21. Yüzyılın ilk çeyreğine bizzat şahit olan vicdan sahibi, iz'an ve idrak sahibi kalemler "adil şahitler" olmak adına gerçekleri yazmaktadırlar.
Genelde tüm dünyada özelde ise İslam coğrafyasında yaşananları, gelişmeleri, çevrilen dolapları ve açılan talan yollarını, hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeden bir mü'min basireti ve feraseti ile gün gibi ortaya koymaktadırlar.
Yazdıkları her satırda, attıkları her adımda Yüce İslam'ın izzetine uygun davranarak, Müslümanların izzetini ve haysiyetini gözeterek hareket eden vicdan sahibi bilgeler ve bilginler elbette her devirde olduğu gibi bugün de ve yarın da hep hayırla yâd edileceklerdir.
Günü yaşadıkları halde, anı yaşadıkları halde, olaylara bizzat şahit oldukları halde "adil şahitler" olmaktan ısrarla kaçınan, günü kurtarma kaygılarından ötürü yarınları asla düşünmeden kalem oynatanlardan elbette gelecek nesiller hesap soracaklardır.
Tıpkı bugün, tarih yazan vicdan sahibi ve insaf sahibi kalemlerin, kalem sahiplerinin dünün aymazlarından, dünün hırs ve ihtiras sahiplerinden hesap sordukları gibi.
Kendi hırslarına yenik düşenler, doymak bilmeyen ihtirasları yüzünden milletleri ve kitleleri korkunç uçurumlara sürükleyenler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep lanetle anılacaklardır.
İnsanlık tarihini incelediğimizde, milletler tarihini araştırdığımızda ne yazık ki bu tiplerin mebzul miktarda olduklarına şahit oluruz.
Bunlardan birçoğunun daha dünyada iken mazlumların ahından kahrolduklarını, sefalet ve acılar içinde dünyaya veda ettiklerini de biliyoruz.
İğneden ipliğe her zerrenin hesabının sorulacağı "hesap gününün" hesabını hatırlatarak devam edelim.
Milletin büyük çoğunluğunun kelimenin tam anlamıyla perişan olduğu, hem savaşların sebep olduğu maddi yaralar, kayıplar ve ayrılıklar içerisinde kıvrandıkları hem de manen her türlü umutsuzlukları yaşadıkları zaman dilimlerinde "Lale Devrini" yaşayan yöneticilerin hiç de hayırla yad edilmedikleri gibi, bugünleri bizlere yaşatan yöneticilerin de gelecek nesiller tarafından hayırla yad edilmeyeceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Anadolu coğrafyası belki de tarihinde hiç olmadığı kadar küresel tefeciler, açgözlü emperyalistler tarafından kuşatılmış ve kıskaca alınmıştır bugün.
Tarih boyunca haçlı dünyasının "Şark Meselesi" başlığı altında hep masaya yatırdıkları, sürekli gündemde tuttukları bu sinsi hedeflerine belki de ilk defa bu kadar yaklaşmışlardır.
Bu coğrafyayı yurt edinmiş olan çilekeş millet bugün boğazlarına kadar borca batırılmış, doğacak olan torunlar dahi korkunç borçlarla doğar hale gelmiş ve bu coğrafyanın yer altı ve yerüstü kaynakları da ne yazık ki küresel tefecilerin ellerine geçmiştir. (devam edecek…)
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024