logo
02 MAYIS 2024

Rakka ile ilgili bilinmeyen gerçekler

ABD ve YPG, 6 Kasım 2016'dan bu yana Rakka'yı DEAŞ'tan almak için ortak operasyon yürütüyor. Söz konusu operasyona bir gün bile ara verilmedi. Peki, devam eden operasyona rağmen ABD, Türkiye'den neden Rakka için destek istiyor?
21.02.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/DETAY-HABER

Yüzde 90'ının terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı Halk Savunma Birlikleri'nin (YPG) oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 6 Kasım 2016'da yaklaşık 30 bin kişilik bir kuvvetle Rakka'ya yönelik Fırat'ın Gazabı Operasyonu'nun başlattı. Bu gücün 25 binden fazlasını YPG ve onun kadınlar kolu Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) oluşturuyor.
Aynı tarihlerde Türkiye, ÖSO ile birlikte El Bab'a yöneldi, Irak güçleri de Peşmerge desteğiyle Musul'a almak için harekete geçti. SDG'nin, TSK ile ÖSO'nun ve Irak ordusunun Peşmerge ile beraber aynı dönemde DEAŞ'a karşı harekete geçmesi dikkat çekiyor.
ABD'nin başını çektiği koalisyon güçleri Irak ordusu ile YPG'ye İncirlik'ten kalkan savaş uçaklarıyla destek verirken, TSK ile ÖSO benzer bir destekten mahrum bırakıldı.
Rakka'ya 5 kilometre kadar ilerledi
Suriye Demokratik Güçleri, ilk başlarda Fırat nehri boyunca kuzeyden güneye doğru ilerledi ve Rakka şehir merkezini kuzeyden ve kısmen batıdan kuşattı. Rakka operasyonunun Aralık ayının ortasında geçilen ikinci aşamasıyla birlikte, SDG/YPG şehri doğudan kuşatmak için çabalarını yoğunlaştırdı.
Bu süreçte Rakka'ya 5 kilometre kadar sokulan SDG, 108 gündür devam eden harekâtta DEAŞ'ın elindeki 236 köy, mezra, stratejik tepe, iki barajı ele geçirdi. Gözlemciler harekâtta PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'nin omurgasını teşkil ettiği SDG'nin harekâtın birinci ve ikinci aşamalarında 3 bin 200 kilometrekarelik alanı ele geçirdiğini öne sürüyor. YPG operasyonda 114 militanını kaybetti. Bir de Amerikan askeri öldü. DEAŞ'e göre ise YPG'nin kaybı 232...
Savaş meydanında neler oldu?
SDG'nin Rakka harekâtının ilk 2 aylık bölümünde DEAŞ ciddi kayıplar verdi. SDG, 6 Ocak 2017'de Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu Türkiye sınırına yakın bir noktaya taşınmadan önce Süleyman Şah'ın kabrinin bulunduğu Caber Kalesi'ni DEAŞ'ın elinden aldı. Ancak 10 Ocak'ta bu kez DEAŞ, karşı saldırıya geçerek Caber Kalesi'ni geri aldı.
DEAŞ'ın bu karşı saldırısında en az 70 SDG militanının öldürüldüğü öne sürüldü. SDG, tekrar harekete geçerek kaleyi bir kez daha DEAŞ'ın elinden aldı. Çatışmalar köy köy devam etti ve harekâtın ikinci aşaması sona erdi.
Üçüncü aşamaya hazırlık
ABD'de 20 Ocak'ta iş başına gelen Başkan Trump, selefi Obama'nın politikasını devam ettirerek 31 Ocak'ta çok sayıda zırhlı aracı YPG'ye verdi. Pentagon'un YPG'ye zırhlı araç vermesi Ankara ile Washington arasındaki ipleri daha da gerdi.
Ancak Pentagon araçların SDG'nin Suriye Arap Koalisyonu koluna gittiğini savunarak araçların verilmesi kararının eski Başkan Obama tarafından alındığını savundu. Bu arada SDG Sözcüsü, yeni ve etkili silahların gelmesinin akabinde Şubat ayı başında yaptığı açıklamada harekâtın 3. aşamasının hazırlıklarının devam ettiğine işaret ederek, operasyonun bir kaç gün içinde başlayacağını söyledi.
Hedefi Rakka ile Rakka'nın güneyinde IŞİD militanlarının yeni karargâhı olmaya aday Deyr ez-Zur arasındaki yolu kesmek olan üçüncü aşama 4 Şubat'ta resmen start aldı. Bu arada ABD Özel Kuvvetleri, 3 bin Arap savaşçıyı harekâta katmak için eğitime aldı. O tarihten bu yana operasyon SDG'nin saldırıları ve DEAŞ'ın karşı saldırıları şeklinde devam ediyor. 17 Şubat'ta ise SDG, operasyonun üçüncü aşamasının 2. safhasına başlattığını duyurdu.
