Evet hemen söylemek lazım ki Galatasaray mükemmel bir futbol oynadı.
Yani mükemmeli bir kenara bırakın Galatasaray her şeyden önemlisi futbol oynadı. Yani futbolun bütün gereklerini yaptı.
Galatasaray'da kötü oynayan oyuncu yoktu. En önemlisi belki de Kerem geri kazanıldı. Kerem harika futbolunu hat-trick ile süsledi.
Maç boyunca Kerem, Mertens bağlantıları çok iyi gerçekleşti.
Okan Buruk'u Kerem konusunda tebrik etmek lazım. Birçok hocamız hem de bazıları çok şöhretlileri de dahil adeta oyuncu öğütme makineleri.
Bir oyuncu birkaç maç kötü giderse bir daha yer yarılsa o oyuncuya şans tanımıyorlar ve o oyuncu harcanıp gidiyor.
Fakat Okan Buruk belli ki işini dikkatli yapıyor. Kerem'in kötü performans gösterdiği birkaç maçtan sonra onu kesti ve belli ki Kerem'i takip etti.
Kerem'in yeniden hazır olduğunu görünce de sahaya sürdü ve işte sonuç ortada. Takımdan ayrı kalması Kerem'i iyi motive etmiş belli ki.
Karşılaşmada özellikle ikinci yarı Mertens de çok ön plana çıktı. Dediğim gibi Mertens ve Kerem çok uyumluydular.
4'üncü ve 5'inci gollerdeki organizasyonlarda hem Mertens hem de Kerem rol oynadılar.
Burada şunu söylemek lazım Galatasaray'ın attığı 3'ncü gol dışında tüm goller organize hücumlardı.
Beşiktaş maçının kahramanı Icardi de çok iyi oynadı. Kerem'in kaydettiği 4'üncü golde asist yapan Icardi'nin sanki başının arkasında gözü var.
Topuğu ile arkasındaki Kerem'e pası tüm övgüleri hak ediyor.
Kendi de vurabilirdi ama bir pas üretti. Bencillik yapmadı. Icardi 6'ıncı golde de Kerem'e yine bir asist yaptı.
Şimdi burada maçı genelinin analizi açısından şunu yazmak istiyorum.
Bakın futbolda iki aşırı uç var. Bir yürüyüş hızındaki tempo. Bir de kaos futbolu.
Bunların ortasında ise dengeli tempo ve organize futbol var. Bunu yakalayabilen takımlar hem şuurlu futbol oynuyor hem de oynadıkları futbol göze hoş gelen bir takım oyunu oluyor.
Galatasaray dün maç boyunca yani maçın bazı bölümlerinde değil tamamında bu dengeyi çok iyi tutturdu.
Bu futbolun oluşmasında Başakşehir karşısında bir de gizli kahraman vardı.
Bu da Torreira idi. Torreira tempolu bir oyuncu değil. Fakat dün savunmada çok iyi işler yaptı ve takımına çok top kazandırdı.
Belki temposu düşük ama Galatasaray'ın topa sahip olmasını sağladı.
Örneğin Galatasaray'ın kazandığı penaltı öncesindeki organize hücumu başlatan o. Sonrasında penaltıyı alan da o.
Galatasaray'da kötü oynayan oyuncu yok demiştik ama yine de farklılığı ile ayrışan bir oyuncu daha vardı. O oyuncu Boey idi.
Çok iyi savunma yaptı ve Galatasaray'ın sağ tarafına bir kale gibi set ördü.
Galatasaray'ı bir kere daha tebrik ederken Başakşehirdeki bir futbolcu için olumlu konuşamayacağım. O futbolcu da Ndayishimiye.
Ndayishimiye pimi çekilmiş el bombası gibiydi. Penaltıya sebebiyet verdi ve Rashica'nın attığı 3'üncü golde top ona çarpıp filelere gitti.
Bir savunma oyuncusu bu kadar hatalı olabilir mi?
Emre Belözoğlu maç sonrası 'Galatasaray bize oyuncularımızın gerçek kalitesini gösterdi' dedi. Maalesef Ndayishimiye için bu tespit çok doğru.
Galatasaray 45 günlük Dünya Kupası arasına çok moralli giriyor. Bu uzun ara böyle form tutmuş bir takım için şanssızlık. Fakat Okan Buruk her halde Galatasaray'ın kaldığı yerden devam edebilmesi için gerekli her türlü tedbiri alacaktır.
