logo
23 NİSAN 2024

Resûlullah’ın sünnetinin yazılmasının engellenişi

15.09.2018 00:00:00

Prof. Dr. Haydar Baş, "İmam Ali" eserinde Resûlullah'ın sünnetinin kayda geçirilişi hakkında şu bilgileri veriyor:


"Zehebi bu konuda şöyle rivayet eder:


"Sizler Resûlullah'tan, üzerinde ihtilaf etmekte olduğunuz hadisleri rivayet ediyorsunuz. Bu durumda sizden sonra gelecek olan insanlar onlar hakkında sizden daha çok ihtilaf edeceklerdir. O halde hiçbir şekilde Resûlullah'tan bir şey anlatmayın, kim de size soracak olursa deyin ki: Bizimle sizin aranızda Allah'ın Kitabı vardır. O Kitaptaki helalleri helal, haramları haram bilin." (Tezkiretu'l Huffaz, Zehebi, c.1, s.2,3).


Tabakat-ı İbn-i Sa'd'da şöyle geçer: "Ömer'in döneminde, hadisler çoğaldı. Ömer, herkesin Resûlullah'tan yazıp yanlarında tuttukları hadisleri getirmelerini istedi. Halk itaat ederek onları götürdüklerinde Ömer tümünün yakılmasını emretti!" (Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.5, s.140). Yani Hilafet Mektebi hadis yazımının yanı sıra hadis rivayetini de yasakladı.


Karaza b. Kays'tan şöyle rivayet edilmiştir:


"Ömer bizi Irak'a gönderince şehrin dışına kadar bize eşlik etti. Sonra, 'Neden size eşlik ettiğimi biliyor musunuz?'diye sordu. 'Bizi yolcu etmek ve onurlandırmak için' dedik. Ömer, 'Bunun dışında bir sebebi daha var. Sizler öyle bir bölgenin insanlarına gidiyorsunuz ki, Kur'an okuyuşları arı kovanının vızıltısı gibidir. Sakın Resûlullah'tan hadis naklederek onları alıkoymayınız. Şunu iyi bilin ki bu konuda ben sizi sıkı bir şekilde gözetlemekteyim' dedi. Ben bu açık emirden sonra Resûlullah'tan hiçbir hadis anlatmadım!" 


Bir başka rivayette; "Karaza b. Ka'b ve beraberindekiler Kûfe'ye girince, 'Bize Resûlullah'ın hadislerini anlat' dediler. Ama o, 'Ömer bizi bundan alıkoydu' dedi." (İbn-i Abdulbirr, Camiu'l Beyani'l İlim, c.2, s.147).


Bu şekilde Resûlullah'ın sünnetini yaymaktan sakınan sahabiler vardı. Yine sahabe arasında halifelere muhalefet edip Resûlullah'ın sünnetini rivayet eden ve bu yolda tehdit, eziyet ve işkence edilen kişiler de vardı. Onlardan bazıları şöyledir:


Abdurrahman b. Avf'tan şöyle rivayet edilir:


"Ömer ölmeden önce Abdullah b. Huzeyfe, Ebu Derda, Ebuzer ve Ukbe b. Amir gibi Resûlullah'ın bazı ashabını dört bir yandan çağırarak onlara, her tarafa yaydığınız bu hadisler de nedir?' diye sordu. Onlar, 'Yoksa bizi bundan engelliyor musun?' dediler. Ömer, 'Hayır' dedi. 'Yanımda kalın, yaşadığım sürece benden ayrılmayın. Biz sizden daha bilgiliyiz. Sizden alır cevap veririz.' Onlar Ömer ölünceye kadar yanından ayrılmadılar." (Kenzü'l-Ummal, c.5, s.239).


Zehebi, Hz. Ömer'in şu üç kişiyi hapsettiğini söyler: İbn-i Mesud, Ebu Derda ve Ebu Mesud el-Ensari. Hz. Ömer onlara dedi ki: "Hadis rivayet etmekte çok ileri gittiniz." (Tezkiretu'l-Huffaz, c.1, s.7).


Hz. Ömer sahabilere diyordu ki: "Resûlullah'tan hadis rivayet etmeyi azaltınız. Yalnız kendisiyle amel edilenleri söyleyin." (Tarih-i İbn-i Kesir, c.8, s.107). Bu rivayet Meğazi'de geçen Kureyş'in Abdullah b. Amr b. As'ı Resûlullah'tan duyduğu her şeyi yazmasını engelleyen rivayeti ile uyum içindedir.


Hz. Osman bu konuda daha da ileri giderek minberde şöyle diyordu: "Hiç kimsenin Ebu Bekir ve Ömer döneminde duyulmayan bir hadisi rivayet etmesi caiz değildir." (Muntahabu'l-Kenz bi Hamişi Müsned-i Ahmed, c.4, s.64). Böylece Daremi ve diğerlerinin getirdikleri şu rivayetin o döneme ait olduğu anlaşılmaktadır: "Ebuzer bir toplulukta oturuyordu. İnsanlar ona soru soruyorlardı. Bir adam gelip başında dikilerek, 'Sen fetva vermekten men edilmemiş miydin?' diye sordu. Ebuzer başını kaldırıp adama baktı ve dedi ki: 'Yoksa sen casusluk mu yapıyorsun?' Eliyle boynunu işaret ederek, 'Eğer buraya kılıcınızı koysanız ve benim, sizin beni infaz etmenizden evvel Resûlullah'tan duyduğum bir hadisi nakledecek kadar vaktim olsa yine de bunu yapacağım' dedi." (Sünen-i Daremi, c.1, s.132; Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.2, s.354).


