Genel seçimlerden önce seçim barajının tamamen kaldırılması için önce Yüksek Seçim Kurulu'na, oradan dönünce, Danıştay'a oradan da dönünce Anayasa Mahkemesi'ne dava açmıştım. Onlardan alınan kararı yazmak istemiyorum. O zamanın devamında pek çok mahkeme kararının 180 derece döndüğü gerçeğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle de pek yadırgamadım. Son yol milletlerarası İnsan Hakları Mahkemesi olacaktı. Bu benim karakterime ve de inancıma aykırı bir durum olduğundan yapacak bir şey kalmamıştı. Seçim barajının neden yanlış olduğunu birkaç cümle ile belirlemek mümkündür.
1- Demokrasiye aykırıdır: Siz bir fikre ya da partiye rey veriyorsanız, o istemediğiniz partilerin rey oranına katkı sağlıyor. Binlerce oy sizin partiniz adına yok sayılıyor. Bunun neresi demokrasi?
2- İnsan hakları denen, herkesin eşit haklara sahip olması şart olan demokrasilerde, siz seçmen olarak yok sayılıyorsunuz. Seçilemeyen bir aday olarak da binlerce taraftarınızın ümidini boşa çıkartmış oluyorsunuz. İdeallerinize ümit bağlayanların her birine mahcup olmanın ezikliğinin ne olduğunu dışarıdan anlamak mümkün değildir. Sonuç demokrasi imiş insan hakları imiş önemli değil. Koltuk sağ olsun. Tabii devlet sağ olsun ki, iktidar ve muhalefet devletten maddi destekler alarak bir sonraki seçimlere hazır olsun.
3- Seçim barajı resmen insanı adam yerine koymayan, onun her türlü hakkını yok sayan bir uygulamadır.
Unutmayın ki her parti devlete hizmet için kurulmuştur. Tersi olması az da olsa mümkündür. Aslında her kuruluşun gayesi kısa bir sürede anlaşılacaktır. Demokraside hiçbir şey gizli kalamaz. Partilerin reyleri topluluktaki görüş ayrılıklarının istatistiğini de gösterecektir. Çünkü ülkemizde kurulan partiler kendi imkânları ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. İdeallerinde samimiyete ve taraftarlarınca desteğe ihtiyaç vardır. Seçim barajı nedeni ile devlete katkı yapabilmeler son derece zordur. Görüşlerini Meclis ortamında dinletmeleri asla mümkün olamaz. Bu nedenle demokrasinin yüz karası olan seçim barajının İNDİRİLMESİ değil sıfırlanması ve bilhassa seçimlerin eşit şartlarda yapılmasının sağlanması şarttır. Unutulmasın özel bir Ata Sözü: "DEMOKRASİDE HER BİR HAK SINIRLAMASI, DİKTAYA BİR ADIM DAHA ATILMASIDIR."
1- Demokrasiye aykırıdır: Siz bir fikre ya da partiye rey veriyorsanız, o istemediğiniz partilerin rey oranına katkı sağlıyor. Binlerce oy sizin partiniz adına yok sayılıyor. Bunun neresi demokrasi?
2- İnsan hakları denen, herkesin eşit haklara sahip olması şart olan demokrasilerde, siz seçmen olarak yok sayılıyorsunuz. Seçilemeyen bir aday olarak da binlerce taraftarınızın ümidini boşa çıkartmış oluyorsunuz. İdeallerinize ümit bağlayanların her birine mahcup olmanın ezikliğinin ne olduğunu dışarıdan anlamak mümkün değildir. Sonuç demokrasi imiş insan hakları imiş önemli değil. Koltuk sağ olsun. Tabii devlet sağ olsun ki, iktidar ve muhalefet devletten maddi destekler alarak bir sonraki seçimlere hazır olsun.
3- Seçim barajı resmen insanı adam yerine koymayan, onun her türlü hakkını yok sayan bir uygulamadır.
Unutmayın ki her parti devlete hizmet için kurulmuştur. Tersi olması az da olsa mümkündür. Aslında her kuruluşun gayesi kısa bir sürede anlaşılacaktır. Demokraside hiçbir şey gizli kalamaz. Partilerin reyleri topluluktaki görüş ayrılıklarının istatistiğini de gösterecektir. Çünkü ülkemizde kurulan partiler kendi imkânları ile faaliyetlerini sürdürmektedirler. İdeallerinde samimiyete ve taraftarlarınca desteğe ihtiyaç vardır. Seçim barajı nedeni ile devlete katkı yapabilmeler son derece zordur. Görüşlerini Meclis ortamında dinletmeleri asla mümkün olamaz. Bu nedenle demokrasinin yüz karası olan seçim barajının İNDİRİLMESİ değil sıfırlanması ve bilhassa seçimlerin eşit şartlarda yapılmasının sağlanması şarttır. Unutulmasın özel bir Ata Sözü: "DEMOKRASİDE HER BİR HAK SINIRLAMASI, DİKTAYA BİR ADIM DAHA ATILMASIDIR."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017