Bu aşamada hedefin Rakka'nın doğusundaki kırsal kesimi ele geçirmek olduğu ilan edildi. Bu esnada Rus savaş uçakları da Rusya'nın Suriye'deki savaşa fiilen dahil olduğu 30 Eylül 2015'ten bu yana ikinci kez Rakka'yı bombaladı.
Peki neden Türkiye'nin kapısını çalıyorlar?
ABD, Rakka'yı DEAŞ'tan almak için PYD/YPG ile ortak operasyon yürütmesine rağmen neden ısrarla Türkiye'nin kapısını çalıyor? Bunun görünürde bir kaç gerekçesi var... TSK, Cerablus'un ardından DEAŞ'ın elindeki önemli şehirlerden biri olan El Bab'ı terör örgütünden arındırdı. Oysa PYD/YPG, Amerikan Özel Kuvvetlerinin yoğun destek vermesine rağmen 3.5 aydır Rakka'nın içine bir santim bile giremedi.
Kısaca PYD/YPG, Rakka'nın etrafında dolaşıyor. PYD/YPG neden Rakka'ya giremiyor? Birinci nedeni bunu başarabilecek yeteneği yok, ikincisi gelecek planlarının sekteye uğramaması için militanlarını kaybetmek istemiyor. Zannedersem ABD de Rakka uğruna çok sayıda PYD/YPG militanının telef olmasını istemiyor. Oysa Kobani'yi 2014'te Peşmergenin yardımıyla da olsa DEAŞ'tan arındırmışlardı. Bir başka sebep ise Türkiye'yi PYD/YPG ile ortak operasyon yürütmeye yönlendiriyor ve böylece Türkiye'nin bu örgütü kabul etmesini sağlamak istiyor. İşte bu noktada Türkiye'nin kapısını çaldılar.
Türkiye ise operasyonu ÖSO marifeti ile yürütmek istiyor. Nitekim Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, El Bab modelinin Rakka'da da kullanılması gerektiğine işaret ederek, "Rakka'da da bu çerçevede o şehrin ahalisinden oluşan muktedir yerel unsurlar desteklensin, uluslararası camia, Türkiye, ABD ve diğer unsurlar buraya lojistik destek versin, orası DEAŞ'tan temizlensin, temizlendikten sonra da bir başka terör örgütünün eline teslim edilmesin. Pozisyonumuz çok açık, nettir" dedi.
Başbakan Yıldırım ise 18 Şubat'ta Almanya'da yaptığı açıklamada, "El Bab'dan sonra Rakka'nın DEAŞ'tan kurtarılması konusunda bir teklifimiz oldu. PYD-YPG ile hareket etmelerinin doğru olmadığını, bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı kullanılamayacağını söyledik. Bu, dostluğa sığmaz. Amerika-Türkiye ile birlikte yerel güçlerle, sivil direnişçilerle, ÖSO ile ve diğer milislerle bir olarak, onlar önde, biz de arkada... ABD'nin de Türkiye'nin de askeri varlığı olacak. Doğrudan operasyona girmeyeceğiz, taktik destek vereceğiz, prensipte anlaşılırsa tabii. İmkân ve kabiliyetler gözden geçiriliyor" dedi. Bu iki açıklama fotoğrafı ortaya koyuyor.
Türkiye'nin Rakka politikası
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Şubat'ta ABD Başkanı Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin PYD ve YPG'ye destek vermemesi gerektiğini söyledi. İki lider, El Bab ve Rakka'da birlikte hareket edilmesi konusunda mutabık kaldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 8 Şubat'ta Rakka operasyonuna ilişkin olarak, "Biz bölgesel ülkeler ve koalisyonun içindeki ülkeler olarak özel kuvvetlerimizi devreye sokabiliriz, sokmamız gerekir" dedi. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkeleri gezisi dönüşünde Türkiye'nin hedefinin Münbiç ve Rakka olduğunu söyledi.
Uzmanlara göre Rakka şehir merkezi esasen Türkiye sınırına nispeten uzak bir bölgede yer alıyor ve Türkiye açısından acil bir tehdit oluşturmuyor. DEAŞ'ın buradan Türkiye'yi hedef alma şansı yok. Ancak yine de DEAŞ'ın Türkiye açısından tehdit olmaktan tam anlamıyla çıkarılabilmesi için, Rakka'nın örgütten temizlenmesi çok önemli.
