Prostat kanserinde teşhis kafa karıştırıyor
Dünyada ve Türkiye’de erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanseri, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de her 12 erkekten birinin prostat kanseri tanısı aldığı tahmin ediliyor.
20.09.2021 11:05:00





Dünyada ve Türkiye'de erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanseri, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde de akciğer kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor. Türkiye'de her 12 erkekten birinin prostat kanseri tanısı aldığı tahmin ediliyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen, Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Prostat kanseri bir paradokstur. prostat kanserinin erken dönem tedavi başarısı ne kadar yüksek olsa da, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ölümlerin en sık sebebidir. Tedavi maliyetlerindeki yükseklik nedeniyle endüstrinin gölgesinde veya baskısında bir hastalık gibi durmaktadır. Prostat kanserinde önemli olan, tedaviden maksimum faydayı görecek hastayı belirlemektir. Bu nedenle prostat kanserinde başlıca tanı aracı olan ve kanda bakılan PSA kullanımı gereksiz bir tanı aracı olmamalıdır. Toplumun tümünün taranmasından ziyade, belli risk gruplarındaki ve yaşlarındaki olan hastaların taranması daha uygundur. Normalde 50-75 yaş aralığında bakılan PSA testinde, kişinin birinci dereceden akrabalarında prostat kanseri varsa alt sınır 45 yaş olarak belirlenmiştir. Prostat kanserinde tedaviden en çok fayda görecek grup, hastalığın kabaca başka bir organa ya da etraf dokuya yayılmadığı, organa sınırlı hastalıktır. Prostat kanseri tanısında geç tanı almak ne kadar büyük bir sorunsa, gereksiz erken tanı da belki de daha önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun hastanın psikolojik sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi ve gereksiz tanının yarattığı gereksiz tedavinin güvenlik kurumlarına olan zararı oldukça fazladır. Sonuç olarak, doğru zamanda, doğru evrede, doğru hastaya prostat kanseri tanısı konulmalıdır. Bunun için de tecrübeli, bilgili ve her baskıdan uzak durmaya özen gösteren doktorlara büyük görev düşmektedir." EYÜP KABİL
"Prostat kanseri bir paradokstur. prostat kanserinin erken dönem tedavi başarısı ne kadar yüksek olsa da, erkeklerde kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ölümlerin en sık sebebidir. Tedavi maliyetlerindeki yükseklik nedeniyle endüstrinin gölgesinde veya baskısında bir hastalık gibi durmaktadır. Prostat kanserinde önemli olan, tedaviden maksimum faydayı görecek hastayı belirlemektir. Bu nedenle prostat kanserinde başlıca tanı aracı olan ve kanda bakılan PSA kullanımı gereksiz bir tanı aracı olmamalıdır. Toplumun tümünün taranmasından ziyade, belli risk gruplarındaki ve yaşlarındaki olan hastaların taranması daha uygundur. Normalde 50-75 yaş aralığında bakılan PSA testinde, kişinin birinci dereceden akrabalarında prostat kanseri varsa alt sınır 45 yaş olarak belirlenmiştir. Prostat kanserinde tedaviden en çok fayda görecek grup, hastalığın kabaca başka bir organa ya da etraf dokuya yayılmadığı, organa sınırlı hastalıktır. Prostat kanseri tanısında geç tanı almak ne kadar büyük bir sorunsa, gereksiz erken tanı da belki de daha önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun hastanın psikolojik sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi ve gereksiz tanının yarattığı gereksiz tedavinin güvenlik kurumlarına olan zararı oldukça fazladır. Sonuç olarak, doğru zamanda, doğru evrede, doğru hastaya prostat kanseri tanısı konulmalıdır. Bunun için de tecrübeli, bilgili ve her baskıdan uzak durmaya özen gösteren doktorlara büyük görev düşmektedir." EYÜP KABİL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.