Mutlu musun AKP, mutlu musun hükümet, mutlu musun Erdoğan? Mutlu musunuz? Ben çok mutlu olduğunuzu görüyorum. Aynı mutluluğu sizinle beraber “bebek katili” de yaşıyor. Adı gibi olan “Karayılan” da sizin gibi mutlu. Bunların devlet maaşlı sözcüleri de en az sizin kadar mutlu.
Barzani mutlu. BOP sahipleri mutlu. AB devletleri mutlu. Ermenistan mutlu. İsrail mutlu. Daha sayayım mı? Bütün Türk-İslam düşmanlarını, bütün bu milletin bu devletin varlığında gözü olanları mutlu ettiniz. Artık PKK bir terör örgütü değil. Türk hükümetinin muhatap aldığı, karşılıklı anlaşmalara imza koyduğu bir harekete dönüştü. Artık PKK’nın muhatabı asker değil hükümet. Yani PKK terör örgütü dağda da, ovada da, Meclis’te de resmileşti, resmileştirildi.
Bu Habur rezaletinden daha ağır bir rezalettir. Habur’da iyi kötü bir devlet temsili vardı. Şimdi ise koskoca Türkiye Cumhuriyeti masa başında susturulmuş, 700 binden fazla personeli olan Türk ordusu ‘kuzu’ olmuş. Kimin karşısında? Üç, beş teröristin, devlet, millet ve din düşmanlarının.
PKK tarafı kaçırılan 8 kamu görevlimiz aynen 1. Habur şovu gibi 2. bir şovla serbest bırakıldı veya teslim edildi. Tam yedi askerimizin öldürülme emrini veren terörist, kameralar karşısında şov yaptı.
Bu şovu Abdullah Gül, İçişleri Bakanı, Hükümet Sözcüsü, Beşir Atalay memnuniyetle karşıladı, insancıl olarak niteledi. Malumunuz Erdoğan hastaydı. İlk tepkisini alamadık. Ama bu sekiz vatandaşımızı ayrı ayrı arayarak geçmiş olsun demiş.
Bir süreç başlatılmış ve bu sürecin sağlığı için devletimiz diz çöktürüldü, milletimiz susturuldu. Öyle figüranlar bulundu ki, “ya bunlar da mı sürecin devamından yana” dedik. Mesela Mehmet Ağar. Yıllarca bu bölgede olağanüstü hal valiliği yaptı. Nerede ne oluyoru en iyi bilenlerden. Yaptıklarını, verdiği emirleri ise hem kendisi hem emir alanları çok iyi biliyor. O Ağar, hapishanesinden hükümete destek veriyor. Neden?
Erdoğan ve hükümeti, Cumhurbaşkanı eşliğinde “analar ağlamasın” türküsünü söylüyorlar. Tavizle terörün bittiği nerde görülmüştür.
Hepsinden önemlisi bu milletin bin yıldır anası ağlıyor. Ama bu analar “Allah rızası” için ağlıyor. Katilin rızası için değil.
Müzakere ile terör bitecekmiş. İmralı’dan yapılan mutabakatın içinden seçilen basit nitelikli istekler yayınlandı. Ödünüz koptu. Batsın gazeteciliğiniz, dediniz. Ya yayınlanmayanlar, milletten saklananlar gün yüzünü çıkınca ne yapacaksınız?
Mesela; Silah bırakma çift taraflı olacak, deniyor ya! Türk askeri silah bırakacak mı?
Şimdilerde gayri resmi de olsa örgütü yöneten tutuklu Öcalan, bu yönetim işini aktif alanda yapmak isterse ne yapacaksınız?
Bu terörist harekete karşı analar ağlamasın adı altında ne gibi kanunlar çıkaracaksınız? Özerklik verdiğinizde bölgenin kontrolünü nasıl sağlayacaksınız? Böyle bir özerklik durumunda Türk askerinin konumu ne olacak? Bu özerk bölge, hür iradesiyle (!) Barzani yönetimine dahil olmak isterse yeniden anaları mı ağlatacaksınız?
PKK’lı teröristler için hava, su konumunda olan silahları nasıl bıraktıracaksınız veya teröristlerin silah bırakacağına gerçekten inanıyor musunuz? Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, bu tip terörist guruplar, kendi hakimiyet bölgelerini oluşturmadan asla silah bırakmaz.
Bu süreci hükümet başlattı. Bu süreçte geldiğimiz noktaya hem hükümet hem de milletimiz “evet” diyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölündüğü açıktır. Yok, “hayır” diyorsanız, bu noktadan sonra anaların ağlaması daha da çoğalacaktır…
Barzani mutlu. BOP sahipleri mutlu. AB devletleri mutlu. Ermenistan mutlu. İsrail mutlu. Daha sayayım mı? Bütün Türk-İslam düşmanlarını, bütün bu milletin bu devletin varlığında gözü olanları mutlu ettiniz. Artık PKK bir terör örgütü değil. Türk hükümetinin muhatap aldığı, karşılıklı anlaşmalara imza koyduğu bir harekete dönüştü. Artık PKK’nın muhatabı asker değil hükümet. Yani PKK terör örgütü dağda da, ovada da, Meclis’te de resmileşti, resmileştirildi.