Bu başarılabilirse, DEAŞ Türkiye sınırlarından çok uzakta, tamamen Suriye çöllerine hapsedilmiş bir örgüt konumuna düşecek ve bitirilemese dahi kontrol altına alınmış olacak. Rakka'nın Türkiye için asıl önemi ise DEAŞ sonrası şehri askeri olarak kimin kontrol edeceği ve nasıl bir sivil idare kurulacağı ile ilgili. Türkiye Rakka'nın DEAŞ'tan kurtarılması sürecinin içinde yer almadığı takdirde, şehrin YPG'nin ana bileşeni olduğu SDG tarafından kontrol edilmesi ve YPG kontrolü altındaki ABD nüfuz alanının genişlemesi muhtemel görünüyor.
Bu durum Türkiye açısından büyük bir tehdit? Zira Türkiye Rakka için ön almazsa, DEAŞ sonrası boşluğun farklı ve daha tehlikeli bir terör örgütü tarafından doldurulacağını düşünüyor. ABD ve Batı tarafından gündeme getirilen "Rakka operasyonu SDG ile yürütülüyor, Rakka kurtarıldıktan sonra YPG unsurları şehirden çekilecek" argümanları ise Türkiye açısından inandırıcı değil.
Arap karakteri ağır basan Münbiç ve Tel Abyad'da da aynı argümanlar dile getirilmiş, ancak YPG çekilmeyi reddetmişti. Hatta Tel Abyad ve çevresinde hem Araplar hem de Türkmenler zorunlu göçe maruz bırakılmıştı.
300 Amerikan askeri YPG için savaşıyor
10 Aralık 2016'da Obama yönetiminin Savunma Bakanı Ash Carter, YPG'nin Rakka operasyonuna destek vermek amacıyla özel kuvvetlere mensup 200 askerin daha Suriye'ye gönderileceğini ilan etti.  Böylece SDG saflarında savaşan Amerikan askeri sayısı 300'e çıktı.
DEAŞ, Şii camilerini yıktı
DEAŞ, Rakka'yı 2013 yılında kuşattı ve kenti 13 Ocak 2014'te tümüyle ele geçirdi. Akabinde şehir Suriye, Rus, Amerikan ve diğer ülkelerin uçakları tarafından defalarca bombalandı. Bu arada DEAŞ, kentte Şiilere ait Veysel Karani Camii'ni yerle bir etti.
Tepkiler peş peşe geldi
1 Mayıs’ın kaybedeni Özgür Özel mi?
Özgür Özel'den Erdoğan görüşmesi öncesi kritik hamle
Eski genel başkanlarla görüştü
‘Benim adıma yalan uyduranlar benden sonra da çoğalacaktır'
Konu: Uydurma hadisler
Yasaklı 1 Mayıs'ın bilançosu açıklandı
210 kişi gözaltına alındı
İYİ Parti'de toplu istifa
İl yönetimi düştü
Dervişoğlu koltuğu Akşener'den devraldı
Karşılıklı jestler yapıldı
Yerlikaya'dan polislere teşekkür mesajı
'Sizlerle iftihar ediyorum'
Cesedi tarla sahibi tarafından bulundu
Köpek sürüsü parçaladı!
Konunun bir numaralı muhatabı cevapladı
Taksim inadı neden?
Barikatı aşmak isteyen gruplara müdahale edildi
Saraçhane'de polis müdahalesi
İstanbul'un enflasyonu nisanda yüzde 78.81'e yükseldi
Aylık artış yüzde 4.89
Taksim'e yürümek isteyen gruplara müdahale edildi
Birçok kişi gözaltına alındı
'Taksim özgürleşene kadar bu mücadele sürecek'
Özel'e de Taksim izni çıkmadı
Hak-İş'ten Taksim'de açıklama
Filistin bayraklı çelenk bırakıldı
Tepkiler peş peşe geldi
1 Mayıs’ın kaybedeni Özgür Özel mi?
Özgür Özel'den Erdoğan görüşmesi öncesi kritik hamle
Eski genel başkanlarla görüştü
‘Benim adıma yalan uyduranlar benden sonra da çoğalacaktır'
Konu: Uydurma hadisler
Yasaklı 1 Mayıs'ın bilançosu açıklandı
210 kişi gözaltına alındı
İYİ Parti'de toplu istifa
İl yönetimi düştü
Dervişoğlu koltuğu Akşener'den devraldı
Karşılıklı jestler yapıldı
Yerlikaya'dan polislere teşekkür mesajı
'Sizlerle iftihar ediyorum'
Cesedi tarla sahibi tarafından bulundu
Köpek sürüsü parçaladı!
Konunun bir numaralı muhatabı cevapladı
Taksim inadı neden?
Barikatı aşmak isteyen gruplara müdahale edildi
Saraçhane'de polis müdahalesi
İstanbul'un enflasyonu nisanda yüzde 78.81'e yükseldi
Aylık artış yüzde 4.89
Taksim'e yürümek isteyen gruplara müdahale edildi
Birçok kişi gözaltına alındı
'Taksim özgürleşene kadar bu mücadele sürecek'
Özel'e de Taksim izni çıkmadı
Hak-İş'ten Taksim'de açıklama
Filistin bayraklı çelenk bırakıldı

