Medyanın kısaca EYT dediği emeklilikte yaşa takılanlar yaklaşık bir milyon kişi bir araya gelerek İstanbul Maltepe'de miting yaptılar, mazeretlerini ve maruzatlarını saray sakinlerine arz etmek istediler.
Saraydan yine her zamanki ses yükseldi:
"Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel."
İşsizler ordusuna her saat, her gün ve her hafta yenileri ekleniyor, kapanan her fabrika, kapanan her atölye binlerce nüfusun işsiz ve aşsız kalması anlamına geliyor ve şehirlerden kasabalardan homurtular yükseliyor.
Şimdilerde en fazla duydukları cümle bu oluyor:
"Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel."
Duydukları muhakkak ama doydukları biraz şüpheli.
Şehirlerde icra daireleri üç katına, bazı yerlerde beş katına çıkmış, nerdeyse her ailenin kapısına, traktörüne icra gelmiş, bahar geliyor, herkes ne ekeceğini ve nasıl ekeceğini kara kara düşünürken devletin en tepesinden sesler yükseliyor: "Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel".
İnşaat sektörü darda, bu sektöre yatırım yapanlar zorda, yapanlar kredi kullanarak yapmış bankalara borçlanmış, alanlar kredi ile almış bankalara borçlanmış ve taksitleri ödenemeyen gayrimenkullere bankalar el koyduğu için bankalar gayri menkul zengini olup çıkmışlar.
Beş Tepe'nin en tepesinden sesler yükseliyor:
"Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel".
Duymayan kalmadı ama doyanı da görmedik.
Emekli maaşına yapılan zam, asgari ücrette yapılan artış daha vatandaşın cebine girmeden buharlaşmış, elektrik, su ve doğalgaz faturalarına yetişemez olmuş, sebze ve meyve fiyatları almış başını gitmiş ve artık vatandaş homurdanma modundan çıkmış feryad ediyor; "ey yetkililer halimize bir çare" diyor.
Saraydan bildik sesler yükseliyor:
"Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel."
Şehirlerde hava kirliliği, su kirliliği ve trafik keşmekeşliği had safhaya ulaşmış, 'dikey mimari-yatay mimari' tartışmaları arasında mesela İstanbul'da fakir vatandaşla deniz arasına adeta yüksek yüksek duvarlar örülmüş, tam da yerel seçimler arifesinde bu dertlere bir derman, bu yamukluklara bir ferman bekleyen kitlelere saraydan sesler geliyor:
"Gel vatandaş gel poşete gel çaya gel."
Saraydan sesler:
Duyun ve doyun.
Duyduk ama ne doyduk ne de doyanı gördük.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024