“Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, açık bir ziyana uğramıştır!” (Kur’an, Nisa, 4/119)
“Kim, Rahmanın zikrini görmezlikten gelirse, yanından ayrılmayan bir şeytan ona musallat ederiz. Kuşkusuz bu şeytanlar, onları doğru yoldan engellerler de, onlar kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.” (Kur’an, Zuhruf, 43/36–37)
“Her insan topluluğunu önderiyle birlikte çağıracağımız o günde, kimlerin amel defterleri sağından verilirse, onlar en küçük bir haksızlığa uğratılmamış olarak amel defterlerini okurlar. Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür. Üstelik iyice yolunu şaşırır.” (Kur’an, İsra, 17/71–72)
“Onları ateşe çağıran öncüler kıldık! Kıyamet günü onlar yardım görmezler.” (Kur’an, Kasas, 28/41)
Kim bu önderler? Şeytana dost olanlar ve ziyana uğrayanlar ne yapar? Nasıl davranır? Nasıl inanır?
Hz. Muhammed (sav) buyurdu ki;
“Ümmetim için saptırıcı önderlerden korkarım! Ümmetimin arasına bir kez silah girdimi artık kıyamet gününe kadar kaldırılmaz.
Ümmetimden bir kısım insanlar, Allah’a ortak koşanlara katılmadıkça ve ümmetimden bir kısım insanlar putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz! Ümmetimde otuz tane yalancı çıkacaktır. Hepsi de kendisini peygamber olduğunu savunacaktır. Oysaki ben peygamberlerin mührüyüm ve benden sonra peygamber de yoktur.
Ümmetimden bir sınıf hak üzerinde olmaktan geri durmaz! Onlara karşı çıkanlar onlara zarar veremezler. Allah’ın (kıyamet) buyruğu onlar bu durumdayken gelir.” (Müslim, İmaret, 170, H. 1920; Ebu Davut, Fiten, 1, H. 4252; Tirmizi, Fiten, 32, H. 2203, 2220, 2230; Prof. Dr. İbrahim Canan Kütübi Sitte, 13/236)
“Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse kiminle dost olduğunuzu iyi düşününüz!” (Ebu Davut, Edeb, 16; Tirmizi, Züht, 45; Ahmet, Müsned, 2/302, 334)
“Ahir zamanda din ile dünyayı isteyen insanlar çıkar. Bunlar, insanlar (a iyi görünüp onları aldatmak) için öyle bir yumuşaklığa bürünürler ki, koyun postu yanlarında kaba kalır. Dilleri baldan daha tatlıdır ama kalpleri kurtlarınkinden vahşidir.
Cenabı Hak (bunlar için) der ki: Beni aldatmaya mı çalışıyorsunuz, yoksa bana karşı cürete mi yelteniyorsunuz? Kutsal kişiliğime ant olsun ki, bunların üzerine kendilerinden çıkacak bir fitne göndereceğim. İçlerinde halim olanlar bile, bu fitneden şaşkına dönecekler.” (Tirmizî, Züht, 60, H. 2406–2407)
“Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce iyi işler işlemede acele ediniz. O fitne gelince kişi, mümin olarak sabaha erer de, kâfir olarak akşama girer. Mümin olarak akşama erer de, kâfir olarak sabaha ulaşır. Dinini sıradan bir dünya çıkarına satar!” (Müslim, İman, 186, H. 118; Tirmizi, Fiten, 30, H. 2196; Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütübisitte, 13/230)
“İbadetlerin eksikliğinden değil ama imanın bozulup sapıtmasından dolayı, “her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu cehenneme gidecektir.” (Rudani, Cem’ulfevaid, 5/380, H. 9970; Müslim, Fiten, 116–117)
“İnsanlara bir zaman gelecek ki, camilerde toplanıp namaz kılarlar ama aralarında mümin bulunmaz!” (Ramuzulahadis, 360/8; 503/7)
“İsrail oğulları üzerine gelen şeyler, aynıyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan açıktan annesine gelen olmuşsa, ümmetimden de bu çirkin işi kesinlikle yapan olacaktır. Gerçekten İsrailoğulları yetmiş iki millete (dine ya da sınıfa) bölünmüştü. Benim ümmetim de, yetmiş üç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi dışında hepsi ateştedir. Bu cennetlik sınıf, benim ve ashabımın üzerinde olduğu yoldan ayrılmayanlardır.” (Tirmizi, İman, 18, H. 2643; Prof. Dr. İbrahim Canan Kütübi Sitte, 13/233)
“Kötülükler ve fitneler olacaktır. Birlik içinde olan bu ümmetimin içinde bölücülük çıkarmak isteyen kim olursa olsun onu öldürünüz!” (Müslim, İmaret, 59, H. 1852; Ebu Davut, Sünnet, 30, H. 4762; Nesei, Tahrim, 6, H. 7, 93)
Önce kendimize bakalım! Ben kimim, neyim, nereden ve niçin bu aleme geldim, sorgulamasını yapalım. Muhatap olduğumuz insanlar bize, hakkı mı tavsiye ediyor yoksa haktan mı uzaklaştırıyor? Hakkı tavsiye ettiklerini iddia eden insanların ölçüsü ne? Kuran mı, Ehl-i Beyt mi? Ne?
Siyasi, sosyal ve dini anlamda sevdiğimiz, desteklediğimiz, tabi olduğumuz insanlar duruşlarını, sözlerini, icraatlarını kitap ve sünnete göremi dizayn ediyorlar yoksa şahsi menfaatleri, dünyalık arzu ve isteklerine göre mi?
