İdeal bir hedefe sahip olmamak, sığ, basit ve İslama mugayir gerici düşünceler, hedefler çocuklarımızı, gençlerimizi, toplumlarımızı kimliksiz, kişiliksiz, hedefsiz, gayesiz, şabloncu ve slogancı bir yapıya dönüştürebilir. Ayrılıkçı, dışlayıcı, ötekileştirici, sistemindeki bozuk yapılanma gençler ve toplumlar üzerinde son derece ciddi tahribatlar yapar. İşte bu yüzden yalpalayan, çözülen, dağılan, ezilen, hakları verilmeyen toplumsal yapımız sık sık çözülüyor, kekeliyor ve yalpalıyor.
Bu tür kısır, sığ, basit ve önemsiz kıskaçlara yakalanan bir toplum kutsal hedef gütmeyen bir toplum haline gelir ve hayatta hedefsiz ve felsefesiz kalır. ?Kutsal hedefi bulunmayan fertler, toplumlar kendilerine anti kutsal, önemsiz, değersiz, basit hedefler belirlerler.
Günümüz dünyasında bazı insanlar, "Ne pahasına olursa olsun rant sağlama, makam-mevki kazanma, söz geçirme, kariyer bulma, kendini alternatifsiz görme, kendine dokunulmazlık markası vurma, mal-mülk kazanma" biçiminde sığ bir düşünce girdabına kapıldı ve neticesinde böyle bir hedef belirledi kendine.
Bazılarına ihlâs, hizmet aşkı, insanı ve kendinden gayrı hizmetleri ve faillerini sevmek zor geldiği için de, kolayından amaçlananlara ulaşma felsefesi, toplum ekseriyetinin "hayat felsefesi" oldu ve böylelikle, kendileri asla kabul etmeseler bile sığ mı sığ bir düşünce içerisinde olduklarını kanıtlamış oldular.
Zaman içinde bu tür sığ düşünceler öylesine yaygınlaştı ki insanların, özellikle gençlerin bile hayatına girdi. Onlar da yer yer böyle düşünmeye ve bu tür sığ şeyleri hedef edinmeye başladılar.
Yetmedi TV'lerde, lüks salonlarda, İslam adına yapılan faaliyetlerde, programlarda bu düşünce arz-ı endam eyledi. Hak edenler konuşturulmaktan, mikrofondan mahrum bırakıldı. Benden olanın konuşması gerekir mantığı hâkim oldu. Ehil, liyakat kavramı kendini ilmi kavramdan popülizm kavramına dönüştürdü. Neymiş efendim zaman popülizm zamanıymış.
Bazı kanallar yanlı, yanlış, abuk-sabuk taasup dolu mezhepçi programlardan geçilmiyor...
İnsanımız araştıracağı ve Kur'an'ın dinine tabi olacağı yerde inanç hanesini safsata ve hurafelerle doldurarak ömrünü geçiriyor. Böylelikle ifrat ve yanlışa tabi olma düşüncesi insanlarımızı doğruluktan, dürüstlükten, helâl-haram kavramından, kısacası Kuran'ın dininden uzaklaştırıyor.
Bu yöneliş inanç hortumcularını besliyor. Bilgisi, kabiliyeti olan değil, makamı, mevkisi, parası, reklamı olan itibar görüyor. Doğruluk, dürüstlük, ehliyetli olmak aşağılanıyor, horlanıyor; dürüst insanlar, ehliyetli insanlar -eğer varlıklı değillerse- küçümseniyor. İşte bunlar ve daha niceleri sığ düşünceden kaynaklanan rezil sıfatlardır.
Selam ve dua ile…
Bu tür kısır, sığ, basit ve önemsiz kıskaçlara yakalanan bir toplum kutsal hedef gütmeyen bir toplum haline gelir ve hayatta hedefsiz ve felsefesiz kalır. ?Kutsal hedefi bulunmayan fertler, toplumlar kendilerine anti kutsal, önemsiz, değersiz, basit hedefler belirlerler.
Günümüz dünyasında bazı insanlar, "Ne pahasına olursa olsun rant sağlama, makam-mevki kazanma, söz geçirme, kariyer bulma, kendini alternatifsiz görme, kendine dokunulmazlık markası vurma, mal-mülk kazanma" biçiminde sığ bir düşünce girdabına kapıldı ve neticesinde böyle bir hedef belirledi kendine.
Bazılarına ihlâs, hizmet aşkı, insanı ve kendinden gayrı hizmetleri ve faillerini sevmek zor geldiği için de, kolayından amaçlananlara ulaşma felsefesi, toplum ekseriyetinin "hayat felsefesi" oldu ve böylelikle, kendileri asla kabul etmeseler bile sığ mı sığ bir düşünce içerisinde olduklarını kanıtlamış oldular.
Zaman içinde bu tür sığ düşünceler öylesine yaygınlaştı ki insanların, özellikle gençlerin bile hayatına girdi. Onlar da yer yer böyle düşünmeye ve bu tür sığ şeyleri hedef edinmeye başladılar.
Yetmedi TV'lerde, lüks salonlarda, İslam adına yapılan faaliyetlerde, programlarda bu düşünce arz-ı endam eyledi. Hak edenler konuşturulmaktan, mikrofondan mahrum bırakıldı. Benden olanın konuşması gerekir mantığı hâkim oldu. Ehil, liyakat kavramı kendini ilmi kavramdan popülizm kavramına dönüştürdü. Neymiş efendim zaman popülizm zamanıymış.
Bazı kanallar yanlı, yanlış, abuk-sabuk taasup dolu mezhepçi programlardan geçilmiyor...
İnsanımız araştıracağı ve Kur'an'ın dinine tabi olacağı yerde inanç hanesini safsata ve hurafelerle doldurarak ömrünü geçiriyor. Böylelikle ifrat ve yanlışa tabi olma düşüncesi insanlarımızı doğruluktan, dürüstlükten, helâl-haram kavramından, kısacası Kuran'ın dininden uzaklaştırıyor.
Bu yöneliş inanç hortumcularını besliyor. Bilgisi, kabiliyeti olan değil, makamı, mevkisi, parası, reklamı olan itibar görüyor. Doğruluk, dürüstlük, ehliyetli olmak aşağılanıyor, horlanıyor; dürüst insanlar, ehliyetli insanlar -eğer varlıklı değillerse- küçümseniyor. İşte bunlar ve daha niceleri sığ düşünceden kaynaklanan rezil sıfatlardır.
Selam ve dua ile…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012