Hak-İş Genel Başkanı Arslan: 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" dedi.
01.05.2024 19:22:00
İhlas Haber Ajansı
Hak-İş Genel Başkanı Arslan: 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür
Hak-İş Genel Başkanı Arslan: 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında Kocaeli'de bulunan Seka Park'ta bir miting gerçekleştirdi.

Mitingde konuşan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, tüm dünyadaki mazlum ve mağdurların yanında olduklarını belirterek, "Gözyaşı, dili ve vicdanı olmak zorundayız. Onun için savaşın acılarını yaşayanlara, iklim değişikliği, açlık ve yoksulluğun pençesinde çırpınanlara, mültecilere, göçmenlere merhamet elimizi uzatıyoruz. Filistin'de, Gazze'de, Kudüs'te, Yemen'de, Mısır'da, Suriye'de, Arakan'da, Doğu Türkistan'da, Afganistan'da ve dünyanın neresinde olursa olsun yapılan zulüm, soykırım ve vahşete karşı çıkıyoruz. Dünyanın tüm mazlum ve mağdurları için barış, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizi güçlü bir şekilde haykırıyoruz. 1 Mayıs, işçi iradesinin ve insan olma onurunun yükseldiği gündür" diye konuştu.

"Kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz"

Arslan, dayanışma için birlik ve beraberlik mesajı vererek, 1 Mayıs'ta Kocaeli'den sendikal taleplerini şöyle sıraladı:

"Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Toplu pazarlık kapsamının genişletilmesini, sendikal hak ve özgürlüklerin daha ileriye taşınmasını, sendikalara üye olduğu için işçilerin işten çıkarılmasının doğru bulmuyoruz, son bulmasını istiyoruz. Bugün, bu alanda ücretler üzerindeki ağır vergi yüküne bir kez daha dikkat çekiyoruz. Vergide adalet sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Aile yükümlülüklerini dikkate alan, adil bir vergilendirme sistemi, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik modeli ve vergi denetiminde etkinliğin artırılmasını talep ediyoruz. Artan hayat pahalılığına karşı emekçileri koruyacak daha etkin politikaların hayata geçirilmesini istiyoruz. Enflasyon rakamlarının aşağı seviyelere inmesi, kişi başına düşen milli gelirin artması, daha iyi ücret seviyelerinin belirlenmesini talep ediyoruz. Ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artırılmasını, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı istiyoruz. Büyüyen, gelişen Türkiye'den emekçiler daha fazla pay alsın istiyoruz. İnsanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye ekonomisi istiyoruz. Kayıt dışı istihdamın azaltılması, insan onuruna yakışmayan, güvencesiz çalışma sisteminin sona erdirilmesi, iş kazalarının son bulması ve daha iyi bir sosyal güvenlik sistemi için alanlardayız. İstihdamda kadın ve gençlere daha çok yer verilmesini istiyoruz. Annelik hakkının korunmasını, kreş ihtiyacının karşılanmasını istiyoruz. Gençlerin eğitim, staj, işe giriş ve istihdam imkanlarının geliştirilmesini istiyoruz. Çocuk işçiliği ile daha etkin mücadele edilmesini istiyoruz. Engellilerin toplumsal yaşama etkin bir şekilde katılımının sağlanmasını istiyoruz. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının katılımcı bir anlayışla yeniden belirlenmesini istiyoruz. 4857 sayılı iş kanunun, işgücünün değişen şartlarına uygun olarak iş güvencesi kapsamının genişletilmesini ve sendikal hak ve özgürlüklerin güçlendirilerek korunmasını talep ediyoruz. Kapsam dışında kalan emekçiler için kadro istiyoruz. 696 sayılı KHK ile kadroya geçen emekçiler için tayin, becayiş ve nakil hakkı istiyoruz. Mevsimlik ve geçici işçilerin sorunlarını da yakından biliyor ve tam çözümü için mücadele ediyoruz. Çaykur başta olmak üzere mevsimlik, geçici kamu işçileri ile kampanya işçilerinin sorunlarının çözülmesini istiyoruz. Kamu çerçeve protokolüne belediyelerin ve özel idarelerin de dahil edilmesini istiyoruz. Mahalli idarelerin iştiraklerinde/ şirketlerinde çalışan işçilere yılda 52 günlük ilave tediye ödenmesini istiyoruz. Belediyeler, belediyelere bağlı kuruluşlar ve belediye şirketlerinde çalışanların da enflasyon farkı, ilave artışlar ve iyileştirmelerden istisnasız olarak yararlanmasını istiyoruz. Ev işçileri ve bakım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınarak sendikal haklarının sağlanmasını istiyoruz."

Hastane Bilgi Yönetim Sistemi Çalışanlar Derneği yöneticilerinden Tamer Kızılgün, 1 Mayıs'ta haklarını savunmak için buraya geldiklerini ifade ederek, "Bizler buraya 1 Mayıs'ta haklarımızı savunmak için geldik. 1 Mayıs işçiler için her ne kadar bayram olsa da biz taşeron çalışanlar için bayram olarak geçmiyor. Bizler 696 sayılı kanunda kadro dışı kalan taşeron kesimiz. Hastanede yaptığımız görev çok kritik ve önemli. Seçimlerden önce bakanımız Vedat Bilgin müjde verdi. Bu müjdeyi hala bekliyoruz. Bakanımız değişti ama hala müjde gerçekleşmedi. Şu an da hiç kimse bundan bahsetmiyor. Bize her seçim öncesi sözler verildi. Bizler artık bu sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz" dedi.

