Hükümet; terörsüz Türkiye, İmralı ile müzakere, süreçle ilgili hukuki düzenlemeler, Suriye ve Gazze gündemi, Trump'ın talepleri vs derken, milletin gerçek gündeminden oldukça uzak bir durumda.
Türk-İş'in Eylül 2025'e ilişkin açıkladığı açlık sınırı 27 bin 970 lira, yoksulluk sınırı ise 91 bin 109 lira. Sadece bu rakamlar bile nüfusumuzun büyük çoğunluğunun nasıl bir ekonomik kriz içinde olduğunu net olarak gösteriyor.
Kişi başı milli gelir yıllık 17 bin dolar yani 708 bin 900 TL olarak açıklandı. (1 dolar=41.7 TL)
Bu rakamı 12'ye bölüp 4 ile çarparsak 4 kişilik bir aileye düşen aylık milli gelir payını hesaplamış oluruz.
Bu da 236 bin 300 TL yapıyor.
Tabii ki, vatandaşların hepsinin eşit bir gelire sahip olması mümkün değil, iş adamı farklı, memuru farklı, işçisi, çiftçisi farklı gelire sahip olacak ama bu gelirler arasında çok büyük uçurumlar olmasıdır problem.
Bu manada Türkiye, maalesef en fazla gelir adaletsizliğine sahip ülkelerden birisi. Hazırlanan raporlar bu gerçeği rakamsal olarak da gözler önüne seriyor.
DİSK/Genel-İş'in Türkiye'de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu'na göre, Türkiye gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi durumunda. AB ülkelerinin ortalama Gini katsayısı 0.344, Türkiye'nin Gini katsayısı ise 0.461.
Raporda paylaşılan şu veriler oldukça dikkat çekici:
Türkiye'de her 10 kişiden 2'si yoksul. En az 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını karşılayacak gelire sahip değil. Yoksulluk oranı yüzde 21.2'ye yükseldi. Tabi, bu rakam resmi verilerden yola çıkarak böyle. Türk-İş'in 91 bin 109 liralık yoksulluk sınırını baz alırsak Türkiye'nin yüzde 90'ından fazlası gerçek manada yoksul durumda.
Rapora göre, yoksulluk sınırı 2014 yılına göre tam 13.6 kat arttı. 2014 yılında 6 bin 665 TL olan yoksulluk sınırı, Eylül 2025'te 91 bin 109 TL'ye yükseldi.
Asgari ücret ise yalnızca 22 bin 104 TL. Aynı dönemde en düşük memur maaşı 50 bin 503 TL, en düşük memur emekli aylığı ise 22 bin 671 TL seviyesinde.
Hanehalkı kişi başı aylık ortalama tüketim harcaması son bir yılda iki katına çıktı.
Türkiye'de en zengin yüzde 20'lik grup, en yoksul yüzde 20'lik grubun gelirinin yaklaşık 9 katı gelir elde etmekte. Vatandaşlar arasındaki gelir uçurumunu görüyor musunuz?
Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında kişi başına düşen milli gelirde en düşük olan ülkelerden biri.
Konut masrafı dışındaki giderler nedeni ile 2024 yılında kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60.9'u borçlu hale gelmiştir. Buna göre her 10 kişiden 6'sı borçlu durumda.
Evet rapor özetle böyle. Ama hükümetin gündeminde bu sorunların çözümü noktasında adım yok. Aksine yapılan açıklamalara ve kulis bilgilerine göre bu gelir adaletsizliğini daha da derinleştirecek adımlar atılacak gibi görünüyor.
SGK Uzmanı İsa Karataş, bu yıl sonunda emekli maaşlarına yalnızca enflasyon farkı ekleneceğini belirterek, herhangi bir seyyanen zam uygulamasına başvurulmayacağını açıkladı. Karakaş'a göre, 2026 yılında en düşük emekli maaşı, 18 bin 148 TL'ye yükselebilir. Böyle olursa, Eylül 2025 itibarıyla açlık sınırı 27 bin 970 TL olduğu dikkate alındığında, Ocak 2025 emekli maaşı belki de açlık sınırının yarısı kadar olacak.
Asgari ücret konusunda da tahminler iç karartıcı.
Geçtiğimiz yılki artışı doğru tahmin eden JP Morgan, 2026 yılı için yüzde 20'lik bir zam öngörüsünde bulundu. Morgan Stanley ise zam oranının yüzde 20 ile 25 arasında olabileceğini belirtti.
Eğer 2026 yılında asgari ücret yüzde 20 artırılırsa, brüt maaş 31 bin 207 TL, net maaş ise 26 bin 526 TL olacak. Zam oranı yüzde 25 olursa, brüt 32 bin 507 TL, net 27 bin 631 TL seviyesine çıkacak.
Hormonlu büyümeyle milli geliri büyüyen ülkemizde milletimizin alım gücü erimeye devam ediyor.
Mevcut siyaset ve mevcut ekonomik sistemle bu temel sorun çözülemez, bunun ispatını yıllardır yaşayarak görüyoruz.
Gelir adaletini sağlayacak tek ekonomik sistem, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu sebeple bu eşsiz modeli ülkemizde uygulayacak Bağımsız Türkiye Partisi ve lideri Hüseyin Baş'a fırsat vermeliyiz.
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025
- Kamuda tasarruf emeklilerden mi yapılacak? / 25.09.2025
- Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi? / 24.09.2025
- Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır' / 23.09.2025