Yazın sıcağındayız? Türk millet kavruluyor. İşçi, köylü, çiftçi, dar gelirli, esnaf, öğretmen, öğrenci kavruluyor. Yıllardan beri? İşsizlikle kavruluyor. Yoksullukla kavruluyor. Yolsuzlukla kavruluyor. Devlet-millet kapışmasıyla kavruluyor. Sivil-asker atışmasıyla kavruluyor.İlginçtir, bir yandan Başbakan R. T. Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Paşa ile Dolmabahçe'de yaptığı gibi "mezara götürecek esrarlı" görüşmeler yapıyor, öte taraftan aynı AKP hükümeti, bu kapışma ve atışmaları özellikle uzatıyor.Bu orta oyunun ayyuka çıktığı süreçte Bülent Arınç, önemli bir tespit yapmıştı? Arınç'ın, "e-muhtıra" sonrası, bu atışmalardan nasıl pirim devşirdiklerine ilişkin yaptığı açıklamaları hatırlayın. Demişti ki; "Aldığımız yüzde 47 oyun, yüzde 15'ini buradan aldık." "Şifre kırıcı" cümle işte budur! Hükümet, bu sayede epeyce koltuk, epeyce belediye kazandı. AKP hükümeti, güya atışmaya tutuştuğu askere çok şeyler borçludur. Uzun zamandan beri süregelen bu "devlet-millet, sivil-asker kapışması" tiyatrosu tuttu; AKP'nin birçok vahim icraatlarının üzerini örttü, şal oldu. Olmaya devam ediyor. Böylece, milletimizin, baksanıza, hükümete kimse adım attırmıyor, iş yaptırmıyorlar ki, iş yapsın, zehabına kapılması sağlanıyor. Olan ise yine millete oluyor, yine devlete oluyor!Bu arada AKP hükümeti, ağır problemlerin arasından hiçbir şey olmamış gibi sıyrılıyor? Daha doğrusu sıyrıldığını zannediyor. Halbuki tüm problemler daha da büyüyerek önüne geliyor, gelecek! Ankara, "e-muhtıra"ya benzer bir gündem ile yine tozduman... Erdoğan, geçmişte Yaşar Paşa ile yaptığı gibi, bugün-yarın İlker Başbuğ Paşa ile de bir görüşme yaparsa, şaşırmayın!"Sivil-asker atışması" artık "temcit pilavı"na döndü. Prof. Dr. Haydar Baş beyin bu bağlamdaki ikazlarına ve milli duruşuna kulak asmayanlar, bu "orta oyunu"nu daha çok sahneleyecekler; şayet orta kalır, sahne kalırsa? Bugün, asıl bombayı Ali Babacan patlattı. Babacan, bankaların batık bireysel kredilerinin tahsilatı için "paket" açıkladı. Hatırlayınız, Başbakan Erdoğan, Eskişehir Anemon Otel'de "Kusura bakmasınlar kredi kartının mağduru olmaz. Kredi kartıyla borçlananları şöyle bir farklı yere koyuyorum, onlara da dürüst gözüyle bakmam" demişti. Kredi kartı batağında çırpınan mağdur vatandaşlara, "dürüst gözüyle bakmamış"tı.Mağdurları "dürüst" görmeyen hükümet, pansuman tedbirler arz ediyor. Böylece, bankaların tahsilatına yardımcı oluyor. Bankalar ne iş yapıyor?! Bankalar, plastik para basıyor, caddede-sokakta dağıtıyor; bir lokma ekmek bulamayan vatandaşın sırtından yüzde 120'lere varan faiz devşiriyor.Milletin kredi kartı ve faiz mağduriyetinin asıl sebebi ve asıl faili, devlet ve hükümettir, diyor Prof. Dr. Haydar Baş? Devlet, 20-25 yıldan beri, milletin emek ve üretiminin karşılığında, yıllık GSMH'nin yüzde 35-40 oranında TL'yi basıp piyasaya sürmeyince, milletin cebinden para çekiliyor, piyasada likidite azalıyor. Vücudu ayakta tutan kan vücuttan çekilince nasıl "bitkisel hayat" başlıyorsa, ekonominin kanı mesabesindeki likidite milletin cebinden ve reel piyasadan çekilince, ekonomi "bitkisel hayat"a düşüyor. Bitkisel hayatta, enflasyon sıfır, hatta sıfırın altında seyrediyor; "ölü"nün nabzı sıfır olduğu gibi? İşte bu "bitkisel hayat"taki fırsattan istifade eden bankalar, "kredi kartı" namıyla yıllık yüzde 80 ila 120'lere varan faizli plastik paraları piyasaya sürüyor. Devletin "TL basmayarak" bıraktığı boşluğu, resmi ve gayr-ı resmi tefeciler dolduruyor. Hastalık budur; kredi batağının en önemli arka planı budur. Bu marazın çaresi, milletin emek, üretim ve hizmeti karşılığında devletin "emisyon hacmini genişletme" hakkını kullanmasıdır. Emisyon hacminin GSMH'ya oranının ne kadar olacağı, reel ve bilimsel olarak bellidir, formülleri ortadadır? Prof. Dr. Baş, bu bilimsel tespit ve formüllerini Milli Ekonomi Modeli'nde(MEM) ortaya koyuyor. Prof. Dr. Baş, MEM'inin yanı sıra Sosyal Devlet-Milli Devlet teziyle, tüketici kesimini destekleyip piyasayı canlandıracak projelerini de açıklıyor.Babacan'ın bu tarakta bezi olmaz. Erdoğan ise kerdi kartı mağdurlarını zaten mağdur filan görmediğini, durüst bulmadığını baştan beri açıkladı. O zaman, bayram değil seyran değil, neden Babacan öpüyor? Şundan; AKP ve Babacan, küresel sermaye, onların yerel distribütörleri ve IMF aklıyla iş görüyor. Milletin derdi ve mağduriyeti, onu çok ilgilendirmiyor. Son düzenleme de, mağdur olan vatandaşa çözüm bulmak için değil, kredi batağı veren bankacılara nefes aldırmak ve onlara tahsilat yolları açmak içindir.Babacan'ın paketine göre, son düzenleme ile, bankalar, ödeme ihtarı çekilmiş, icra takibi başlatılmış ya da bankalarca takibe alınmış kredi kartı borçlusu 874 bin 657 vatandaşa bir "faizli fırsat" daha tanınacak. Böylece bankalar, 1 milyon 301 bin 302 kredi kartında tahsili gecikmiş ve takibe alınmış 3 milyar 107 milyon lirayı tahsil etme imkanı bulacak. Yani 3 katrilyon tahsilat yapılmış olacak!Vatandaş ve KOBİ, dolap beygiri gibi, bankalara ve gayr-ı resmi tefecilere bağlayan hükümet, arasıra ipi gevşeterek müşteri zayiatını azalmaya çalışıyor? O kadar! Bu anlayış ve bu kafa Türkiye'yi sadece batırır. Vatandaşı daha çok faize, daha çok krediye, daha çok icraya ve daha çok hacze gömer; ekonomiyi de batırdıkça batırır? Bu iş, devlet ve milletiyle topyekun Türkiye batana dek gider. Sivil-asker atışma tiyatroları da bu işlerin üzerini şal gibi örter; çözüm olmayan vahim icraatlar da, devlet ve millete bu derece zarar verenlerin yanında kâr kalır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019