Ortaokul kitaplarında Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya göçmeleri, Orta Asya'daki kuraklık sebebiyle Türklerin mera arama ve sulak yerlere yerleşme çabaları ile izah edilirdi. Çocuk aklıyla Anadolu coğrafyası gözümde yemyeşil bir vadi olarak canlanırdı. Gerçekte ise Anadolu, 10. yüzyılda devrin süper gücü Doğu Roma İmparatorluğu'nun hakimiyeti altındaydı.
Günümüzde ABD'nin kendine vatan arama çabası demek ki 1000 yıl önce bizim de gündemimizdeydi. Prof. Dr. Haydar Baş, Ortadoğu'daki paylaşım savaşlarını analiz ederken çok önemli bir tespit yapıyor ve diyor ki: Küresel ısınma öyle bir noktaya geldi ki, Batılılar kendilerine münbit bir arazi arıyor. Bu mekan küresel ısınmadan etkilenmeyecek ve suların yükselmesine karşı su altında kalmayacak olan "Verimli Hilal" adıyla meşhur, Irak ve Suriye topraklarıyla, bizin güney sınırlarını da içine alan bölgedir. Geçmişte bizim yaptığımızı ABD bugün yapmaya çalışıyor. ABD bu emellerini gerçekleştirmek için "Verimli Hilal" ismini anmadan bölgeye "Şii Hilali" adını verdi. Yani anlayacağınız "Verimli Hilal şahane, Şii Hilali bahane" durumu var.
Orta Asya'da yaşayan Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi, Türk Milleti'nin devlet politikasını tespit ederek Anadolu coğrafyasını işaret etmiştir. Bu amacını gerçekleştirmek için binlerce Alpereni yani hem asker hem de ağzı dualı Alevi Türkmenlerini Batıya doğru yönlendirdi. Hedef bellidir. Hedef Türkmen obalarını dalga dalga ta Ege kıyılarına kadar güven içinde yerleştirecek planlı programlı bir iskan projesidir. Dikkat edilirse Hoca Ahmet Yesevi'nin bu düşüncesi bütün Türk devletleri tarafından kabul görmüştür. Yesevi düşüncesinin zıt-ı kamili Türkleri Anadolu'dan çıkarmayı ve Orta Asya'ya sürmeyi hedefleyen Şark Projesi'dir. Atatürk, Şark Projesi'ni 9 Eylül 1922 tarihinde çöpe atmıştır.
Yesevi devlet politikasını, Anadolu'da icra eden ulu kişi Hacı Bektaş-ı Veli'dir. Hacı Bektaş-ı Veli hayat tarzıyla Anadolu'da hüküm süren Hıristiyan Batı anlayışını kesin bir mağlubiyete uğrattı. Hacı Bektaş, Anadolu ile iktifa etmedi. Öğrencilerine Balkanları hedef gösterdi. Başta Sarı Saltuk olmak üzere binlerce Bektaşi, Balkan coğrafyasını cennet bahçesine çevirdi. Hacı Bektaş aslında Türk milletine yepyeni bir devlet politikası belirlemişti. Tabi bu devlet politikası gönülleri fethetmek üzerine kuruluydu. Kitleler akın akın bu aşk dolu sevgi dolu demir çarıklı, İmam Rıza (a.s)'ın torunuyla hasretle kucaklaştılar. Onun gibi olmaya can attılar, can verdiler.
Prof. Dr. Haydar Baş, mevcut siyasilerin kayıkçı kavgalarından ve çözümle alakası olmayan günübirlik politikalarının çok ötesinde devlet politikasını belirleyen yegane siyasidir. Bu olgu o kadar belirgindir ki, bugün onlarca ülke onun düşüncelerini devlet politikası olarak kabul etmiştir. Başta Çin ve Rusya olmak üzere 4 milyar insan Milli Ekonomi Modeli ile yönetiliyor.
Milli Ekonomi Modeli sadece ekonomiyi düzeltmekle kalmıyor, bir devlet politikası niteliği taşıyor. Vatanımızı ve milletimizi hem içeride hem de dışarıda koruyan çelik bir zırh vasfını taşıyor. Kainat Devleti hedefiyle Türk milletine yepyeni bir heyecan veriyor. Bir Çin Atasözü "Ay büyümezse küçülür" der. Ancak sürekli büyüme ile küçülmenin olmadığı bir model bize çare olabilir. Sayın Baş'ın çizdiği devlet politikası Türk Hilali'ni yıldızıyla beraber sonsuza kadar yüceltecek bir nitelik arz ediyor.
Diğer taraftan Hoş Geldin Atatürk eseri ve Ehl-i Beyt Külliyatı ile beraber bir medeniyet inşa eden Sayın Baş, Türk milletinin ilelebet payidar kalmasının garantörüdür. Adeta tek başına bir devlettir. Gerçekte devlet, bir düşüncenin ve hukukun hayat bulmuş haliyse Sayın Baş bu misyonu yerine getiriyor. Her seçimde siyasilerin Sayın Baş'ın projelerini aşırması bu gerçeği teyit etmektedir.
Ünlü strateji uzmanı Çinli San Tzu, klasikleşmiş "Savaş Sanatı" adlı eserini 3 bin sene önce kaleme aldı. San Tzu, "Asıl marifet savaşmadan kazanmaktır" diyerek cahillerin savaştığını, akıllı insanların ise savaşmadan düşünce ve fikirleriyle devleti ayakta tuttuklarını ısrarla tekrar ediyor. Bugün San Tzu, mezarından kalksa Sayın Baş'ın elini öperdi. Çünkü Sayın Baş, sadece fikirleriyle devrim yaptı. Milli paralarla ticaret teziyle tek mermi atmadan ABD'yi yerle bir etti. Doları tahtından indirdi. Ehl-i Beyt Külliyatı ile Şii-Sünni savaşının manasız olduğunu ispat ederek engelledi. Atatürk'ü ısrarla anlatarak emperyalist iştahları kursaklarında bıraktı. Sayın Baş, bütün bu hizmetleri hükümet başkanı olmadığı halde düşünceleriyle başardı.
- Kamçılı IMF dönemi başladı / 15.04.2024
- Mahkeme kadıya mülk değildir / 09.04.2024
- Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değildir / 08.04.2024
- Erken seçim çağrısı yapılmalı / 05.04.2024
- Müflis tüccar eski defter karıştırır / 04.04.2024
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024