Rusya Kırım’da cami yaptırıyor

Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'yle ilk olarak 2005 yılında İstanbul'da düzenlenen Birinci Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tanışan Rusya, o gün bugündür bu eşsiz Modelin projelerini Modelin sahibi Prof. Dr. Baş'a danışarak, kodlarını sorarak uyguluyor.

2006 yılında MEM'in çözümlerini "3 Yıllık Kalkınma Planı"na alan Rusya, Modelin onlarca projesi uygulamış, 2008 yılında Çin ile birlikte MEM'in Milli Paralarla Ticaret projesini hayata geçirmiş, 27 Şubat 2013 tarihinde de Modelin sahibi Prof. Dr. Baş'ı Duma'sına davet ederek 6 saat Modelini anlatmasına fırsat vermişti.

Bu tarihten sonra Rusya MEM'i tümüyle kanunlaştırarak uyguladı. Çin de 5 Mart 2013 tarihinde MEM'i "Rehber Prensipler" olarak ekonomisinin merkezine aldı. Rusya ve Çin MEM'den aldıkları güçle birçok başarıya imza attılar.

Sık sık bu başarılardan güncel olarak bahsetmeye çalışıyoruz. Dilerseniz güncel bir iki örneği daha aktaralım:

Bildiğiniz gibi ABD, Rusya için CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası) yaptırımlarını devreye koymuştu. Bu yaptırımlardan dolayı Rusya bazı ülkelerden, sattığı silahların parasını tahsil edemiyordu. Rus yetkililer bu yaptırımları Milli Paralarla Ticaret ve bu eksende kurdukları para transfer sistemiyle aştıklarını açıkladılar.

Rusya Federal Askeri ve Teknik İşbirliği Servisi (FSVTS) Başkanı Dmitriy Şugayev, yaptırımlar nedeniyle silah ihracatı alanında birtakım sorunlar olduğunu ancak ulusal paralarla alışveriş yapma, dolardan uzaklaşma gibi çözüm yollarıyla bunların aşıldığını belirtti.

Şugayev, "Bugün Rusya ve partnerleri, dolar kullanarak riske girmiyor. Farklı ödeme yöntemleri mevcut" dedi.

2008 yılında MEM'in Milli Paralarla Ticaret formülünü uygulayan Rusya, daha sonra SPFS adında bir para transfer sistemi oluşturmuş, Çin de CIPS adında bir sistem kurmuştu.

2019'un Mart ayında bu iki sistemi birbirine entegre ettiler ve 11'inci BRICS zirvesinde BRICS-Pay adında bir genel sisteme çevirdiler. Dış ticaretlerinde Milli Paraları kullanan bu devletler artık ABD'nin dolar hegemonyasından kurtuldu, yaptırımları da bertaraf etti.

Sputnik'e konuşan Rus askeri-teknik işbirliği sektöründen bir kaynak da yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Önceki yıllarda dolar üzerinden yapılan ödemelerin tahsilâtında sorun yaşıyorduk. Artık bir ödeme sistemi kuruldu, dolardan uzaklaşıp, euro da dâhil olmak üzere ulusal para birimlerine geçiş yapıyoruz. Böylece sorun ortadan kalkıyor."

Rusya bir sorunu daha MEM'le çözdü; şimdi aynı CAATSA yaptırımları kapsamında olan ve de MEM'e ve MEM'in sahibi Prof. Dr. Baş'a bugüne kadar sırt dönen Türkiye düşünsün…

MEM'i uygulamadan önce tarım konusunda hiçbir iddiası olmayan Rusya, Modelin tarım projeleriyle bu konuda da dünyanın zirvesine oturdu. Bir dönem dünya tahıl ihracatının yüzde 80'ine ABD hâkimken, bugün Rusya bu konuda da ABD'yi açık ara sollayarak dünya lideri oldu.

Sadece tahıl konusunda değil, elbette… Rusya Tarım Bakanlığı, Rusya'nın 2019 yılında yaklaşık 4 milyar dolar tutarında sıvı ve katı yağ ihracatı gerçekleştirdiğini belirtti. 

