Bu gün havuz medyasının akşam-sabah "algı yönetimi yapmakla" suçladığı ve adlarına da "Okyanus medyası" dediği o malum ekiple beraber iken, bu yollarda beraber yürürlerken bu "algı yönetimini" çok daha başarılı, çok daha derinden yürütüyorlardı.Kara bulutlar gibi milletin zihnine, milletin gönlüne çöken o günleri bir hatırlayalım; o zaman her iki medya gurubu da paralel yol takip ediyorlardı ve her akşam, her kanalda ana haber bültenlerini Ergenekon Terör Örgütü üst başlığı altında izlerdik.Her iki medya gurubu da, hem iktidar medyası hem de cemaat medyası el ele vererek, sır sırta vererek, ortak manşetler atarak koskoca Türk ordusuna "kumpas kurmayı" becermişlerdi, sonradan iktidar çevreleri aldatıldıklarını ileri sürerek suçun tamamını karşı tarafa yıkmaya çalıştılarsa da bu işteki ortaklıkları milletin zihnine çakıldı kaldı.Şimdilerde, seçim arifesinde elbette "okyanus medyası" dedikleri çevre de yürek yangınlarının bir eseri olarak kendince bir şeyle yapmaya, "algı yönetmeye" çalışıyor ama asıl "algı yönetimini" iktidar medyası yapıyor.On üç yıl boyunca hem içerde hem de dışarıda verdiği akla zarar tavizleri, paranın kan kaybetmesini, ekonominin dibe vurmasını, milletin alabildiğine fakirleştirilmesini, iktidar çevresinde bir avuç mutlu azınlığın oluşmasını, dış politikadaki vahameti, komşu-kardeş ülkelerle sıfırlanan dostlukları, ülkeyi nefes alamaz noktaya getiren göç dalgalarını? Daha binlerce olumsuz tabloyu milletin düşünmemesi için iktidar şimdilerde akla-hayale gelmez şamata-gürültü üretmekle meşgul.Geçen on üç yıl boyunca elde ettiği tecrübeleri de üst üste koyarak iktidar partisi şimdilerde "algı yönetimi" için kolları sıvamış durumda.Söz konusu medya gurubunda yapılan tartışma programlarını, verilen haberleri, hatta programlar sırasında ağır ağır akan alt yazıları dikkatle takip edenler her durakta bir "alo fatih" hassasiyetini göreceklerdir.Diğer medya organlarında çıkan haberler, yapılan yorumlar, getirilen eleştiriler en ince detayına kadar masaya yatırılıyor, satır satır ele alınıyor, gerek görülürse ilgili haberin görüntüleri yayınlanıyor ve masanın başına dizilmiş olan kurşun askerler tarafından yaylım ateşi başlıyor.Böylesine bir "alo Fatih" hassasiyetiyle ilk evvela dokunulmaz, eleştirilemez addettikleri iktidarı eleştirenlere hadleri bildirilmiş oluyor, ikinci olarak çevrelerinde bir savunma hattı oluşturmuş oluyorlar, üçüncü olarak ta, hiçbir işe yaramasa da şamata-gürültü yapılarak millet tefekkürden uzaklaştırılmış oluyor.Bakalım bu sefer de "algı yönetiminden" bekledikleri hasılatı alabilecekler mi?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024