25 nisan 1915'de Sed-ül Bahra çıkan düşman 15 Hazirana kadar daima saldırı yapmıştır. Amaç kısa zamanda Arıburnu ve Sed-ül Bahrdan saldıran kuvvetlerin Kild-ül Bahr yaylasında buluşarak Türk Ordusunu imha etmek, Gelibolu'nun Boğaz kıyılarını ele geçirerek,Donamanın Marmara'ya geçmesini sağlayarak zafere ulaşmaktı. Bu amaçla saldırırlar, saldırırlar ama teknolojinin, demirin ve uygarlığın üstünlüğüne karşı imanını vatan sevgisine dönüştüren Anadolu'nun Aslanını geçemediler.Türk Ordusu,karşı saldırıya da geçerek düşmanı denize dökmek istedi. Fakat 5. Ordu karargahının hataları yüzünden saldırılar ağır kayıplarla neticelendi.Düşman 15 hazirandan itibaren küçük saldırılarla mevzi savaşlarını başlatır. Amaç karşılarında sağlam savunma yapan Türk mevzilerini teker, teker ele geçirerek hedefe ulaşmaktı. Üç gündür devam eden küçük saldırılarda, Türk savunmasını kırarak bir tek mevzi dahi ele geçiremediler. Bu mevzi saldırıları Arıburnu cephesinde hiç uygulamadılar. Çünkü bu küçük mevzi saldırılarının uygulanması, Türk savunması yamaçta olduğu için mümkün değildi.18 haziranda Sed-ül Bahr cephesinde, düşman, Türk savunmasını kırabilmek için Kereviz Dere ve Sığın Dere saldırılarını başlatırlar. 18-19-20 haziran günlerinde karşı cepheden kara topçusu, Boğaz ve Ege Denizinden Donanma ile yukarıdan da uçaklarla Türk mevzileri top ateşine tutulur. Üç gün üç gece deva eden bombardımanda Türk mevzileri tahrip edilir.18 Haziran sabahı, güneş doğmadan donanma, Ege Denizinden ve Boğazdan bombardımana başlar. Mevziler tahrip ediliyordu. Siperlerde kullanılan malzeme ve cesetlerin parçaları toz toprak ve taşlar havada uçuyordu. Türk askeri bu bombardıman karşısında korunabilmek için topların atış yönüne karşı siper diplerine uzandı, gökten yağan toz ve taş toprak parçaları ile örtülerek toprağa karıştı. Kayıp çok büyüktü. Siperler şehit ve yaralılarla doldu. Donanma ve kara topçusu sustuğu zaman, havalanan düşman uçakları ateşe başlıyordu. Uçakların makineli tüfekle yatıkları yaylım ateş çok daha etkili oluyordu. Türk askeri siperleri yıkıldığı için yukarıdan gelen mermilere karşı korunamıyordu. Uçaklar gittikten sonra Donanma tekrar siperleri titreterek, tozu dumana karıştırarak ateşe başlıyordu. Bu bombardıman 21 haziran sabahına kadar sürer.Türk askeri uykusuz halde siperlerin altında kalan yaralıları, şehitlerin naşını çıkarıp sıhhiye erleri ile geriye taşır. Hafif yaralıların yaraları sarıldıktan sonra cephedeki siperlerine dönerken ağır yaralılar Eceabat Sahra hastanesine nakledilirler. Şehitler de görevliler tarafından defnedilirken, top ateşinin kesilmesi ile düşman saldırısı başlar. Dayan Mehmet'im dayan, dayanabildiğin kadar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011