Rusya, bu alanda 2018 yılına kıyasla yüzde 26'lık artış elde etti. En büyük artış ayçiçek yağı (toplamda yaklaşık 2,1 milyar dolar), küspe (600 milyon dolar), kolza tohumu ve soya fasulyesi yağları (sırasıyla 515 ve 400 milyon dolar) ihracatında kaydedildi. En fazla Rus sıvı ve katı yağı ithal eden ülkeler Çin, AB ülkeleri, Türkiye, İran ve Özbekistan oldu.

MEM'i uygulayan Rusya, tarım sahasında da başarılar ortaya koyarken, MEM'e sırtını dönen Türkiye, onca verimli araziye rağmen bugün Rusya'dan buğday, ayçiçeği yağı, hatta et ithal eder vaziyete geldi.

İşte Prof. Dr. Baş'ı dinleyenle, dinlemeyenin hali…

Gelelim başlıktaki konuya…

Rusya, Prof. Dr. Baş'ın sadece Modelinden istifade etmedi, Ortadoğu ve Afrika'da ABD'nin Arap Baharları eserken, içinde ciddi bir Müslüman nüfus barındıran Rusya oldukça tedirgin oldu ve Sayın Baş'tan yardım istedi.

Prof. Dr. Baş da, Sosyal Devlet Milli Devlet tezinden yola çıkarak, kurmay ekibiyle beraber "Sosyal Barış Projesi" adında bir çözüm paketi sundu. Bu projede, Rusya'daki Müslümanlara da diğer Rus vatandaşlarına verilen hakların eşit bir şekilde verilmesi gerektiği, din ve vicdan hürriyetinin yaşatılması gerektiği vurgulandı. Projede şunlar ifade edildi:

"İslam'ı doğrudan anlatan, İslam'ın birleştirici ruhunu, merhamet ve hoşgörüsünü öne çıkaran samimi Müslümanların yetişmesine çalışmalıdır. İzlenecek metod, Ehli-Beyt esasları üzerinde ve Sünnet çizgisinde olmalıdır.

Rusya Müslümanları arasında zararlı ve radikal fikirler, genelde Rusya dışında ABD ve Batı güdümündeki ülkelerde eğitim görmüş kişilerin marifetiyle yayılmaktadır. Bunu önlemek için Rusya devleti, müslümanların dini inanç ve eğitimlerini, dış etkenlerden korunmuş milli bir politika ile sağlamalıdır. 

Devlet eliyle yönlendirilen, korunan milli bir islam dini politikası hazırlanırken, kur'an kursları, lise düzeyinde eğitim veren okullar ve Ehli-Beyt üniversitesi bizzat rusya devleti tarafından kurulmalıdır."

Peki, netice? Rusya, Müslümanların her türlü ibadethane ihtiyaçlarını karşılama konusunda adımlar attı.

Başkent Moskova'da devasa bir cami yaptırdı. Şimdi de Kırım'ın başkenti Simferopol'de büyük bir cami yaptırıyor. 

Rusya Devlet Duması Kırım Milletvekili Ruslan Balbek, Kırım'ın başkenti Simferopol'de inşası devam eden Cuma Camisi'nin iç süslemelerinin Türk sanatçılar tarafından yapılacağını söyledi. Yapımına 2016'da başlanan caminin, 5700 metrekare genişliğiyle Doğu Avrupa'nın en büyük camisi olacağı belirtiliyor. Söz konusu camide aynı anda 2600 kişi ibadet edebilecek. Caminin açılışının Nisan 2020'de tamamlanması bekleniyor.

Gördüğünüz gibi, Prof. Dr. Baş, sadece ülkelere bağımsızlığı, milletlerin açlık ve sefaletten kurtulmasını sağlamıyor, aynı zamanda din ile devleti, din ile ilimi barıştırarak çatışmalardan ve kaoslardan beslenen küresel zihniyetlerin planlarını alt üst ediyor.

Dünyadaki Müslümanların can, mal, namus ve inanç hürriyetlerini sağlıyor.

Körlüğü sebebiyle bundan nasipdar olmayan Türk milletinin ayıkması dileğiyle…