Dünyanın gözü önünde başlatılan ve devam eden insan katliamı 2'ci yılına girdi.
Yapılan açıklamalara göre Gazze'de İsrail, 2. Dünya savaşından kullanılan bombalardan daha çok bomba kullanmış.
4 kıtada yaşanan savaşta 70 milyondan fazla insan ölürken 360 kilometrekarelik Gazze'de 67 bin insan öldüğü açıklanıyor.
Gerek BM raportörleri gerek bazı ABD'li senatörler vahşet sahasında, 600 binden fazla insanın can verdiğini, bir o kadar insanın da ölüm ile beraber yaşadığını açıklıyorlar.
Yaşanan vahşeti kelimelerle anlatmak mümkün değil.
Bu vahşete karşı insanlık ayağı kalktı.
Ama ayağı kalkmayanlarda vardı. İlk sırada İslam dünyasını yöneten liderler. İkinci sırada BM ve sözde insan haklarını savunan milyarlarca dolarlık kaynağa sahip küresel yapılanmalar.
ABD, Almanya, Fransa gibi batı ülkeleri ise vahşetin bizzat ortağıdır.
İslam devletleri, İsrail'e karşı hava, deniz ve kara sahalarına kapatıp, her türlü ticareti kesseydi bu vahşet ikinci gününde biterdi. Kesmedikleri için 2 yıldır devam ediyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği bu vahşet sürecinde 4'ü ortak 19 kez toplandılar ve bir ambargo kararı dahi alamadan dağıttılar.
Devlet Bahçeli gerçeği söyledi
Bu coğrafyadaki vahşet yeni başlamadı. Sayın Erdoğan'ın ifadesi ile 'İsrail, 76 yıldır bebekleri katlediyor'.
İşte bu katliamların arka planını MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin gurup toplantısında açıkladı. İşte ayakta dakikalarca alkışlanan o tespitleri:
"Görüntüde Müslüman, gerçekte işbirlikçi olan bir avuç yönetici elit; sırf koltukta oturmak, sırf iktidar ömrünü biraz daha uzatmak pahasına emperyalizme uşaklık yapmaktadır.
Petrolden, dolardan, lüksten, çılgın tüketimden başka hiçbir şeyi gözü görmeyen küçük bir azınlık, küresel efendilerinin boyunlarına geçirdiği tasmayı dert etmeden taşımaktadır.
Özellikle 7 Temmuz'dan beri İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar İslam ülkelerinin perişanlığını, dağınıklığını, uyuşukluğunu teyit etmiştir.
Gazze inim inim inlerken, masumlar can verirken Arap-İslam alemi kayıtsızlığa, duyarsızlığa, ilgisizliğe gömülmüştür. Sömürge saltanatına omuz verenler üç maymunu oynamaktadır…
Erdoğan tribünlere, yandaş çevrelere, din istismarı yapan kendi mahallesindeki şakşakçılara şirin ve sempatik görünmek adına İsrail'e eften püften tepkiler vermektedir.
Erdoğan'ın göstermelik İsrail husumeti, İsrail alerjisi, İsrail kızgınlığı hiçbir sonuç doğurmadığı gibi, bir tek Filistinli kardeşimizin de hayatını kurtaramamaktadır.
Türkiye'nin bölgede eli zayıflamaktadır. Sözü dinlenmemekte, nazı ve hatırı geçmemektedir. Erdoğan, Türkiye'nin saygınlığını darbelemekte ve ufalamaktadır.
Şunu açık yüreklilikle söylemek istiyorum ki,
Erdoğan, Filistin davasına zarar vermekte, mazlumların feryadını iç siyasi kaygı ve hedeflere vicdansızca malzeme yapmaktadır…
Erdoğan oturduğu yerden en ağır sözleri İsrail'e sarfetmekte, ağız dolusu hakaretler yağdırmaktadır.
Ancak İsrail yine kan akıtmaya, yine can yakmaya, yine vahşet sergilemeye devam etmektedir.
Şu ibret verici düşüklüğe bakınız ki, Irak'ın kuzeyinden çıkarılan petrolü İsrail'e heyecanla ulaştıran Erdoğan, bugün oturmuş Gazze için feveran etmektedir.
