logo
19 NİSAN 2024

"Şeker"in tadı kaçtı

12.05.2018 00:00:00
Cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından olan, göz nuru, alınteri ve büyük fedakârlıklarla kurulan şeker fabrikalarımız hızlı bir şekilde sessiz sedasız elimizden çıkıyor.
Elimizden çıkıyor çünkü devletin elinde olanlardır biz millete ait olan; bu değerli hazinelerimiz, alanlar yerli de olsa yabancı da fark etmez, artık bize ait değildir.
Danıştay 13. Dairesi, Türkşeker'e ait olan Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş olmak üzere 14 şeker fabrikasının satış kararını 2'ye karşı 3 oyla hukuka uygun buldu. 
Şeker-İş Sendikası, Danıştay 13. Dairesi'ne şeker fabrikalarının ihalelerinin iptal olması ve yürütmenin durdurulması için dava açtı. 
Her bir fabrika için ayrı ayrı açılan dava dilekçelerinde özetle şunlar belirtildi:
* Kırşehir Şeker Fabrikası 2011 yılındaki değerinin bile altında satıldı, bu satış nedeniyle kamu 241 milyon lira zarara uğratıldı. Aynı şekilde kamu, Bor fabrikasının satışından 168 milyon, Çorum fabrikasından 257 milyon, Yozgat fabrikasından 211 milyon ve Turhal fabrikasının satışından dolayı da 284 milyon olmak üzere toplam 1 milyar 160 milyon lira zarara uğratıldı.
* Halka ait fabrikalar belirli sermaye gruplarına aktarıldı.
* Özelleştirmelerin gerçekleşmesi halinde halkın sağlığı tehlikeye girecek.
* Fabrikaların satışı kamu yararına değildir.
* Fabrikaların satılması nedeniyle şeker sektörü, ABD menşeli Cargill firmasının insafına terk edilecek, sektör yabancılaşacak.
Fakat 2010 yılından sonra yapılan bir takım değişikliklerle siyasi iradenin adeta kontrolüne giren Danıştay'dan elbette ki ihalalerin iptali konusunda bir karar çıkmayacaktı ve öyle de oldu. Dava reddedildi.
Danıştay 13. Dairesi, Turhal, Yozgat, Kırşehir ve Bor şeker fabrikalarının ardından önceki gün de Alpullu Şeker Fabrikası'nın satışını onayladı. Kastamonu Şeker Fabrikası'na şimdilik alıcı çıkmadığı için satılamadı, Erzincan ve Erzurum Şeker fabrikaları ise birleştirilerek ihaleye çıkarıldı; ihaleyi 287 milyon lirayla Albayrak Turizm kazandı.
Şeker-İş Sendikası Genel Sekreteri Fevzi Şengül, "İki fabrika bakkal dükkânı gibi satıldı. Şeker kotaları toplamı 77 bin. 287 milyon tekinin kota değerini bile karşılamıyor" dedi.
Bu arada Ilgın Şeker Fabrikası da Resmi Gazete'de yayımlanan ilanla ihaleye çıkartıldı. Onu da 637 milyon lirayla Alteks Tekstil satın aldı.
Tarihi şeker fabrikalarını satanlar ve alanlar, Türkiye'de şeker üretimi artsın, şeker pancarı üreticisi rahat etsin, şeker fiyatları düşsün, insanımız iş ve aş sahibi olsun diye mi bunu satıyor ve alıyor? 
Elbette ki hayır?
Eğer böyle bir dertleri olsa, ülkemizdeki ambarlarda 1 milyon tonun üzerinde şeker stoku varken neden kalkıp da Bakanlar Kurulu kararı ile Bosna Hersek'e 20 bin ton sıfır gümrükle Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) ithalatı için kontenjan açsınlar?
Siz "Bosna Hersek" ismine fazla takılmayın, Amerikan şirketinin ismi ön plana çıkmasın diye sadece bir örtü olarak kullanılıyor.
Bir de yapılan satışların, yüzde 30 peşin, 5 yıl TL üzerinden taksitle apar topar yapılması, siyasilerimizin bir telaşları olduğunu gösteriyor. 
Bu telaş, devletin kasasına para kazandırmak için değil, sanki yaklaşan seçimler öncesi ABD'ye verilen sözlerle alakalı olsa gerek?
Seka'nın özelleştirilmesi, ithal kâğıda en pahalı bir şekilde ulaşmamızı, Et ve Süt Kurumu'nun özelleştirilmesi ve et ithalatı, ete ve et ürünlerine sağlıksız bir şekilde en pahalı bir şekilde ulaşmamızı, Tekel'in satılması tütün üretimine büyük bir darbe vurulmasını ve daha nice özelleştirmeler büyük zararlarla karşılaşmamızı sağladı.
Şeker özelleştirmeleri sonucunda da sağlıklı şekere önce çok pahalı ulaşacağız, sonra hiç ulaşamayacağız, ortalık tamamen ABD'nin kanserojen NBŞ'lerine kalacak.
Sonra da neden bu şeker bu kadar pahalı, şeker pancarı neden desteklenmiyor, üretilmiyor, kanser ve şeker hastalıkları neden patlama yaptı diye hayıflanıp duracağız. 
Bu aşamadan sonra ne anlamı varsa?
İşte ülkeyi ekonomiden anlamayan siyasilere ısrarla emanet etmemizin neticesi budur. 
Borcu borçla çevirmeye çalışanlara fırsat verdikçe, onlar da borç bulabilmek, aynı zamanda koltuklarını da sağlamlaştırmak için millete ait olanları bol keseden birilerine verirler.
Ama bunun da bir sınırı vardır. Elde dağıtılacak bir şey kalmadığı zaman, koltuk da kalmaz; bütün değerleri elinden alınan millet de... 
Üzerinde yaşadığın vatan artık sana ait değildir. Sahibi kim olduysa ya onun kölesi olursun, ya da onun namlusuna maruz kalırsın.
Halbuki Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'la, tek çözüm insanıyla beraber olsaydık, ona fırsat verseydik, bugün MEM'i uygulayan BRICS devletlerinin halkları gibi bir elimiz yağda, bir elimiz balda olurdu, kimseye muhtaç olmazdık, güvenliğimiz de tehlike içinde olmazdı.
Bugüne kadar anlamadınız, hala anlamamakta da ısrarlısınız.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.