BTP Gebze'de 1 Mayıs'ı kutladı

1 Mayıs'ta İstanbul'da istenmeyen görüntüler yaşanırken işçi kenti olarak bilinen Gebze'de Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Gebze ilçe teşkilatı emekçilerle 1 Mayıs'ı kutladı
01.05.2024 19:00:00
Fahri Fatih Özcan
BTP Gebze'de 1 Mayıs'ı kutladı
BTP Gebze'de 1 Mayıs'ı kutladı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü İstanbul'da istenmeyen görüntülere sahne olurken yurdun diğer bölgelerinde coşkuyla kutlandı. Partileri, sivil toplum örgütlerini ve emekçileri bir araya getiren bu bayramda tüm işçilerimiz adına etkinlikler düzenlendi. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Gebze ilçe teşkilatı Gebze meydanda etkinlik düzenleyerek emekçilerin İşçi Bayramı'nı kutladı. BTP Gebze İlçe Başkanı Burhan Boran'nın organize ettiği etkinlikte vatandaş ve emeklilerimize çay ve simit ikram edilerek, kendilerine Türk Bayrağı hediye edildi.

BTP Gebze İlçe Başkanı Boran, "Emekçilerimizin daima yanındayız, tüm işçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutluyoruz" dedi.

Ayvacık açıklarında 20 kaçak göçmen kurtarıldı

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında Sahil Güvenlik ekiplerince 20 kaçak göçmen kurtarıldı.
01.05.2024 16:08:00
İhlas Haber Ajansı
Ayvacık açıklarında 20 kaçak göçmen kurtarıldı
Ayvacık açıklarında 20 kaçak göçmen kurtarıldı
Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanlığı ekipleri, Ayvacık ilçesi açıklarında açak göçmenler olduğu bilgisi üzerine harekete geçti.

Kaçak göçmenlerin olduğu lastik botun motor arızası nedeniyle sürüklendiği ve yardım talebinde bulunulduğu bilgisi üzerine Sahil Güvenlik Botu 'TCSG-905' tarafından lastik bot içerisindeki 5'i çocuk 20 kaçak göçmen kurtarıldı.

Kaçak göçmenler işlemlerinin ardından Ayvacık ilçesindeki Yabancıları Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Bursa'da 1 Mayıs coşkusu yaşandı

Dünyanın birçok yerinde kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Bursa'da da coşku ile kutlandı.
01.05.2024 16:06:00
İhlas Haber Ajansı
Bursa'da 1 Mayıs coşkusu yaşandı
Bursa'da 1 Mayıs coşkusu yaşandı
Bursa'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü iki farklı noktada kutlandı.

Sabah saatlerinde Türk - İş, Türkiye genelinde 1 Mayıs'ı Bursa'da kutlama kararı aldı. Bu etkinlik Nilüfer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda binlerce sendikalının yürüyüşü ile tamamlandı. Bir diğer kutlama ise, her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen yerde yapıldı. Eski stadyum önünde toplanan binlerce işçi, öğrenci, sendikalı, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve siyasi partiler Darmstad Caddesi'nden Kent Meydanı'na sloganlarla ve pankartlarla yürüyüşe geçti. 1 Mayıs'ın kutlanacağı alanda polis geniş güvenlik önlemleri alarak, pankart ve dövizleri tek tek kontrol etti. Kanunlara aykırı olan pankartlar alana alınmadı. Alanda işçiler halaylar çekerek 1 Mayıs'ı kutladı. Sloganlarla ise hükümete taleplerini dile getirdi.

31 Mart yerel seçimlerinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de 1 Mayıs'ta alanlardaydı. İşçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşan Bozbey, '1 Mayıs emeğin en yüce değer olduğunu savunanların bayramı. Tüm emekçilerin bayramını kutluyorum. Bugün de özellikle işçilerimizin, emekçilerimizin yaşam standartlarının yükseltilmesi, insanca yaşam haline gelebilmesi son derece önemlidir. Onun için bu bayramın önemi çok büyük. Her gün onların bayramı olması lazım. Üreten, emeğini esirgemeyen bu insanların mutlaka yaşam şartlarının yükseltilmesi, açlık sınırının üstünde bir gelire sahip olması ve ailesi ile birlikte huzurlu yaşam sürmesi bizim en büyük arzumuzdur. İnanıyorum ki, bugünde alanlarda bunu haykıracaklardır. Bu anlamda tekrar bayramlarını kutluyorum' diye konuştu.

Bursa'da kutlanan 1 Mayıs'a Bursa milletvekilleri, belediye başkanları da katıldı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.