Sıffin'den dönerken oğlu Hasan'a yazdığı vasiyetnamesi -1-
İmam Ali (a.s): "Yok olma eşiğinde bulunan, zamanın geçtiğini itiraf eden, ömrünü geçiren, zamana teslim olan, dünyayı kınayan, ölülerin mekanında yurt tutan, yarın da oradan göçüp gidecek olan fani babadan...
07.07.2025 13:06:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Ali (a.s): "Yok olma eşiğinde bulunan, zamanın geçtiğini itiraf eden, ömrünü geçiren, zamana teslim olan, dünyayı kınayan, ölülerin mekanında yurt tutan, yarın da oradan göçüp gidecek olan fani babadan; ulaşılmayan şeylere ulaşmak isteyen, helake uğrayanların yolundan giden, hastalıklara hedef, zamana rehin olan, üzerine musibetler ok gibi yağan, dünyanın kulu, aldanma taciri, ölüme borçlu, yokluğa esir, gamlarla sözleşen, hüzünlere kapılan, afetlere hedef olan, şehvetlere yenik düşen ve ölülerin yerinde oturan evlada...
...Dünyanın benden yüz çevirmesinden, zamanın bana başkaldırmasından ve ahiretin bana yönelmesinden başkalarını değil, kendimi düşünmem, geride bıraktıklarımdan yüz çevirmem ve halkın dertleriyle dertlendiğim gibi kendi derdimin de farkına varmam gerektiğini anladım.
Bu hal heva ve hevesimden uzaklaştırdı, bana işimin gerçeğini gösterdi, böylece içinde şaka olmayan bir ciddiyete ve yalanı olmayan bir doğruluğa sürükledi. Seni kendimden bir parça olarak, belki de bütünüm olarak gördüm; hatta başına bir musibet gelse bana gelmiş gibidir, ölüm sana gelmiş olsa, bana gelmiş gibidir.
Senin durumunu, kendi durumum gibi bildim ve sana sağ olsam da, dünyadan göçsem de hayatında yardımcı olması için bu mektubu yazdım...
Ey oğlum! Allah'tan korkup sakınmanı, emrine sürekli itaat etmeni, kalbini zikriyle imar etmeni, onun ipine sımsıkı sarılmanı tavsiye ederim. Eğer Allah'la arandaki bağa sımsıkı sarılacak olursan, bu bağdan daha sağlam bir bağ var mıdır?
Kalbine öğüde hayat ver, züht ile öldür, yakini imanla kuvvedendir, hikmetle nurlandır; ölümü zikrederek zelil kıl, yok olacağını ikrar ettir, dünyanın feci olaylarıyla basiret sahibi kıl
Onu zamanın saldırısından, günlerin, gecelerin geçmesiyle oluşan kötülüklerden koru. Ona geçmişlerin haberlerini arz et ve senden öncekilerin basma gelenleri hatırlat, onların diyarlarında ve bıraktıkları eserler arasında gez, dikkatle bak!
Ne yapmışlar, nerden göçüp ayrılmışlar ve nereye yerleşip konaklamışlar. Muhakkak kendi dostlarından ayrıldıklarını, diyar-ı gurbete göçtüklerini göreceksin. Az bir zaman sonra, sen de aynı onlardan biri gibi olacaksın.
Öyleyse konağını (ölümden sonraki yerini) ıslah et; ahiretini dünya karşılığında satma. Bilmediğin şey hakkında konuşmayı, üzerine düşmediği halde söz söylemeyi terk et.
Sapıklık olacağından korktuğun bir yola girme. Çünkü sapma ihtimali olan yollardan kaçınmak, o korkunç yerlere girmekten daha iyidir.
Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri elinle ve dilinle ortadan kaldır. Münkeri yapanlardan tüm çabanla sakın ve uzaklaş.
Allah yolunda hakkıyla cihad et. Hiçbir kınayıcının kınaması, seni O'nun yolundan alıkoymasın. Nerede olursa olsun Allah için zorluklara katlan, dinini güzel öğren.
Kendini zorluklara karşı sabretmeye alıştır. Bütün işlerinde rabbine sığın; böylece, tam bir sığmağa, güçlü bir koruyucuya sığınmış olursun. Bir şev istersen sadece Rabbinden iste; çünkü vermek de vermemek de O'nun elindedir.
Hayrı çok iste, vasiyetimi iyice anla ve sakın yüz çevirme. Çünkü sözün hayırlısı faydalı olanıdır. Fayda vermeyen ilimde hayır olmadığını bil. Faydalanılmayan bilgi öğrenilmeye layık değildir.
Ey yavrum, yaşlandığımı, zaafımın gevşekliğinin arttığını gördükten hemen sonra sana vasiyetimi yazdım.