Bir başka rivayet de şöyledir: "Bu olay Osman dönemindedir. Zira sahabilerden hiçbiri Ömer döneminde otoritenin emirlerine karşı böyle açıkça muhalefet etmeye cesaret edemezdi." (Buhari, Sahih, el-İlm-u Kable'l Kavl bâbı, c.1, s.161).


Ahnef b. Kays da benzeri bir rivayette şöyle diyor: "Şam'a gittiğimde, Cuma namazı için mescide gittim. Orada bir adam gördüm. O hangi topluluğun yanına varırsa oradakiler yerlerini değiştiriyorlardı. Namazını çabukça kılıyordu. Yanına oturarak ona, 'Sen kimsin?' diye sordum. 'Ben Ebuzer'im' diye cevap verdi. Sonra da bana, 'Sen kimsin?'dedi. Ben de Ahnef b. Kays olduğumu söyledim. Bunun üzerine, 'Yanımdan kalk, benden sana şer bulaşmasın' dedi. 'Bana senden nasıl şer bulaşır ki?' diye sorunca, 'Şu adam (yani Muaviye) habercisiyle hiç kimsenin benimle oturmamasını haber saldı' dedi." (Tabakat-ı İbn-i Sa'd, c.4, s.168).


Ebuzer iktidara muhalefet etmesinden dolayı bir beldeden bir beldeye sürülmüş, sonunda H. 31'de Rebeze'de ölünceye kadar yalnız ve sürgün olarak yaşamıştır. Bir önceki olay Osman'ın hilafetinin ilk yarısına aittir. Ancak Osman'ın güç ve ihtişamı kırılıp Aişe, Talha, Zübeyr, Amr b. As gibi önde gelen sahabiler ve tabiinin ileri gelenleri onun karşısında durup açıkça muhalefet edince, artık Resûlullah'ın sünnetini rivayet etmek isteyenlerin karşısında engel kalmamıştı. İşte bu nedenle bu dönemde Resûlullah'ın hadislerinden bir kısmı rivayet edildi. Ancak yine de rivayet edilen bu kısım hadisler İmam Ali'nin döneminde de yazılmadı. 


Sahabiler Hz. Ali'nin döneminde geçmişte ifşa etmeye cür'et edemedikleri ve daha fazla önceleri yasaklanan hadisleri rivayet ettiler. Bunun üzerine ashab tarafından Resûlullah'tan rivayet edilen sünnetlerle ilk üç halifenin içtihatları arasında apaçık bir ihtilaf ortaya çıktı. İlk üç halife hadis ve sünnetin yazılmamasının, anlatılıp yayılmamasının asıl sebebini dile getirmiyorlar ve bunu dolaylı yollardan yapmaya çalışıyorlardı. Onlar Muaviye gibi maksatlarını açıkça dile getirmiyorlardı. Öte yandan, Resûlullah'ın hadislerinin yazılmasının engellerken bir yandan da, hıristiyan rahip Temim-i Dari ve yahudi Ka'b el-Ahbar gibilere Mescid-i Nebi'de konuşma izni verildiği acı bir hakikattir.


Taberi'den rivayetle;  "Hicret'in 41. yılında Muaviye, Muğiyre b. Şube'yi Kûfe valiliğine atayınca, yanına çağırdı ona şöyle dedi: Sana çok şey hakkında tavsiyede bulunmak istiyorum. Fakat onların tümünü kendi iş becerine bırakıyorum. Ancak şunu hatırlatmadan geçemem. Ali'yi kötülemekten ve hakkında çirkin şeyler söylemekten, Osman hakkında ise rahmet ve mağfiret dilemekten gaflet etme. Ali dostlarının kişiliğini kırmayı Osman taraftarlarını ise yüceltmeyi ve onları kendine yaklaştırmayı unutma." (Tarih-i Taberi, c.2, s.111,113, Hicret'in 51.yılı olayları; İbn-i Esir, c.3, s.102).


"Muaviye, amu'l cemaa'den (Hz. Hasan'la Muaviye'nin sulh yılı) sonra tüm vali ve amirlerine şöyle yazdı: 'Ben, Ebu Tûrab'ın (Hz. Ali) faziletiyle ilgili hadis rivayet edenlerden berîyim. Ve onları düşman bilmekteyim.' Muaviye'nin bu emri uygulanırken Kûfe halkı büyük felaketlere uğradılar." (İbn-i Ebi'l Hadid, Şerh-u Nehcü'l-Belağa, c.3, s.15,16). Muaviye'nin bu emri üzerine Hucr b. Adiyy ve arkadaşlarının elleri bağlanarak boyunları vuruldu. Ruşeyd Haceri ve Meysem-i Temmar darağacına asılarak öldürüldü."

 
Gökhan Demir / diğer yazıları
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.