RECEP BAHAR / DETAY HABER
Türk Moda Endüstrisi'nin uluslararası ölçekte prestij organizasyonlarından biri olan İstanbul Moda Konferansı'nın 13'üncüsü 'Moda Endüstrisinde Dönüşüm Başladı' başlığıyla 8-9 Ekim tarihlerinde online olarak yapılacak. Konferansa ev sahipliği yapan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu ile her sene olduğu gibi bu yıl da organizasyona destek veren İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, online ortamda düzenledikleri ortak basın toplantısında, salgının sektöre etkilerini ve yeni dönemle ilgili beklenti ve değerlendirmelerini paylaştı.
Üç ay kabus gibiydi
TGSD Başkanı ve EURATEX Başkan Yardımcısı Hadi Karasu, bu yıl Mart-Mayıs döneminde 'kâbus gibi' 3 ay geçirdiklerini dile getirerek, sektörde kapasite kullanımının yüzde 38.3'e kadar gerilediğinin altını çizdi. Karasu, şunları söyledi: "Bu zorlu süreçte hızlı modanın yanı sıra yine hızlı ama sezon temelli üretime geçilmesi gerektiğini öğrendik. Dolayısıyla üçer aylık veya daha kısa aralarla koleksiyon yapan bir ülke formatına bürünmemiz gerekiyor. Salgınla birlikte tedarik zinciri de değişti. Küresel markalar uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın büyük finansal kayıplara ve yıkımlara neden olabileceğini salgın döneminde gördüler. Avrupalı markalar artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gidecekler. Nitekim bu değişimin yansımalarını görmeye başladık. Çin'deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışan markalar son haftalarda bizimle iletişime geçip kapasite yokluyorlar, numune yaptırmak istiyorlar."
Çin'in ihracatı devasa
Çin 2019'da 35.9 milyar doları ABD'ye olmak üzere toplamda 170 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı gerçekleştirdiğinin altını çizen Karasu, "Bu pastadan yüzde 10 pay alabilmek için bile mevcut ihracatımız kadar kapasite yaratmamız gerekiyor. Yani hızla büyük ölçekli yatırımlara ihtiyacımız var. Böylesine ilave kapasite için bölgesel teşvikler yerine hazır giyim yatırımlarının yurt genelinde desteklenmesi ile gerekiyor. Sektörel üretimin yüzde 80'i büyük şehirlerde ve küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmadan yararlanacak bu firmaların teşvik sistemi ile desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Teşvik sistemindeki önemli bir yenilik de yeni yatırımlar için bir yılı ödemesiz 3-4 yıl vadeli kredilerin kullandırılması. Eğer teşvik sitemi değişir ve kredi olanakları sağlanırsa Çin'in dünya hazır giyim ihracatındaki 170 milyar dolarlık pastasından yüzde 10 pay alabilir, çok kısa bir süre içinde mevcut istihdamımızı ve ihracatımızı iki katına çıkarabiliriz" şeklinde konuştu.
İç pazar daraldı
Hadi Karasu, salgın sürecinde sektörün iç pazarda da hazır giyim harcamalarında ciddi bir daralma olduğunu bildirdi. Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İç pazardaki daralmayı Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) verilerinde de görebiliyoruz. BKM verilerine göre 2019'un Ocak-Ağustos döneminde 54.7 milyar TL olan kartlarla giyim ve aksesuar harcamaları bu yılın aynı döneminde 47.7 milyar TL'ye geriledi. Hazır giyimde yüzde 9.2'lik yıllık enflasyona rağmen harcamaların geçen yılın yüzde 87'sinde kalması iç pazardaki daralmanın boyutlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Hem ihracat hem de iç pazar anlamında en kötüsünü geride bıraktığımıza inanıyorum. Kapasite kullanımımız Eylül itibarı ile yüzde 71.9'a çıkması ile birlikte kritik eşiği aştık. Beklediğimizden daha hızlı bir toparlanma oldu. Ancak salgın öncesi seviyeye 2021'in ikinci yarısından önce ulaşabilmemizi pek ihtimal dahilinde göremiyorum."
Hazır giyimde ihracat rekoru gelebilir
İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de konuşmasında salgın şokunu hızla atlatan hazır giyim endüstrisinin Haziran ayından itibaren hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini bildirdi. Gültepe, şöyle devam etti: "Haziran'ı yüzde 25 artıda kapattık. Temmuz'da 1.8 milyar dolarla sektörel ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustos'ta 1 milyar 546 milyon dolarla en çok ihracat gerçekleştiren sektör olduk. Eylül'de Temmuz'daki 1.8 milyar dolarlık rekorumuza yaklaşacağımız görülüyor. Son 4 ayda salgın döneminin kaybını büyük ölçüde telafi ettik. Ocak-Eylül döneminde geçen yıla göre hâlâ 9.2 eksideyiz ancak
siparişlere bakılırsa önümüzdeki 3 ayın da iyi geçeceğini söyleyebilirim. Maske ve tıbbi giysilerin de katkısı ile yılı büyük olasılıkla 17 milyar dolar civarında kapatacağız. Özellikle Eylül'de AB'ye ihracatta yakaladığımız yüzde 24'lük artışın altını çizmek istiyorum. Öte yandan Çin ile ticaret savaşı nedeniyle ABD'den de Türkiye'ye bir yönelim var. Bu ülkeye ihracatımız 9 ayda yüzde 19.7 artış gösterdi."
Son dönemde kurlardaki yükselişi de değerlendiren Mustafa Gültepe, ihracatçılar için kurun seviyesinden çok istikrarının önemli olduğunu söyledi. Gültepe, "Örneğin sipariş aldığımızdaki kurun seviyesi ile 3 ay sonra teslimat tarihindeki seviye arasındaki makas açıldığında sorun olabiliyor. Kur teslimat tarihinde aşağıya doğru gidiyorsa bu ihracatçı için zarar anlamına geliyor. Kur aşırı yükseldiğinde ise alıcıların indirim baskısı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu nedenle kurun enflasyon oranında ya da biraz üstünde artmasını en ideal durum olarak değerlendiriyoruz" dedi.