Postmodern darbede çeyrek asır geride kaldı
Türk siyasi tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat 1997'deki MGK toplantısı, Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanda tartışmalı bir dönemi başlattı. Dönemin Başbakanı Erbakan, 5 Mart 1997'de MGK kararlarını imzalamıştı. Erbakan'ın direnişi sadece 4 gün sürmüştü.
28.02.2022 00:00:00





Türk siyasi tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat 1997'deki MGK toplantısı, Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanda tartışmalı bir dönemi başlattı. Necmettin Erbakan'ın başbakanlığında Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi'nce (DYP) kurulan 54. Hükümet, 28 Haziran 1996'da ülke yönetimine geçti. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev aldığı Hükümet, 'rejimi tehdit ettiği' iddiasıyla tartışmaların odağı oldu.
Darbeye giden yol
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan'ın 24 Ocak 1997'de Kayseri'ye yaptığı gezi sırasında, tek tip elbise giyip bere takan il örgütü görevlileriyle ilgili partiye uyarıda bulundu. Söz konusu durumun "Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olduğunu" belirten Başsavcılık, RP Kayseri İl Yönetim Kurulunun 30 gün içinde görevden el çektirilmesini istedi. Başsavcılılık, "fesih işleminin yapılmaması halinde, RP hakkında kapatma istemiyle dava açılacağını" da partiye bildirdi. RP'li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın 31 Ocak 1997'de düzenlediği "Kudüs Gecesi"nde İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri'nin de katılarak bir konuşma yapması ve sergilenen gösteriler, rejim tartışmalarını daha da alevlenmesine neden oldu. Başbakan Erbakan, 1 Şubat 1997'de itirazlara ve DYP'li bazı bakanların 'imza atmayız' tepkisine rağmen 'üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan' kararnameyi Bakanlar Kurulunda imzaya açtı. Bu arada, 28 Şubat sürecinde hafızalara kazanan "Sincan'dan tankların geçmesi" olayı yaşandı. Sincan'da 4 Şubat 1997'de 15 tank ve 20 kariyer, ilçeden geçerek Yenikent'teki tatbikat alanına gitti. "Askerin uyarısı" olarak değerlendirilen bu gelişme, Sincanlılar tarafından 'darbe oluyor' şeklinde algılanarak, şaşkınlığa yol açtı. Başbakan Erbakan, 21 Şubat 1997'de Cumhurbaşkanı Demirel ile yaptığı görüşme sonrasında "Türkiye'nin rejim meselesi yok" açıklaması yaptı. Aynı gün Washington'da Türk-ABD Konseyi kapanış balosunda konuşan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek "Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık" ifadelerini kullandı.
Demirel'den Erbakan'a kritik mektup
Tartışmaların en yoğun döneminde, Cumhurbaşkanı Demirel'in 26 Şubat'ta Başbakan Erbakan'a "rejim konusunda endişelerini dile getiren bir mektup gönderdiği" otaya çıktı. Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, 28 Şubat 1997'de MGK, Cumhurbaşkanı Demirel'in başkanlığında toplandı. Bu toplantı, 8 saat 45 dakika sürdü. MGK bildirisinde özetle laiklik vurgusu yapıldı. MGK bildirisinin yayımlanmasının ardından 1 Mart 1997'de askerlerin MGK toplantısına getirerek, hükümetten yapılmasını istediği 20 madde ortaya çıktı. Bu taleplerin arasında 'temel eğitimin 8 yıla çıkması' da vardı. Erbakan, 5 Mart 1997'de MGK kararlarını imzaladı.
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 21 Mayıs 1997'de "Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği açıklıkla anlaşıldığı" gerekçesiyle RP'nin sürekli kapatılması istemiyle dava açtı. Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde 11 Haziran'da irticaya karşı "Batı Çalışma Grubu" oluşturuldu.
Demirel başkanlığında 25 Haziran'da gerçekleşen MGK toplantısı, Erbakan'ın katıldığı son MGK toplantısı oldu. 30 Haziran'da 55. Cumhuriyet Hükümeti, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın başbakanlığında kuruldu. Bu arada, Anayasa Mahkemesi RP'yi, 16 Ocak 1998'de "demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu" gerekçesiyle kapattı. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.