1437. Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem'in içinden geçiyoruz, hem yıl başı olması dolayısıyla hem de bu ayın içinde yer alan Kerbela faciasının yıl dönümü dolayısıyla bu ay tam da bir muhasebe vaktidir.Muharrem'den Muharrem'e hayatımızda neler gelişti ve neler değişti?Hem şahsi hayatımızda hem de toplumsal hayatımızda kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz hangi şeylerdir?Hayatımızın cari açıkları artmış mıdır eksilmiş midir?Müslümanlar olarak mü'mini olduğumuz Kerim Kitabımızla ilişkilerimiz, haşir-neşir oluşumuz, anlayıp hayata yansıtmamız noktasında hangi noktadayız, ne durumdayız?"Tağut'a ibadet etmekten kaçınıp gönülden Allah'a yönelenlere müjdeler var! O halde sözü dinleyip sonra da en güzelini tatbik eden kullarımı müjdele! İşte onlardır Allah'ın hidâyetine mazhar olanlar ve işte onlardır akl-ı selim sahibi olanlar" (Zümer: 17-18) ayetleri karşısında durumumuz nedir, duruşumuz nasıldır, sözleri dinleyip en güzeline tabi olma başarımız nerelerdedir?Şimdi tam da muhasebe vaktidir.Kerbela faciasının yıldönümü dolayısıyla tam da gelip gündemimizin başına oturmuşken, zalim ve mazlum karşısında imanımızın, duruşumuzun sınandığı günlerden geçerken mutlaka bir muhasebe yapmalıyız.Peygamber torunu Hz. Hüseyin'in bir avuç yareni ile birlikte, aile efradı, çoluk-çocuğu ile birlikte zorlu yol, çetin çöl şartlarına rağmen "Hüseyni yürüyüşünün" bizim hayatımızda karşılığı nedir?Daha Medine'den çıkmadan kendisinden istenen "Yezid'e biat" etmeyi reddetmesinin, daha sonra da çeşitli arkadaşlarının "Biat et rahat et" tekliflerini hiç düşünmeden reddetmesinin bu gün bize bakan tarafı nedir, bu duruştan ne anlamalıyız?İleri sürdüğü gerekçeler, ortaya koyduğu delillerle mutlak haklı olduğunu ispat etmişken, Yezid ve avanesinin; "ya biat ya da ölüm" dayatması karşısında tavrımız ve yorumumuz nedir?Tarihte eşi benzeri görülmemiş böyle bir katliamı hatırladığımızda, Hüseyin'in başının bir şehirde vücudunun başka bir şehirde olduğunu düşündüğümüzde, altı aylık küçük Ali'sinin kucağında oklanarak şehit edildiği yadımıza düştüğünde, yüreğimiz ürpermiyor, göz yaşlarımız harekete geçmiyor, geçemiyorsa çok acil olarak bir muhasebeye muhtacız demektir.Şimdi tam da muhasebe vaktidir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024