiğimiz Cuma, hocalarımız kürsülerde Mirac'ı anlattılar, bir gün aradan sonra idrak edilecek Mirac Kandilinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda bilgiler verdiler.
Gittiğim camide kürsüdeki vaizin sohbetinin son on dakikasını dinledim ve Muhammed İkbal'in dediği gibi dehşete düştüm. İkbal öyle diyor; "bugün camide dinlediğim vaiz hem Allah'ı, hem Cebrail'i, hem de Peygamberi dehşete düşürdü."
Benim dinlediğim vaiz efendi aynen şöyle dedi: "Peygamberimiz, Mirac yolculuğunda altıncı kat semada Hz. Musa ile karşılaştı ve selamlaştılar, konuştular, Peygamberimiz oradan ayrılırken Hz. Musa ağlamaya başladı, ağlamasının sebebi soruldu ve o da dedi ki: Genç, delikanlı peygamber oldu ve onun ümmetinden cennete gireceklerin sayısı benimkilerden çok çok fazla olacak, ona ağlıyorum."
Yanımda oturan genç, zeki biri olacak ki bana döndü, beni de sakallı görünce her halde hoca zannetti, "Hocam" dedi, "Burada bir yanlışlık yok mu, Musa peygamber burada resmen 'kıskanç bir peygamber' ilan edilmiş olmuyor mu?"
Namaz başlayıncaya kadar ancak, tespitinin doğru olduğunu ve vaizin söylediklerinde bir yanlışlık olduğunu söyleyebildim.
Başta Diyanet İşleri olmak üzere il müftülerimiz, ilçe müftülerimiz başlarını ellerinin arasına almalılar, başbaşa vermeliler ve ciddi ciddi; "Biz bu millete nasıl bir din anlatıyoruz ve anlattırıyoruz?" sorusuna cevap bulmalıdır.
Özellikle Mirac konusu bir yazıya sığmayacak kadar israiliyyatlarla dopdolu, lütfen müftülerimiz aylık toplantılarda görevlilerini uyarsınlar.
İçinde bulunduğumuz "Kutlu Doğum Haftası" dolayısıyla bu konudaki tartışmalar yeniden alevlendi.
Peygamberimizin doğumunu miladi takvim esas alınarak Nisan ayının falan gününe sabitlemek kimin işi, böyle bir yetkiyi kim nereden alıyor?
Bu işte de FETÖ'nün parmağı olduğu yazılıp-çiziliyor.
Bizce de doğru olan bu faaliyetlerin Rebiulevvel ayının on ikisi ve sonrası günlerde yapılması daha uygundur. Ramazan'ın başlaması, bitimi, bayramların tespiti Kameri aylara göre yapıldığına göre, o da bilindiği gibi her yıl on gün önce gelmesi sebebiyle bütün mevsimleri dolaştığına göre, "Kutlu Doğum Haftasını" Nisan ayının ortalarına sabitlemek neyin nesi?
Doğru din anlatımı ancak doğru bilgilerle mümkün olacağına göre, camide kürsü gibi, minber gibi özel makamları kullanan görevlilerimiz her gün, her hafta kendilerini yenileyerek, bilgilerini tazeleyerek o makamlara çıkmalıdırlar.
Haşa öyle şey olur mu, peygamber peygamberi kıskanır mı?
Gittiğim camide kürsüdeki vaizin sohbetinin son on dakikasını dinledim ve Muhammed İkbal'in dediği gibi dehşete düştüm. İkbal öyle diyor; "bugün camide dinlediğim vaiz hem Allah'ı, hem Cebrail'i, hem de Peygamberi dehşete düşürdü."
Benim dinlediğim vaiz efendi aynen şöyle dedi: "Peygamberimiz, Mirac yolculuğunda altıncı kat semada Hz. Musa ile karşılaştı ve selamlaştılar, konuştular, Peygamberimiz oradan ayrılırken Hz. Musa ağlamaya başladı, ağlamasının sebebi soruldu ve o da dedi ki: Genç, delikanlı peygamber oldu ve onun ümmetinden cennete gireceklerin sayısı benimkilerden çok çok fazla olacak, ona ağlıyorum."
Yanımda oturan genç, zeki biri olacak ki bana döndü, beni de sakallı görünce her halde hoca zannetti, "Hocam" dedi, "Burada bir yanlışlık yok mu, Musa peygamber burada resmen 'kıskanç bir peygamber' ilan edilmiş olmuyor mu?"
Namaz başlayıncaya kadar ancak, tespitinin doğru olduğunu ve vaizin söylediklerinde bir yanlışlık olduğunu söyleyebildim.
Başta Diyanet İşleri olmak üzere il müftülerimiz, ilçe müftülerimiz başlarını ellerinin arasına almalılar, başbaşa vermeliler ve ciddi ciddi; "Biz bu millete nasıl bir din anlatıyoruz ve anlattırıyoruz?" sorusuna cevap bulmalıdır.
Özellikle Mirac konusu bir yazıya sığmayacak kadar israiliyyatlarla dopdolu, lütfen müftülerimiz aylık toplantılarda görevlilerini uyarsınlar.
İçinde bulunduğumuz "Kutlu Doğum Haftası" dolayısıyla bu konudaki tartışmalar yeniden alevlendi.
Peygamberimizin doğumunu miladi takvim esas alınarak Nisan ayının falan gününe sabitlemek kimin işi, böyle bir yetkiyi kim nereden alıyor?
Bu işte de FETÖ'nün parmağı olduğu yazılıp-çiziliyor.
Bizce de doğru olan bu faaliyetlerin Rebiulevvel ayının on ikisi ve sonrası günlerde yapılması daha uygundur. Ramazan'ın başlaması, bitimi, bayramların tespiti Kameri aylara göre yapıldığına göre, o da bilindiği gibi her yıl on gün önce gelmesi sebebiyle bütün mevsimleri dolaştığına göre, "Kutlu Doğum Haftasını" Nisan ayının ortalarına sabitlemek neyin nesi?
Doğru din anlatımı ancak doğru bilgilerle mümkün olacağına göre, camide kürsü gibi, minber gibi özel makamları kullanan görevlilerimiz her gün, her hafta kendilerini yenileyerek, bilgilerini tazeleyerek o makamlara çıkmalıdırlar.
Haşa öyle şey olur mu, peygamber peygamberi kıskanır mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025