logo
25 EKİM 2025


Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025

25.10.2025 00:00:00

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) cumhurbaşkanlığı seçimleri geçtiğimiz pazar günü gerçekleşti ve Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP) cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı yüzde 62,8'e yüzde 35,77 gibi açık ara bir farkla yenerek yeni cumhurbaşkanı oldu.

En başta ifade etmemiz gerekir ki, KKTC bağımsız bir devlettir ve KKTC Türk halkının bu tercihine, bu iradesine saygı duyulması gerekmektedir.

Malum, seçim öncesi yayımlanan haberlerde, seçimlerin, "iki devletli çözüm" ile "federasyon" arasında geçeceği vurgulanıyordu. Ama seçim sonuçlarında gördük ki, KKTC'li seçmen yaşadığı siyasi, ekonomik, toplumsal sıkıntılardan yola çıkarak bir tercihte bulundu.

Bu noktada, Ersin Tatar'ın söylemlerine değil, cumhurbaşkanlığı sürecince ortaya koyduğu politikalara, diğer ifadeyle sorunları çözemeyen icraatlarına bakarak karar verdi. CTP adayı Tufan Erhürman'ın kazanmasına Ersin Tatar bile tebrikte bulunurken, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin sert açıklamaları gündeme damgasını vurdu.

Bahçeli'nin açıklamalarını tekrar hatırlayalım:

"KKTC'de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün geleceği bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır… 81 Düzce'den sonra 82'nin KKTC olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir."

Sayın Bahçeli, gelen tepkiler üzerine neden böyle bir açıklama yaptığını da şu sözlerle ifade etti: "Seçim öncesinde televizyon kanallarında 'Federasyon mu, iki devletli çözüm mü' tartışmaları yapıldı. Bu yüzden federasyon fikrini savunan bir adayın kazanmasıyla o küçücük federasyon kıvılcımının ateşe dönüşmemesi gerektiğini düşündüğüm için hemen açıklama yaptım."

Peki, Tufan Erhürman gerçekten iddia edildiği gibi "federasyon"dan yana mı?

Seçim sonrasındaki ilk açıklamada Erhürman, "Dış politika elbette Türkiye'yle yakın istişareyle yürütülecek, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Türkiye'yle istişare etmeksizin Kıbrıs'ta bir dış politikanın belirlenmesi benim dönemimde asla söz konusu olmayacak. Çok iyi ilişkiler Türkiye Cumhuriyeti ile daha da gelişerek devam edecek, ben bunu da bir misyon olarak görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki tüm Türk halkına da buradan yürekten sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum" diye konuştu. 

Erhürman, daha sonraki açıklamasında da, Türkiye-KKTC ilişkilerinin başka herhangi iki devletin ilişkilerine asla benzemediğini dile getirdi.

Erhürman, bu ilişkilerin "son derece özel ilişkiler" olduğunu belirterek, tüm cumhurbaşkanlarının Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakereleri ve dış politikayla ilgili tüm çalışmalarını Türkiye'yle istişare içerisinde yürüttüğünü hatırlattı.

KKTC-Türkiye ilişkilerinin çok daha iyiye götürülmesini kendisine misyon edindiğini, bundan sonra da bugüne kadar olduğu gibi çok daha yoğun şekilde birlikte çalışacaklarından emin olduğunu vurgulayan Erhürman, "Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının korunması noktasında vereceğimiz mücadelede en önemli dayanağımızın Türkiye Cumhuriyeti olacağı herkesin malumudur. Dolayısıyla dediğim gibi önceki cumhurbaşkanlığı için Türkiye'yle istişare ne demekse benim için de aynen o demektir" diye konuştu.

Bahçeli bugün yüksek sesle "iki devletli çözüm"den bahsediyor. Fakat yıllar önce attığı bir imza dikkat çekiyor. 

Tarih 7-8 Aralık 2000, iktidarda DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti var. Devlet Bahçeli'nin bu hükümetteki görevi başbakan yardımcısı. 

Bu tarihte gerçekleşen Nice Zirvesi'nde koalisyon hükümeti bir Ulusal Program takdim ediyor. Program, Türkiye'nin Avrupa Birliği müktesebatına uyum taahhüdünü içeriyor. Programın Kıbrıs başlığı altında, iki devletli çözümden açıkça vazgeçiliyor ve Birleşmiş Milletler parametrelerine dayalı federatif çözüm önerileri benimseniyor.

Bu yaklaşım, KKTC'nin bağımsız devlet statüsünü zayıflatıyor ve Türkiye'nin garantörlük rolünü sınırlayan bir çerçeve sunuyor.

Bu dönemde hazırlanan Ulusal Program, Bahçeli'nin onayıyla yürürlüğe giriyor.