Gönlümdekileri aktarmadan ecelim gelir, bedenimdeki gibi görüşümde de bir zayıflık olur, dünya seni kandırır yahut da heva ve heveslerine mağlup olur, buyruk dinlemez serkeş bir deveye dönersin ve öğütlerimin sende hiçbir etkisi olmaz korkusuyla önceden vasiyetimi anlatmaya koyuldum.
Gencin kalbi ekilmemiş tarlaya benzer, oraya ne eksen tutar, yeşerir. Kalbin katılaşmadan, öğütleri reddetmeden ve aklın başka şeylere yönelmeden sana edepten bir şeyler öğretmek istedim ki ciddi bir kararla o işlerin peşine düşesin, tecrübe sahiplerinin istediği ve kendilerinde denediği şeylerden nasiplenesin ve yeniden denemeye ihtiyaç duymayasın.
Böylece sana edepten sadece sıkıntılara katlanarak elde ettiklerimiz ulaşacak ve bizim için karanlıkta kalan birçok mesele senin için aydınlığa kavuşmuş olacaktır.
Yavrucuğum, ben benden öncekiler gibi ömür sürmediysem de, onların yaptıklarına baktım, haberleri üzerinde düşündüm, bıraktıkları eserlerini gezdim, böylece, onlardan bin gibi oldum; belki de başlangıçtan sonuna kadar onlarla birlikte yaşamış, ömürleri benimle sona ermiş gibi oldu.
Safını bulanığından, faydalısını zararlısından ayırdım. Her işin özünü ve mühim olanını senin için özetledim, en güzelini seçtim. Bilinmeyenlerini ve şaşkınlığına sebep olacakları da senden uzak tuttum.
Oğlunun işlerine bakan şefkatli bir baba gibi senin işlerine baktım. Öğrenmen ve amel etmen için senin için edepten bir şeyler biriktirdim. Çünkü sen henüz ömrünün baharındasın ve önünde uzun bir yol var, iyi niyetli, temiz, pak bir ruha sahipsin.
Her şeyden önce sana ilk olarak üstün ve yüce olan Allah'ın kitabını tefsir ve tevili ile İslam'ın şeriat ve ahkâmını, helal ve haramı ile öğretmeyi kararlaştırdım. Başka şeylerle ilgilenmedim.
İnsanların simdi ihtilafa düşmesine ve görüşlerinin bulanmasına sebep olan şeylerin seni de hataya düşürmesinden korktum.
İlk önce seni bu yola çekmek istemedim. Ama seni kurtuluşun olmadığı birtakım işlere teslim etmektense, inançlarını sağlam kılmak için çalışmayı daha uygun gördüm.
Allah'tan doğru yolu bulmada, yöneldiğin hedefe ulaşmakta sana başarı vermesini dilerim. İşte bu, sana bıraktığım vasiyetimdir. Devam edecek Nehc'ul Belaga Mektuplar 31
...Dünyanın benden yüz çevirmesinden, zamanın bana başkaldırmasından ve ahiretin bana yönelmesinden başkalarını değil, kendimi düşünmem, geride bıraktıklarımdan yüz çevirmem ve halkın dertleriyle dertlendiğim gibi kendi derdimin de farkına varmam gerektiğini anladım.
Bu hal heva ve hevesimden uzaklaştırdı, bana işimin gerçeğini gösterdi, böylece içinde şaka olmayan bir ciddiyete ve yalanı olmayan bir doğruluğa sürükledi. Seni kendimden bir parça olarak, belki de bütünüm olarak gördüm; hatta başına bir musibet gelse bana gelmiş gibidir, ölüm sana gelmiş olsa, bana gelmiş gibidir.
Senin durumunu, kendi durumum gibi bildim ve sana sağ olsam da, dünyadan göçsem de hayatında yardımcı olması için bu mektubu yazdım...
Ey oğlum! Allah'tan korkup sakınmanı, emrine sürekli itaat etmeni, kalbini zikriyle imar etmeni, onun ipine sımsıkı sarılmanı tavsiye ederim. Eğer Allah'la arandaki bağa sımsıkı sarılacak olursan, bu bağdan daha sağlam bir bağ var mıdır?
Kalbine öğüde hayat ver, züht ile öldür, yakini imanla kuvvedendir, hikmetle nurlandır; ölümü zikrederek zelil kıl, yok olacağını ikrar ettir, dünyanın feci olaylarıyla basiret sahibi kıl
Onu zamanın saldırısından, günlerin, gecelerin geçmesiyle oluşan kötülüklerden koru. Ona geçmişlerin haberlerini arz et ve senden öncekilerin basma gelenleri hatırlat, onların diyarlarında ve bıraktıkları eserler arasında gez, dikkatle bak!
