Zat ve sıfatta Birlik: Yani hayat, ilim ve kudret gibi Allah Teâlâ’nın zatî sıfatları O’nun zatının özüdür. Yoksa zat ve sıfatın birden fazla oluşu terkip ve parçalara ayrılmayı gerektirmektedir. Ve cüzlerden oluşmak, cüzlere ve cüzleri birleştirene ihtiyaç duymayı gerektirmektedir. Yine sıfatların zata fazlalığının gereği zat mertebesinde kemal sıfatlardan yoksun olmak ve onda o sıfatların olmasının mümkün oluşu ve hatta sıfatların mümkün oluşunun ötesinde zatın mümkün oluşudur. Çünkü kemal sıfatlarından yoksun olan ve sıfatların mümkün oluşlarını taşıyan, zatı itibariyle ganiye muhtaçtır.
Emir’ül Müminin İmam Ali (aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Allah’a ibadetin başı O’nu tanımaktır. Allah’ı tanımanın esası O’nun birliğidir. Allah’ın birliğinin düzeni O’ndan sıfatları reddetmektir. Aklın tanıklığıyla bütün sıfat ve sıfatlandırılanlar yaratılmıştır ve her yaratılan da kendisini sıfat ve sıfatlandırılan olmayan bir yaratanın olduğuna tanıklık eder” (Biharu’l–Envar, 54,s.43).
İlahlıkta Tevhid: “Tanrımız bir tek Tanrı’dır, O’ndan başka tanrı yoktur, O Rahman’dır, Rahim’dir” (Bakara, 163).
Rububiyette Tevhid: “De ki: Allah, her şeyin Rabbi iken ben O’ndan başka Rab mi arayayım?” (En’am, 164).
“Çeşitli tanrılar mı iyi, yoksa her şeyi (hükmü altında tutan) kahredici tek Allah mı?” (Yusuf, 39).
Yaratmada Tevhid: “De ki: Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O Tek’tir, Kahreden (her şeye üstün gelen) dir” (Ra’d, 16).
“Allah’tan başka yalvardıkları (tanrılar), hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar” (Nahl, 20).
İbadette Tevhid: Kulluğun Allah’a mahsus oluşu: “De ki: “Allah’ı bırakıp size ne zarar, ne de yarar vermeğe gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz?” (Maide, 76).
Emir ve Hükümde Tevhid: “İyi bilin ki, yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rabbi Allah, ne uludur!” (A’raf, 54).
“Hüküm, yalnız Allah’ındır” (Yusuf, 40).
Korkuda Tevhid: “Eğer inanmış iseniz, onlardan korkmayın, benden korkun!” (Al–i İmran, 175).
“Şu halde (Ey Yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun” (Maide, 44).
Mülkte Tevhid: “Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acze düşüp de yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a hamdolsun!” de” (İsra, 111).
Yarar ve Zarar Mülkiyetinde Tevhid: “De ki: “Ben kendime, Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda, ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim” (Araf, 188).
“De ki: “Allah size bir zarar vermek istemiş yahut size bir yarar vermek istemiş olsa, Allah’ın sizin için dilediğine kim engel olabilir?” (Fetih, 11).
Rızıkta Tevhid: “De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor?” De ki: “Allah” (Sebe, 24).
“Yahut Allah, rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir?” (Mülk, 21).
Tevekkülde (Allah’a dayanmada) Tevhid: “Allah’a dayan; vekil olarak Allah yeter” (Ahzab, 3).
“Allah ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Mü’minler Allah’a dayansınlar” (Teğabun, 13)
Amelde Tevhid: “Ve O’nun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir nimeti yoktur. Yalnız yüce Rabbinin rızası için verir” (Leyl,19–20).
Teveccühte Tevhid: “Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim” (En’am, 79).
Bu inanç, kendisinin ve kainatın yok olacağı gerçeğini idrak eden kimsenin inancıdır: “O’nun yüzü (zatı)ndan başka her şey helak olacaktır” (Kasas, 88).
“(Yer) Üzerinde bulunan her şey yok olacaktır. Yalnız Rabbinin Celâl ve İkram sahibi yüzü (zatı) baki kalacaktır” (Rahman, 26–27).
Allah Teâlâ’ya fıtri olarak teveccüh etme tevhidi: “Bütün yüzler, o diri ve yöneticiye boyun eğmiştir” (Taha, 111) tevhide iradi teveccühte tecelli etmiştir. (Usû–i Din ile Tanışma, Ayetullah el–Uzma Huseyn Vahid Horasanî, ist. 2009, s. 35–37).
Horasanî’nin şu çok hoşuma giden cümlesiyle bitireyim.
“Yüce Allah’ın Birliğine, her şeyin O’ndan olduğuna ve dönüşün O’na olduğuna inanmak, üç cümlede özetlenmektedir:
a–Lâ ilâhe illellâh/Allah’tan başka ilah yoktur.
b–Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi/Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
c–Ve ilellahi türce’ül umûr/Bütün işler Allah’a döndürülür.