Ne kadar inkar edilse de, AKP hükümeti bu yılın Mart ve Nisan ayında İsrail'e 124 bin 562 kg jet yakıtı ihraç etmiştir. Bu gerçek TÜİK raporlarıyla sabittir.
Satılan yakıtlar bugünlerde Gazze'ye ölüm olarak ciro, füze olarak ihale edilmiştir.
Bu şahıs için kişisel servet artışı öncelikli ve her şeyden daha önemlidir.
Erdoğan, Kürdistan konusunda İsrail'le aynı çizgide, aynı blokta, aynı kamptadır.
Barzani, hem İsrail'in hem de Erdoğan'ın ortaklaşa desteğini almakta, Kürdistan bu iki batılın kundağında pışpışlanmaktadır.
Bu meyanda, Netanyahu ile Erdoğan arasında hiçbir fark yoktur.
Erdoğan ne söylerse söylesin; İsrail'e koruma kalkanı, Siyonizm'e bekçi, vaat edilmiş toprakların takipçisi, batının ileri karakoludur. İsrail; Erdoğan'ın ümit ve geçim kapısıdır.
2004 yılında Amerikan Musevi Komitesi tarafından verilen Üstün Cesaret Ödülü hala Erdoğan tarafından gururla taşınmaktadır." (24 Temmuz 2014 Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin yapmış olduğu basın toplantısı metni) https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/3452/index.html
Başka?
2011'de TV8'de bir programa katılan Numan Kurtulmuş: 'İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı, Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!'
2008'de Tokat, Turhal'da vatandaşlara seslenen Süleyman Soylu: "Çeviriyorsun, boş geliyor. Bir daha çeviriyorsun, pas geliyor" dedi… Günlerdir, Filistin'de Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı acılar ciğerimize saplandı.
'Arabulucuyum' dedin, şimdi bölgedeki Müslüman ülkelerin kalbini almakla görevlendirildin. Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eğdin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayip Erdoğan' diyordu.
Başka söze gerek var mı?
Yapılan açıklamalara göre Gazze'de İsrail, 2. Dünya savaşından kullanılan bombalardan daha çok bomba kullanmış.
4 kıtada yaşanan savaşta 70 milyondan fazla insan ölürken 360 kilometrekarelik Gazze'de 67 bin insan öldüğü açıklanıyor.
Gerek BM raportörleri gerek bazı ABD'li senatörler vahşet sahasında, 600 binden fazla insanın can verdiğini, bir o kadar insanın da ölüm ile beraber yaşadığını açıklıyorlar.
Yaşanan vahşeti kelimelerle anlatmak mümkün değil.
Bu vahşete karşı insanlık ayağı kalktı.
Ama ayağı kalkmayanlarda vardı. İlk sırada İslam dünyasını yöneten liderler. İkinci sırada BM ve sözde insan haklarını savunan milyarlarca dolarlık kaynağa sahip küresel yapılanmalar.
ABD, Almanya, Fransa gibi batı ülkeleri ise vahşetin bizzat ortağıdır.
İslam devletleri, İsrail'e karşı hava, deniz ve kara sahalarına kapatıp, her türlü ticareti kesseydi bu vahşet ikinci gününde biterdi. Kesmedikleri için 2 yıldır devam ediyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği bu vahşet sürecinde 4'ü ortak 19 kez toplandılar ve bir ambargo kararı dahi alamadan dağıttılar.
Devlet Bahçeli gerçeği söyledi
Bu coğrafyadaki vahşet yeni başlamadı. Sayın Erdoğan'ın ifadesi ile 'İsrail, 76 yıldır bebekleri katlediyor'.
İşte bu katliamların arka planını MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin gurup toplantısında açıkladı. İşte ayakta dakikalarca alkışlanan o tespitleri:
"Görüntüde Müslüman, gerçekte işbirlikçi olan bir avuç yönetici elit; sırf koltukta oturmak, sırf iktidar ömrünü biraz daha uzatmak pahasına emperyalizme uşaklık yapmaktadır.
Petrolden, dolardan, lüksten, çılgın tüketimden başka hiçbir şeyi gözü görmeyen küçük bir azınlık, küresel efendilerinin boyunlarına geçirdiği tasmayı dert etmeden taşımaktadır.