İşte bu ve benzeri soruların cevaplarını Allah ve Resulünün istediği şekilde verebiliyorsak ne mutlu! Veremiyorsak geç olmadan tövbe edip bizi hakka götürecek dostların safına yetişelim…
“Kim, Rahmanın zikrini görmezlikten gelirse, yanından ayrılmayan bir şeytan ona musallat ederiz. Kuşkusuz bu şeytanlar, onları doğru yoldan engellerler de, onlar kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.” (Kur’an, Zuhruf, 43/36–37)
“Her insan topluluğunu önderiyle birlikte çağıracağımız o günde, kimlerin amel defterleri sağından verilirse, onlar en küçük bir haksızlığa uğratılmamış olarak amel defterlerini okurlar. Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür. Üstelik iyice yolunu şaşırır.” (Kur’an, İsra, 17/71–72)
“Onları ateşe çağıran öncüler kıldık! Kıyamet günü onlar yardım görmezler.” (Kur’an, Kasas, 28/41)
Kim bu önderler? Şeytana dost olanlar ve ziyana uğrayanlar ne yapar? Nasıl davranır? Nasıl inanır?
Hz. Muhammed (sav) buyurdu ki;
“Ümmetim için saptırıcı önderlerden korkarım! Ümmetimin arasına bir kez silah girdimi artık kıyamet gününe kadar kaldırılmaz.
Ümmetimden bir kısım insanlar, Allah’a ortak koşanlara katılmadıkça ve ümmetimden bir kısım insanlar putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz! Ümmetimde otuz tane yalancı çıkacaktır. Hepsi de kendisini peygamber olduğunu savunacaktır. Oysaki ben peygamberlerin mührüyüm ve benden sonra peygamber de yoktur.
Ümmetimden bir sınıf hak üzerinde olmaktan geri durmaz! Onlara karşı çıkanlar onlara zarar veremezler. Allah’ın (kıyamet) buyruğu onlar bu durumdayken gelir.” (Müslim, İmaret, 170, H. 1920; Ebu Davut, Fiten, 1, H. 4252; Tirmizi, Fiten, 32, H. 2203, 2220, 2230; Prof. Dr. İbrahim Canan Kütübi Sitte, 13/236)
“Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse kiminle dost olduğunuzu iyi düşününüz!” (Ebu Davut, Edeb, 16; Tirmizi, Züht, 45; Ahmet, Müsned, 2/302, 334)
“Ahir zamanda din ile dünyayı isteyen insanlar çıkar. Bunlar, insanlar (a iyi görünüp onları aldatmak) için öyle bir yumuşaklığa bürünürler ki, koyun postu yanlarında kaba kalır. Dilleri baldan daha tatlıdır ama kalpleri kurtlarınkinden vahşidir.
Cenabı Hak (bunlar için) der ki: Beni aldatmaya mı çalışıyorsunuz, yoksa bana karşı cürete mi yelteniyorsunuz? Kutsal kişiliğime ant olsun ki, bunların üzerine kendilerinden çıkacak bir fitne göndereceğim. İçlerinde halim olanlar bile, bu fitneden şaşkına dönecekler.” (Tirmizî, Züht, 60, H. 2406–2407)
“Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce iyi işler işlemede acele ediniz. O fitne gelince kişi, mümin olarak sabaha erer de, kâfir olarak akşama girer. Mümin olarak akşama erer de, kâfir olarak sabaha ulaşır. Dinini sıradan bir dünya çıkarına satar!” (Müslim, İman, 186, H. 118; Tirmizi, Fiten, 30, H. 2196; Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütübisitte, 13/230)
“İbadetlerin eksikliğinden değil ama imanın bozulup sapıtmasından dolayı, “her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu cehenneme gidecektir.” (Rudani, Cem’ulfevaid, 5/380, H. 9970; Müslim, Fiten, 116–117)
“İnsanlara bir zaman gelecek ki, camilerde toplanıp namaz kılarlar ama aralarında mümin bulunmaz!” (Ramuzulahadis, 360/8; 503/7)
“İsrail oğulları üzerine gelen şeyler, aynıyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan açıktan annesine gelen olmuşsa, ümmetimden de bu çirkin işi kesinlikle yapan olacaktır. Gerçekten İsrailoğulları yetmiş iki millete (dine ya da sınıfa) bölünmüştü. Benim ümmetim de, yetmiş üç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi dışında hepsi ateştedir. Bu cennetlik sınıf, benim ve ashabımın üzerinde olduğu yoldan ayrılmayanlardır.” (Tirmizi, İman, 18, H. 2643; Prof. Dr. İbrahim Canan Kütübi Sitte, 13/233)
“Kötülükler ve fitneler olacaktır. Birlik içinde olan bu ümmetimin içinde bölücülük çıkarmak isteyen kim olursa olsun onu öldürünüz!” (Müslim, İmaret, 59, H. 1852; Ebu Davut, Sünnet, 30, H. 4762; Nesei, Tahrim, 6, H. 7, 93)
Önce kendimize bakalım! Ben kimim, neyim, nereden ve niçin bu aleme geldim, sorgulamasını yapalım. Muhatap olduğumuz insanlar bize, hakkı mı tavsiye ediyor yoksa haktan mı uzaklaştırıyor? Hakkı tavsiye ettiklerini iddia eden insanların ölçüsü ne? Kuran mı, Ehl-i Beyt mi? Ne?
Siyasi, sosyal ve dini anlamda sevdiğimiz, desteklediğimiz, tabi olduğumuz insanlar duruşlarını, sözlerini, icraatlarını kitap ve sünnete göremi dizayn ediyorlar yoksa şahsi menfaatleri, dünyalık arzu ve isteklerine göre mi?
İşte bu ve benzeri soruların cevaplarını Allah ve Resulünün istediği şekilde verebiliyorsak ne mutlu! Veremiyorsak geç olmadan tövbe edip bizi hakka götürecek dostların safına yetişelim…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025