Her zaman ve zeminde ve her şeye rağmen iktidarı savunma telaşına düşenler için, Ukrayna-Rus savaşı adeta can simidine döndü.
Özellikle ekonomideki olumsuz gelişmeler, yağmur gibi yağmakta olan zamlar, semt pazarlarından boş filelerle dönmeler ve mutfaklardaki yükselen alevler, iktidarın en hararetli savunucularını dahi sessiz-nefessiz bıraktığı bir anda komşuların kapışması bunlara ilaç gibi geldi.
Yıllardan beridir boca ettikleri ve her defasında halının altına süpürdükleri cümle problemleri, şimdi hiç düşünmeden savaş bahanesinin ardına saklayabiliyorlar.
Koltuğa oturdukları günden beri, belki bilinçli bir tercihle başladıkları satışlardan dolayı, kamu kurum ve kuruluşlarını elden çıkarmalarından ötürü bugün yaşanan sıkıntıları ve baş gösteren kıtlıkları, hiç sıkılmadan daha dün başlamış olan savaşın gerekçesi olarak sunabiliyorlar.
Yirmi yılın birikmiş sorunlarını, çok açık ihmallerini, atılan yanlış adımlarını ve bütün bunların doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmış olan devasa sıkıntıları, daha dün başlamış olan savaşın ardına saklanarak izaha çalışmak, olacak iş mi Allah aşkına?
Geride kalan yıllar boyunca azar azar ve çaktırmadan azaltılan üretim, geçen zaman zarfında sürekli artırılan ithal kalemler, özellikle gıda ürünlerindeki dışa bağımlılıkların bir sonucu olarak bugün yaşanan fahiş fiyatları, daha on beş gün önce başlamış olan savaşla izah etmek akla-mantığa sığıyor mu?
Güneşin balçıkla sıvanamadığı ne kadar gerçekse, bugün yaşanan sıkıntıların, malum satışların bir sonucu olduğu da o kadar gerçek.
Z kuşağı belki hatırlayamaz, mevcut iktidarın ilk Maliye Bakanı vardı, rahmetli Unakıtan, özelleştirmeler tartışılırken şöyle demişti:
"Her şeyi satacağız, babalar gibi satacağız."
Aradan yıllar geçince de şunu ilave etmişti:
"Sata sata bitiremedik, tam bir komünist ülkeymişiz."
Mevcut iktidarın ilk icraatları söz konusu 'satışlar' olduğu o günlerde en güçlü itiraz ve en gür seda, merhum Prof. Dr. Haydar Baş'tan gelmişti, her miting meydanında, çıktığı her televizyon programında, bu satışların böyle devam etmesi halinde, devletin gelir kaynaklarının kurutulacağı, dolayısıyla devletin elinde halkın sırtına yükleyeceği vergilerden ve cezalardan başka gelir kalemi kalmayacağını haykırdı durdu.
Şimdi o satışların sonuçlarını yaşıyoruz.
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025