Yani mükemmeli bir kenara bırakın Galatasaray her şeyden önemlisi futbol oynadı. Yani futbolun bütün gereklerini yaptı.
Galatasaray'da kötü oynayan oyuncu yoktu. En önemlisi belki de Kerem geri kazanıldı. Kerem harika futbolunu hat-trick ile süsledi.
Maç boyunca Kerem, Mertens bağlantıları çok iyi gerçekleşti.
Okan Buruk'u Kerem konusunda tebrik etmek lazım. Birçok hocamız hem de bazıları çok şöhretlileri de dahil adeta oyuncu öğütme makineleri.
Bir oyuncu birkaç maç kötü giderse bir daha yer yarılsa o oyuncuya şans tanımıyorlar ve o oyuncu harcanıp gidiyor.
Fakat Okan Buruk belli ki işini dikkatli yapıyor. Kerem'in kötü performans gösterdiği birkaç maçtan sonra onu kesti ve belli ki Kerem'i takip etti.
Kerem'in yeniden hazır olduğunu görünce de sahaya sürdü ve işte sonuç ortada. Takımdan ayrı kalması Kerem'i iyi motive etmiş belli ki.
Karşılaşmada özellikle ikinci yarı Mertens de çok ön plana çıktı. Dediğim gibi Mertens ve Kerem çok uyumluydular.
4'üncü ve 5'inci gollerdeki organizasyonlarda hem Mertens hem de Kerem rol oynadılar.
Burada şunu söylemek lazım Galatasaray'ın attığı 3'ncü gol dışında tüm goller organize hücumlardı.
Beşiktaş maçının kahramanı Icardi de çok iyi oynadı. Kerem'in kaydettiği 4'üncü golde asist yapan Icardi'nin sanki başının arkasında gözü var.
Topuğu ile arkasındaki Kerem'e pası tüm övgüleri hak ediyor.
Kendi de vurabilirdi ama bir pas üretti. Bencillik yapmadı. Icardi 6'ıncı golde de Kerem'e yine bir asist yaptı.
Şimdi burada maçı genelinin analizi açısından şunu yazmak istiyorum.
Bakın futbolda iki aşırı uç var. Bir yürüyüş hızındaki tempo. Bir de kaos futbolu.
Bunların ortasında ise dengeli tempo ve organize futbol var. Bunu yakalayabilen takımlar hem şuurlu futbol oynuyor hem de oynadıkları futbol göze hoş gelen bir takım oyunu oluyor.
Galatasaray dün maç boyunca yani maçın bazı bölümlerinde değil tamamında bu dengeyi çok iyi tutturdu.
Bu futbolun oluşmasında Başakşehir karşısında bir de gizli kahraman vardı.
Bu da Torreira idi. Torreira tempolu bir oyuncu değil. Fakat dün savunmada çok iyi işler yaptı ve takımına çok top kazandırdı.
Belki temposu düşük ama Galatasaray'ın topa sahip olmasını sağladı.
Örneğin Galatasaray'ın kazandığı penaltı öncesindeki organize hücumu başlatan o. Sonrasında penaltıyı alan da o.
Galatasaray'da kötü oynayan oyuncu yok demiştik ama yine de farklılığı ile ayrışan bir oyuncu daha vardı. O oyuncu Boey idi.
Çok iyi savunma yaptı ve Galatasaray'ın sağ tarafına bir kale gibi set ördü.
Galatasaray'ı bir kere daha tebrik ederken Başakşehirdeki bir futbolcu için olumlu konuşamayacağım. O futbolcu da Ndayishimiye.
Ndayishimiye pimi çekilmiş el bombası gibiydi. Penaltıya sebebiyet verdi ve Rashica'nın attığı 3'üncü golde top ona çarpıp filelere gitti.
Bir savunma oyuncusu bu kadar hatalı olabilir mi?
Emre Belözoğlu maç sonrası 'Galatasaray bize oyuncularımızın gerçek kalitesini gösterdi' dedi. Maalesef Ndayishimiye için bu tespit çok doğru.
Galatasaray 45 günlük Dünya Kupası arasına çok moralli giriyor. Bu uzun ara böyle form tutmuş bir takım için şanssızlık. Fakat Okan Buruk her halde Galatasaray'ın kaldığı yerden devam edebilmesi için gerekli her türlü tedbiri alacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025