Devlet Bahçeli'nin 2000 yılında imzaladığı Ulusal Program, Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin pozisyonunu zayıflatan bir belge olarak tarihe geçti. Bu belge, AB ile uyum adına millî davadan taviz verilmiş bir metin olarak değerlendiriliyor.

Sayın Bahçeli o gün öyle, bugün ise böyle. Halbuki liderlik, yalnızca söylem üretmek değil, geçmişte alınan kararların sorumluluğunu da üstlenmeyi gerektirir.

Türkiye ve KKTC bundan sonra ne yapmalıdır? 

Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2013 yılında Kıbrıs'ta gerçekleşen Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde yaptığı tavsiye önemlidir. Prof. Dr. Baş, konuşmasında "KKTC bağımsız bir devlet olmalıdır ve tanınmalıdır. Tanıtım konusunda da Türkiye öncülük etmelidir" demişti.

Aradan 12 yıl geçti, eğer o gün en azından dost olan ülkelere "KKTC'yi tanıyın" deseydik, emin olun bugün onlarca ülke tanıyor olacaktı.

Türkiye, KKTC'ye faydalı olmak istiyorsa, önce ekonomisiyle, siyasetiyle, finansıyla her yönüyle tam bağımsız olmalı ve KKTC'ye örnek olmalıdır. Sonra da KKTC'nin bağımsız bir devlet olduğunu tanımalı ve dünyaya da tanıtmalıdır. 

Dostluk da kardeşlik de bunu gerektirir.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Felaket kapıda
Ayakkabı sektörü kan ağlıyor
İş yok, umut yok, hayat yok!
Türk gençliği bitik durumda
Kamudan özel sektöre ‘özel’ transfer
Ebubekir Şahin'in yeni görevi dikkat çekti
Adli Tıp raporu özgürlüğe kapı açtı
Ayşe Barım hakkında tutuklama kararı kaldırıldı
Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı?
'PKK ve yandaşları, açılım adı altında federasyon hayali kuruyor'
Beylikdüzü iddiaları boş çıktı
Ekrem İmamoğlu beraat etti
TELE1'e kayyum atandı
Casusluk soruşturmasında kritik adım
Erdoğan "Yüzyılın Konut Projesi"nin detaylarını açıkladı
'Önceliğimiz evi olmayan vatandaşlar'
Özgür Özelden dava sonrası ilk açıklama
'Tartışmalar geride kaldı'
'Son derece özel'
Erhürman'dan Türkiye açıklaması
Devlet Bahçeli ve 2000 Ulusal Programı
Kıbrıs’ta iki devletli çözümden geri adımın siyasal sorumluluğu
CHP'yi rahatlatan karar
Mahkeme “mutlak butlan”ı reddetti
Mahkumlar eski Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy'i uyutmadı
'Her şeyi biliyoruz Sarko, Kaddafi'yi sen öldürdün, intikamını alacağız'
CHP'yi rahatlatan karar
Kurultay iptal edilmeyecek
Yahudi yerleşimciler sürekli saldırıyor
Batı Şeria'daki Filistinlilerin de can güvenlikleri yok
Felaket kapıda
Ayakkabı sektörü kan ağlıyor
İş yok, umut yok, hayat yok!
Türk gençliği bitik durumda
Kamudan özel sektöre ‘özel’ transfer
Ebubekir Şahin'in yeni görevi dikkat çekti
Adli Tıp raporu özgürlüğe kapı açtı
Ayşe Barım hakkında tutuklama kararı kaldırıldı
Numan Kurtulmuş, Numan Beyi hatırlar mı?
'PKK ve yandaşları, açılım adı altında federasyon hayali kuruyor'
Beylikdüzü iddiaları boş çıktı
Ekrem İmamoğlu beraat etti
TELE1'e kayyum atandı
Casusluk soruşturmasında kritik adım
Erdoğan "Yüzyılın Konut Projesi"nin detaylarını açıkladı
'Önceliğimiz evi olmayan vatandaşlar'
Özgür Özelden dava sonrası ilk açıklama
'Tartışmalar geride kaldı'
'Son derece özel'
Erhürman'dan Türkiye açıklaması
Devlet Bahçeli ve 2000 Ulusal Programı
Kıbrıs’ta iki devletli çözümden geri adımın siyasal sorumluluğu
CHP'yi rahatlatan karar
Mahkeme “mutlak butlan”ı reddetti
Mahkumlar eski Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy'i uyutmadı
'Her şeyi biliyoruz Sarko, Kaddafi'yi sen öldürdün, intikamını alacağız'
CHP'yi rahatlatan karar
Kurultay iptal edilmeyecek
Yahudi yerleşimciler sürekli saldırıyor
Batı Şeria'daki Filistinlilerin de can güvenlikleri yok
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.