Bu Habur rezaletinden daha ağır bir rezalettir. Habur’da iyi kötü bir devlet temsili vardı. Şimdi ise koskoca Türkiye Cumhuriyeti masa başında susturulmuş, 700 binden fazla personeli olan Türk ordusu ‘kuzu’ olmuş. Kimin karşısında? Üç, beş teröristin, devlet, millet ve din düşmanlarının.
PKK tarafı kaçırılan 8 kamu görevlimiz aynen 1. Habur şovu gibi 2. bir şovla serbest bırakıldı veya teslim edildi. Tam yedi askerimizin öldürülme emrini veren terörist, kameralar karşısında şov yaptı.
Bu şovu Abdullah Gül, İçişleri Bakanı, Hükümet Sözcüsü, Beşir Atalay memnuniyetle karşıladı, insancıl olarak niteledi. Malumunuz Erdoğan hastaydı. İlk tepkisini alamadık. Ama bu sekiz vatandaşımızı ayrı ayrı arayarak geçmiş olsun demiş.
Bir süreç başlatılmış ve bu sürecin sağlığı için devletimiz diz çöktürüldü, milletimiz susturuldu. Öyle figüranlar bulundu ki, “ya bunlar da mı sürecin devamından yana” dedik. Mesela Mehmet Ağar. Yıllarca bu bölgede olağanüstü hal valiliği yaptı. Nerede ne oluyoru en iyi bilenlerden. Yaptıklarını, verdiği emirleri ise hem kendisi hem emir alanları çok iyi biliyor. O Ağar, hapishanesinden hükümete destek veriyor. Neden?
Erdoğan ve hükümeti, Cumhurbaşkanı eşliğinde “analar ağlamasın” türküsünü söylüyorlar. Tavizle terörün bittiği nerde görülmüştür.
Hepsinden önemlisi bu milletin bin yıldır anası ağlıyor. Ama bu analar “Allah rızası” için ağlıyor. Katilin rızası için değil.
Müzakere ile terör bitecekmiş. İmralı’dan yapılan mutabakatın içinden seçilen basit nitelikli istekler yayınlandı. Ödünüz koptu. Batsın gazeteciliğiniz, dediniz. Ya yayınlanmayanlar, milletten saklananlar gün yüzünü çıkınca ne yapacaksınız?
Mesela; Silah bırakma çift taraflı olacak, deniyor ya! Türk askeri silah bırakacak mı?
Şimdilerde gayri resmi de olsa örgütü yöneten tutuklu Öcalan, bu yönetim işini aktif alanda yapmak isterse ne yapacaksınız?
Bu terörist harekete karşı analar ağlamasın adı altında ne gibi kanunlar çıkaracaksınız? Özerklik verdiğinizde bölgenin kontrolünü nasıl sağlayacaksınız? Böyle bir özerklik durumunda Türk askerinin konumu ne olacak? Bu özerk bölge, hür iradesiyle (!) Barzani yönetimine dahil olmak isterse yeniden anaları mı ağlatacaksınız?
PKK’lı teröristler için hava, su konumunda olan silahları nasıl bıraktıracaksınız veya teröristlerin silah bırakacağına gerçekten inanıyor musunuz? Sizde çok iyi biliyorsunuz ki, bu tip terörist guruplar, kendi hakimiyet bölgelerini oluşturmadan asla silah bırakmaz.
Bu süreci hükümet başlattı. Bu süreçte geldiğimiz noktaya hem hükümet hem de milletimiz “evet” diyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölündüğü açıktır. Yok, “hayır” diyorsanız, bu noktadan sonra anaların ağlaması daha da çoğalacaktır…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -2- / 15.07.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025
- FETÖ yoktur, ABD’nin derin devleti vardır -1- / 14.07.2025
- Diyanet’in 15 Temmuz hutbesi / 13.07.2025
- PKK, ‘ak’landı / 12.07.2025
- Küfrün karşısında bir tek İmam Hüseyin kalmıştı / 05.07.2025
- ‘Bana Hüseyin’den haber ver’ / 04.07.2025
- Milletin sorunlarını artık kale bile almıyorlar / 02.07.2025
- Ortadoğu'da ikinci dizayn dönemi / 30.06.2025
- Fitneye karşı Hüseyin olmak / 29.06.2025
- Sözde ‘Terörsüz Türkiye’ye’ feda edilen değerlerimiz / 28.06.2025