(dünden devam…)
Hz. Ali (a.s.) devamla şöyle der: "Eğer, Cebrail, o sırada evdeydi desem doğru söylemiş olurum. Çünkü kimden geldiğini bilmediğim bir ağlama sesi duyuyordum. Bunların meleklerin ağlama sesi olduğuna kuşku yoktu. Çünkü Cebrail böyle bir gecede Peygamberi (s.a.v.) yalnız bırakacak değildi. Fâtıma öylesine ağlıyordu ki, göklerin ve yerin O'nun hâline ağladığını sanıyorum."
Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) Fâtıma (a.s.)'a şunları söyledi: "Kızım! Sizi Allah'a bırakıyorum. O, halifelerin en iyisidir. Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a and olsun ki, sizin ağlamanız üzerine Allah'ın Arş'ı, onun çevresindeki melekler, gökler, yerler ve bu ikisi arasındaki varlıklar ağladılar.
Ey Fâtıma! Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Ben girmeden diğer varlıklara cennete girmek haram kılınmıştır. Benden sonra oraya ilk girecek Allah'ın kulu Sensin. Giyinmiş, süslenmiş ve nimetlerle bezenmiş olarak oraya gireceksin.
Ey Fâtıma ne mutlu sana! Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, cehennem öyle bir uğultu çıkarır ki, yaklaştırılmış tüm melekler ve gönderilmiş tüm elçiler kendilerini kaybederler. Bu sırada cehenneme şöyle seslenilir: 'Ey cehennem! Cebbar olan Allah diyor ki: Benim izzetim hakkı için sakin ol ve durul. Ta ki Muhammed (s.a.v.)'in kızı Fâtıma (a.s.) cennetlere girsin. Orada yoksulluk ve zillet çekmesin.'
Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Hasan ve Hüseyin de cennete girerler. Hasan Senin sağında, Hüseyin de Senin solunda yer alır. En yüksek cennette, Allah'ın huzurunda, onurlu bir konuk gibi ağırlanacaksın. Hamd Sancağı da Ali b. Ebi Tâlib'in elinde olur. Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Sana düşmanlık edenlerle bizzat muhakemeleşeceğim. Senin hakkını alan, Senin sevgini kesen ve Bana karşı yalan uy duran kimseler pişman olacaklardır. Onlar kıyamet günü Benden uzaklaştırılacaklar. Ben 'ümmetim ümmetim' diye bağıracağım. Denilecek ki: Onlar Senden sonra (dinin emirlerini ve sünnetini) değiştirdiler. Bu yüzden çılgın alevli ateşe sürüklendiler." (Bihârü'l-Envâr, c. 22, s. 490).
Hz. Resûlullah (s.a.v.) vefatına yakın bir zamanda Hz. Fâtıma (a.s.)'ın elini Hz. Ali'nin (a.s.) eline koyarak şöyle buyurdular: "Ey Ebe'l-Hasan! Bu Allah'ın emaneti ve O'nun Resulü olan Muhammed (s.a.v.)'in Senin yanındaki vediasıdır. Öyleyse Beni O'nun hakkında gözet ve biliyorum ki, Sen bunu yapacaksın. Ey Ali! Allah'a and olsun ki, O (Fâtıma), geçmiş ve gelecekteki cennet kadınlarının en üstünüdür. Allah'a and olsun ki, O, büyük Meryem'dir. Bil ki, Allah'tan O'nun ve Senin için dua ettim, Allah da duamı kabul buyurdu. Ey Fâtıma! Allah'a and olsun ki, Sen razı olmadıkça Ben razı olmayacağım" (bu sözü üç defa tekrarladı)." (A. K. c. 22, s. 484-491). (devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020