Bir sabah programında, eğitimde yaşanılan eşitsizlikten bahsediyordu, Eğitimsen Genel Başkanı. Çocuklar eşit şartlarda girmiyormuş sınava. Gülümsedim. Haklı ve doğru bir yaklaşım ama yanlış olan bir şey var. Bunu kendisini yirmi yedi yıl önce tanıdığım Prof. Dr. Haydar Baş 21 yıldır, tv ekranlarında yaptığı sohbetlerle, gazete yazılarıyla ve miting konuşmaları ile defalarca izah etti, parti programına sınavsız üniversiteyi koydu. Niye hiç kimse "Prof. Dr. Haydar Baş çok önemli bir konunun altını çiziyor, çocuklara uygulanan sınav sistemi adaletsiz" demedi. Niye?
Bir ekonomi profesörü, ekonomi çarkının dönebilmesi için tüketime para sokulması gerektiğini söyledi. Rafların boşalması ve üretimin artması için bu gerekliymiş. Çok orijinal bir fikir(!) Tüketim eksenli ekonomi modeli. Dönüp dolaşıp bütün dünyanın gelmek zorunda olduğu nokta. Doğru ama yanlış olan bir şey var. Bir akademisyene hiç yakıştıramadığım bir şey. Yıllardır tüketim eksenli modeli millete anlatan biri var. Okuma yazma öğreten bir öğretmen gibi milletine ekonomiyi öğreten, ekonominin kurallarını baştan yazan. Kurduğunuz o cümlelere, "Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş haklıydı, tüketim eksenli bir ekonomiye ihtiyacımız var" diyerek başlamanız gerekmiyor mu?
Bir başka akademisyen "vatandaşlık maaşı"nı anlatıyor, vatandaşlık maaşının verildiği ülkeler varmış. Aaa öyle mi?
Yazık, gerçekten aydınları ne hale gelmiş olan canım ülkemin. Projelerin asıllarını ciddiyetle ve sahibinin dilinden gündem etmeyen medya kuruluşlarına yazık, bunları dinleyen halkımıza yazık.
Akademisyen olmanın ön şartı tezindeki alıntılara atıf yapmak değil mi?
İnsan olmanın ön şartı, haklıya hakkını teslim etmek değil mi? Yazık…
Sanıyorsunuz ki O öldü. Rahatça fikirlerinin sağından solundan alıp pirim yapabilirim. Belki pirim yaparsınız ama faydalı olamazsınız.
Ve yanılıyorsunuz O ölmedi. Ev hanımı maaşı ile kadının evde yaptığı rutinlerine sahip çıkan, anneliği devlet desteği ile taçlandıran Haydar Hoca, ölebilir mi? O annelerin gönlünde, kadınların gönlünde hep yaşayacak. "Şırnak'ın bir köyünden sınava giren çocukla İstanbul'da Galatasaray Lisesinden sınava giren çocuk sınavda aynı başarıyı nasıl sağlasın, bizim gençlerimizin hepsi zekidir. Ben gençlerimi sınavsız üniversitede okutup, iş güç sahibi yapacağım" diyen Prof. Dr. Haydar Baş unutulur mu? O sahip çıktığı gençlerin gönlünde hep yaşayacak.
Atatürk ile bizi tanıştıran Hoca Atatürk, ölür mü? O, Anıtkabir'e abdestli gidip, Fatiha okuyan, Ata'sını seven her gönülde yaşayacak.
Rusya, Milli Ekonomi Modeli'nden aşırarak değil Prof. Dr. Haydar Baş'ı meclisine davet edip saatlerce kendisinden modeli dinleyerek, uygulayacağını dünyaya ilan ederek kalkındı ve Rusya öncülüğündeki BRICS ülkeleri de Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayarak kalkındı. Merak etmeyin, O'nun idealleri, kararlılığı, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ve BTP kadroları ile yaşıyor ve yaşayacak. BTP meclise girdiği gün kadın, çocuk, genç, engelli, asgari ücretli, dar gelirli, işçi, işveren, memur herkes için Onun çözümlerinin meclise girdiği gün olacak. Ve O, fikirleriyle bize yol göstermeye devam edecek.
BTP iktidar olduğunda, millet birlik beraberlik içinde huzur ve rahata kavuşacak. Hoca Atatürk ise milletinin dualarında sonsuza dek yaşayacak.
- Kurban Bayramı notları / 18.06.2024
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu ve Çanakkale Destanı… / 29.08.2023
- Hüseyin Baş ile adım adım Anadolu / 21.07.2023
- Özlemle / 14.04.2023
- Asgari ücret müjde mi, hayal kırıklığı mı? / 26.12.2022
- Kader / 18.10.2022
- Şaka değil, kapıdaki açlık / 25.07.2022
- Allah’ım afetsiz ver / 11.07.2022
- Haydar Baş Üniversitesi -II- / 23.04.2022