Asıl saadete ermiş olan, bu üç kelimeyi kendisi için sürekli söylediği bir zikir edinen, bu kelimelerle uyuyan ve bunlarla uyanan, bunlarla yaşayıp bunlarla ölen ve: “Biz Allah içiniz ve biz O’na döneceğiz” (Bakara, 156) gerçeğine nail olan kimsedir” (Horasanî, aynı eser, s. 40).
Emir’ül Müminin İmam Ali (aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Allah’a ibadetin başı O’nu tanımaktır. Allah’ı tanımanın esası O’nun birliğidir. Allah’ın birliğinin düzeni O’ndan sıfatları reddetmektir. Aklın tanıklığıyla bütün sıfat ve sıfatlandırılanlar yaratılmıştır ve her yaratılan da kendisini sıfat ve sıfatlandırılan olmayan bir yaratanın olduğuna tanıklık eder” (Biharu’l–Envar, 54,s.43).
İlahlıkta Tevhid: “Tanrımız bir tek Tanrı’dır, O’ndan başka tanrı yoktur, O Rahman’dır, Rahim’dir” (Bakara, 163).
Rububiyette Tevhid: “De ki: Allah, her şeyin Rabbi iken ben O’ndan başka Rab mi arayayım?” (En’am, 164).
“Çeşitli tanrılar mı iyi, yoksa her şeyi (hükmü altında tutan) kahredici tek Allah mı?” (Yusuf, 39).
Yaratmada Tevhid: “De ki: Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O Tek’tir, Kahreden (her şeye üstün gelen) dir” (Ra’d, 16).
“Allah’tan başka yalvardıkları (tanrılar), hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar” (Nahl, 20).
İbadette Tevhid: Kulluğun Allah’a mahsus oluşu: “De ki: “Allah’ı bırakıp size ne zarar, ne de yarar vermeğe gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz?” (Maide, 76).
Emir ve Hükümde Tevhid: “İyi bilin ki, yaratma ve emir O’nundur. Alemlerin Rabbi Allah, ne uludur!” (A’raf, 54).
“Hüküm, yalnız Allah’ındır” (Yusuf, 40).
Korkuda Tevhid: “Eğer inanmış iseniz, onlardan korkmayın, benden korkun!” (Al–i İmran, 175).
“Şu halde (Ey Yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun” (Maide, 44).
Mülkte Tevhid: “Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acze düşüp de yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a hamdolsun!” de” (İsra, 111).
Yarar ve Zarar Mülkiyetinde Tevhid: “De ki: “Ben kendime, Allah’ın dilediğinden başka ne bir fayda, ne de bir zarar verme gücüne sahip değilim” (Araf, 188).
“De ki: “Allah size bir zarar vermek istemiş yahut size bir yarar vermek istemiş olsa, Allah’ın sizin için dilediğine kim engel olabilir?” (Fetih, 11).
Rızıkta Tevhid: “De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor?” De ki: “Allah” (Sebe, 24).
“Yahut Allah, rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir?” (Mülk, 21).
Tevekkülde (Allah’a dayanmada) Tevhid: “Allah’a dayan; vekil olarak Allah yeter” (Ahzab, 3).
“Allah ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Mü’minler Allah’a dayansınlar” (Teğabun, 13)
Amelde Tevhid: “Ve O’nun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir nimeti yoktur. Yalnız yüce Rabbinin rızası için verir” (Leyl,19–20).
Teveccühte Tevhid: “Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim” (En’am, 79).
Bu inanç, kendisinin ve kainatın yok olacağı gerçeğini idrak eden kimsenin inancıdır: “O’nun yüzü (zatı)ndan başka her şey helak olacaktır” (Kasas, 88).
“(Yer) Üzerinde bulunan her şey yok olacaktır. Yalnız Rabbinin Celâl ve İkram sahibi yüzü (zatı) baki kalacaktır” (Rahman, 26–27).
Allah Teâlâ’ya fıtri olarak teveccüh etme tevhidi: “Bütün yüzler, o diri ve yöneticiye boyun eğmiştir” (Taha, 111) tevhide iradi teveccühte tecelli etmiştir. (Usû–i Din ile Tanışma, Ayetullah el–Uzma Huseyn Vahid Horasanî, ist. 2009, s. 35–37).
Horasanî’nin şu çok hoşuma giden cümlesiyle bitireyim.
“Yüce Allah’ın Birliğine, her şeyin O’ndan olduğuna ve dönüşün O’na olduğuna inanmak, üç cümlede özetlenmektedir:
a–Lâ ilâhe illellâh/Allah’tan başka ilah yoktur.
b–Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi/Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.
c–Ve ilellahi türce’ül umûr/Bütün işler Allah’a döndürülür.
Asıl saadete ermiş olan, bu üç kelimeyi kendisi için sürekli söylediği bir zikir edinen, bu kelimelerle uyuyan ve bunlarla uyanan, bunlarla yaşayıp bunlarla ölen ve: “Biz Allah içiniz ve biz O’na döneceğiz” (Bakara, 156) gerçeğine nail olan kimsedir” (Horasanî, aynı eser, s. 40).
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024