Özellikle 7 Temmuz'dan beri İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar İslam ülkelerinin perişanlığını, dağınıklığını, uyuşukluğunu teyit etmiştir.
Gazze inim inim inlerken, masumlar can verirken Arap-İslam alemi kayıtsızlığa, duyarsızlığa, ilgisizliğe gömülmüştür. Sömürge saltanatına omuz verenler üç maymunu oynamaktadır…
Erdoğan tribünlere, yandaş çevrelere, din istismarı yapan kendi mahallesindeki şakşakçılara şirin ve sempatik görünmek adına İsrail'e eften püften tepkiler vermektedir.
Erdoğan'ın göstermelik İsrail husumeti, İsrail alerjisi, İsrail kızgınlığı hiçbir sonuç doğurmadığı gibi, bir tek Filistinli kardeşimizin de hayatını kurtaramamaktadır.
Türkiye'nin bölgede eli zayıflamaktadır. Sözü dinlenmemekte, nazı ve hatırı geçmemektedir. Erdoğan, Türkiye'nin saygınlığını darbelemekte ve ufalamaktadır.
Şunu açık yüreklilikle söylemek istiyorum ki,
Erdoğan, Filistin davasına zarar vermekte, mazlumların feryadını iç siyasi kaygı ve hedeflere vicdansızca malzeme yapmaktadır…
Erdoğan oturduğu yerden en ağır sözleri İsrail'e sarfetmekte, ağız dolusu hakaretler yağdırmaktadır.
Ancak İsrail yine kan akıtmaya, yine can yakmaya, yine vahşet sergilemeye devam etmektedir.
Şu ibret verici düşüklüğe bakınız ki, Irak'ın kuzeyinden çıkarılan petrolü İsrail'e heyecanla ulaştıran Erdoğan, bugün oturmuş Gazze için feveran etmektedir.
Ne kadar inkar edilse de, AKP hükümeti bu yılın Mart ve Nisan ayında İsrail'e 124 bin 562 kg jet yakıtı ihraç etmiştir. Bu gerçek TÜİK raporlarıyla sabittir.
Satılan yakıtlar bugünlerde Gazze'ye ölüm olarak ciro, füze olarak ihale edilmiştir.
Bu şahıs için kişisel servet artışı öncelikli ve her şeyden daha önemlidir.
Erdoğan, Kürdistan konusunda İsrail'le aynı çizgide, aynı blokta, aynı kamptadır.
Barzani, hem İsrail'in hem de Erdoğan'ın ortaklaşa desteğini almakta, Kürdistan bu iki batılın kundağında pışpışlanmaktadır.
Bu meyanda, Netanyahu ile Erdoğan arasında hiçbir fark yoktur.
Erdoğan ne söylerse söylesin; İsrail'e koruma kalkanı, Siyonizm'e bekçi, vaat edilmiş toprakların takipçisi, batının ileri karakoludur. İsrail; Erdoğan'ın ümit ve geçim kapısıdır.
2004 yılında Amerikan Musevi Komitesi tarafından verilen Üstün Cesaret Ödülü hala Erdoğan tarafından gururla taşınmaktadır." (24 Temmuz 2014 Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin yapmış olduğu basın toplantısı metni) https://www.mhp.org.tr/htmldocs/genel_baskan/konusma/3452/index.html
Başka?
2011'de TV8'de bir programa katılan Numan Kurtulmuş: 'İsrail en büyük zaferini AKP sayesinde kazandı, Başbakan'ın kalbi Ali, dili Muaviye söylüyor!'
2008'de Tokat, Turhal'da vatandaşlara seslenen Süleyman Soylu: "Çeviriyorsun, boş geliyor. Bir daha çeviriyorsun, pas geliyor" dedi… Günlerdir, Filistin'de Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı acılar ciğerimize saplandı.
'Arabulucuyum' dedin, şimdi bölgedeki Müslüman ülkelerin kalbini almakla görevlendirildin. Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eğdin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayip Erdoğan' diyordu.
Başka söze gerek var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025
- Her şey ABD’nin rızası için mi? / 27.09.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Peygamberimiz itibardan asla taviz vermemiştir / 29.09.2025
- Çakma kral ve HTŞ’li Şara / 28.09.2025
- Her şey ABD’nin rızası için mi? / 27.09.2025