Ne yapmışlar, nerden göçüp ayrılmışlar ve nereye yerleşip konaklamışlar. Muhakkak kendi dostlarından ayrıldıklarını, diyar-ı gurbete göçtüklerini göreceksin. Az bir zaman sonra, sen de aynı onlardan biri gibi olacaksın.
Öyleyse konağını (ölümden sonraki yerini) ıslah et; ahiretini dünya karşılığında satma. Bilmediğin şey hakkında konuşmayı, üzerine düşmediği halde söz söylemeyi terk et.
Sapıklık olacağından korktuğun bir yola girme. Çünkü sapma ihtimali olan yollardan kaçınmak, o korkunç yerlere girmekten daha iyidir.
Marufu emret ve ona uyanlardan ol, münkeri elinle ve dilinle ortadan kaldır. Münkeri yapanlardan tüm çabanla sakın ve uzaklaş.
Allah yolunda hakkıyla cihad et. Hiçbir kınayıcının kınaması, seni O'nun yolundan alıkoymasın. Nerede olursa olsun Allah için zorluklara katlan, dinini güzel öğren.
Kendini zorluklara karşı sabretmeye alıştır. Bütün işlerinde rabbine sığın; böylece, tam bir sığmağa, güçlü bir koruyucuya sığınmış olursun. Bir şev istersen sadece Rabbinden iste; çünkü vermek de vermemek de O'nun elindedir.
Hayrı çok iste, vasiyetimi iyice anla ve sakın yüz çevirme. Çünkü sözün hayırlısı faydalı olanıdır. Fayda vermeyen ilimde hayır olmadığını bil. Faydalanılmayan bilgi öğrenilmeye layık değildir.
Ey yavrum, yaşlandığımı, zaafımın gevşekliğinin arttığını gördükten hemen sonra sana vasiyetimi yazdım.
Gönlümdekileri aktarmadan ecelim gelir, bedenimdeki gibi görüşümde de bir zayıflık olur, dünya seni kandırır yahut da heva ve heveslerine mağlup olur, buyruk dinlemez serkeş bir deveye dönersin ve öğütlerimin sende hiçbir etkisi olmaz korkusuyla önceden vasiyetimi anlatmaya koyuldum.
Gencin kalbi ekilmemiş tarlaya benzer, oraya ne eksen tutar, yeşerir. Kalbin katılaşmadan, öğütleri reddetmeden ve aklın başka şeylere yönelmeden sana edepten bir şeyler öğretmek istedim ki ciddi bir kararla o işlerin peşine düşesin, tecrübe sahiplerinin istediği ve kendilerinde denediği şeylerden nasiplenesin ve yeniden denemeye ihtiyaç duymayasın.
Böylece sana edepten sadece sıkıntılara katlanarak elde ettiklerimiz ulaşacak ve bizim için karanlıkta kalan birçok mesele senin için aydınlığa kavuşmuş olacaktır.
Yavrucuğum, ben benden öncekiler gibi ömür sürmediysem de, onların yaptıklarına baktım, haberleri üzerinde düşündüm, bıraktıkları eserlerini gezdim, böylece, onlardan bin gibi oldum; belki de başlangıçtan sonuna kadar onlarla birlikte yaşamış, ömürleri benimle sona ermiş gibi oldu.
Safını bulanığından, faydalısını zararlısından ayırdım. Her işin özünü ve mühim olanını senin için özetledim, en güzelini seçtim. Bilinmeyenlerini ve şaşkınlığına sebep olacakları da senden uzak tuttum.
Oğlunun işlerine bakan şefkatli bir baba gibi senin işlerine baktım. Öğrenmen ve amel etmen için senin için edepten bir şeyler biriktirdim. Çünkü sen henüz ömrünün baharındasın ve önünde uzun bir yol var, iyi niyetli, temiz, pak bir ruha sahipsin.
Her şeyden önce sana ilk olarak üstün ve yüce olan Allah'ın kitabını tefsir ve tevili ile İslam'ın şeriat ve ahkâmını, helal ve haramı ile öğretmeyi kararlaştırdım. Başka şeylerle ilgilenmedim.
İnsanların simdi ihtilafa düşmesine ve görüşlerinin bulanmasına sebep olan şeylerin seni de hataya düşürmesinden korktum.
İlk önce seni bu yola çekmek istemedim. Ama seni kurtuluşun olmadığı birtakım işlere teslim etmektense, inançlarını sağlam kılmak için çalışmayı daha uygun gördüm.
Allah'tan doğru yolu bulmada, yöneldiğin hedefe ulaşmakta sana başarı vermesini dilerim. İşte bu, sana bıraktığım vasiyetimdir. Devam edecek Nehc'ul Belaga Mektuplar 31
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.