Prof. Dr. Haydar Baş, "Dua ve Zikir" eserinde peygamberler ve vazifeleri hakkında şu bilgileri veriyor:
"Allah-u Teâlâ, Resûlü için 'zikir' demiştir. Nitekim âyet-i kerimelerde şöyle buyurulur: "Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. Ey inanan akıl sahipleri! Allah'tan korkun. Allah size gerçekten bir zikir/uyarıcı indirmiştir. İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları Cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir." (Talak: 10,11).
İbn-i Abbâs şöyle demiştir: "Buradaki zikir sözcüğü Allah Resûlü'nün bir vasfıdır." (İbn Merdeveyh bunu kendisinden tahriç etmiştir. (Bkz. ed-Durr'l Mensûr 8/209).
Peygamberler, İlâhî vahyi insanlara, onların hidâyetleri için taşıyan Allah'ın görevlendirdiği elçilerdir. Seçilmiş özel insanlardır. Günümüzde ve tarihte bazı insanlar peygamberlerin gönderilme maksatlarını anlayamamış; onları diğer insanlardan farksız görmüşlerdir. Günümüzde ve tarihte, "Kur'an bize yeter, Kur'an'ın açıklamadığı hiçbir şey kalmamıştır. Helâl ve haram hükmünü hadislerde aramaya gerek yok. Kur'an'a bakar anlarız" gibi tamamen yanlış bir anlayış daha vardır ki; buna en güzel cevabı Peygamber Efendimiz bizzat vermiştir.
el-Mikdâm b. Ma'dîkerb'den rivayetle; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Yakındır; sedirine (koltuğuna) yaslanıp oturan bir adama Benim hadisim ulaşacak ve o, şöyle diyecek: 'Aramızda Allah'ın Kitabı vardır. Onun içinde helâl olarak bulduğumuzu helâl sayar, haram olarak gördüğümüzü de haram sayarız.' Oysa (zavallı bilmiyor ki) Allah Resûlü'nün haram kıldığı şey de, Allah'ın haram kıldığı şey gibidir." (Tirmizî, no.2664).
Sünnet olmadan Kur'ân-ı Kerim anlaşılmaz. Peygamber Efendimizin hayatı Kur'ân-ı Kerim'dir. Sünnet bu hayatın kendisidir. Dolayısıyla Kur'ân-ı Kerim'in kendisidir. Peygamberin şahsında görülen İslam, sünnettir. Ama bu İslam da Kur'ân-ı Kerim'dir. Farklı bir şey değildir. Kur'ân-ı Kerim ayrı, sünnet ayrı değildir. Kur'ân-ı Kerim'le sünnet birdir. Sünnet, Kur'ân-ı Kerim'in kapısı değil, sünnet Kur'ân-ı Kerim'in kendisidir. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Kerim'de hac ibâdetinin nasıl yapılacağını ayrıntılı olarak anlatmamıştır. Haccın nasıl edâ edileceği konusunda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Câbir'den (radiyallahu anh) rivayetle; "Allah Resûlü'nü (sallallahu aleyhi ve âlihi), bayram günü devesinin üstünde Şeytan taşlarken ve şöyle derken gördüm: Gelin, menâsikinizi Benden alın! Kim bilir belki bu haccımdan sonra, bir daha haccedemem." (Müslim, Hacc no.310, s.943; Ebû Dâvud, no.1969 ve Nesâî, Menâsık 220/3,V,270).
Resûlullah, "Benden alın, Ben nasıl yapıyorsam öyle yapın" emrini, Kur'ân-ı Kerim'de nasıl kılınacağı açıklanmayan namaz ve ayrıca sâir şer'i hükümler için de ifade buyurmuştur. (İlgili hadisler için bkz. Müsned, c.5, s.70; Müslim, Hudûd 12-3, s.1316-7; Ebû Dâvud 4415 ve Tirmizî, 1434). Hac gibi birçok ibâdette emir Kur'ân-ı Kerim'de ama görünüşü ve yaşayışı Hz. Peygamber'de… Yani sünnet, Kur'ân-ı Kerim'in açılmasıdır.
Esasen bu kâinat da bir Kur'ân'dır, İlâhî ayetlerdir. Ama Allah, bunu formülüze etti. Sayfanın içine koydu. Bu kâinat Kur'ân-ı Kerim'in içinde anlatılıyor. Beyan ediliyor. Yani şu kâinatta ne varsa, Kur'ân-ı Kerim'de de var. Bunların haricinde bir Kitab-ı Kerim daha var ki, o da insandır. İnsanın iç tabiatına bakıldığında, adeta bütün kâinat onda mânen saklıdır. İşte Resûlullah, bunu hayata geçirerek müşahhas Kur'ân-ı Kerim oluyor. Hepsi birbirini tamamlayandır. Hepsi âyettir. Kâinat âyeti, insan âyeti, Hz. Muhammed âyeti... En güzel ve en somut tarzda onları ortaya koyan Hz. Muhammed'dir. İşte âyet, o sünnetin kendisidir. Sünnetin o tarzda görünmesi, âyetin tatbikidir. Hayata geçiş tarzıdır." (devam edecek…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Büyük Ortadoğu Projesi'nin hedefi Türkiye / 26.06.2025
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020