Türk milleti, çeyrek asırdan beri en hayati meselelerde göz göre göre aldanıyor.
İç politikadan dış siyasete, sosyal konulardan en temel dini meselelere kadar bir koç hususta aldanıyor, aldatılıyor.
Öyle ki, artık devlet erkanı ve siyaset erbabı bile, biz aldandık, gafil avladık itirafında bulunmak durumunda kalıyor? Ankara'daki koca koca akıllı adamlar, hep birlikte aldandık, aldattık; müsaade edin, bundan sonra tek başımıza aldanalım, aldatalım, diyorlar.
Siyaset aldanıyor, iktidarını korumak için aldatıyor; cahiliye inadıyla körü körüne bu aldanan siyasete destekleyen millet de aldanıyor.
Bu vahim hal haktan, hakikatten, iman, irfan ve iz'andan savrulmanın göstergesidir. Hz. Peygamberin ikazı açıktır:
"Mü'min bir delikten iki defa ısırılmaz" (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63).
İki kez değil, iki bin kez ısırılıyorsa topyekun bir millet, iman ve vicdan muhasebesi şarttır.
Hz. Peygamber'in "Bizi aldatan bizden değildir" (Müslim, Îmân 164, Fiten 16) uyarısı zerre kadar imanı ve iz'anı olan için dehşet dolu bir ikazdır.
Avrupa Birliği ham hayaliyle aldanıyorlar.
Amerika ile stratejik ortaklıkta aldanıyorlar.
Bölgemize yıllarca hançer gibi saplanan ve terör üretim merkezi olarak çalışan Çekiç Güç konusunda aldanıyorlar.
Büyük Ortadoğu Projesi'nde aldanıyorlar.
Büyük İsrail idealinin altyapısını oluşturan Barzani Bölgesel Kürdistan'ında aldanıyorlar.
Libya'da, Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de aldanıyorlar.
Borca ve faize batmış neo-liberal ekonomide aldanıyorlar.
Kaynakları ve dev işletmeleri ecnebiye peşkeş çekmede aldanıyorlar.
Dinlerarası diyalog fitnesi ve FETÖ'de aldanıyorlar.
Bu adanma ve aldatma süreciyle, işgalciler İslam coğrafyasına çörekleniyor, Müslümanlar Müslümanları katlediyor.
Türk milleti, bir delikten binlerce kez ısırılıyor.
Ülkemiz ve bölgemiz elimizden çıkıyor.
Sivil-asker topyekun milletimiz, aldanıyor; aldandıkça ayıkma şansını kaybediyor.
Böylece Türk milleti, ülkemizde ve bölgemizde Müslümanı Müslümana kırdırtanların değirenine su taşıyor.
Bu aldanmanın ağır faturaları teker teker önüne geliyor.
Bütün bu vahim aldanma ve aldatma sürecinin tek istisnası vardır.
O da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Prof. Dr. Baş ve kadrosu, AB'den FETÖ konusuna kadar hiçbir hususta son 30-35 yıldan beri ne aldanmış, ne de aldatmıştır.
Bilakis Prof. Dr. Baş, devlet ve milletimize dair en hayati konularda her akıl sahibinin idrak edeceği açıklıkta uyarıyor, tehdit ve tehlikeleri yıllar öncesinden haber veriyor. Dahası somut çözümler ve çareler sunuyor, çıkış yolları gösteriyor.
Türk milleti ve medeniyetinin özündeki maddi ve manevi gerçekleri anlattı, aktardı, yaşadı, yaşattı ve yeşertti. Allah dedi, Resulullah dedi, Ehl-i Beyt dedi, hacı Bektaş-ı Veli dedi, Gazi M. Kemal Atatürk dedi, Milli Ekonomi Modeli dedi, Sosyal devlet-Milli Devlet dedi, vatan dedi, millet dedi, asker dedi, devlet dedi, hak din dedi, İslam dedi, kardeşlik, birlik ve tevhid dedi.
Son 30-35 yıldan beri Prof. Dr. Baş'ın ikaz ettiği ve hep haklı çıktığı gelişmeler şahittir ki, o, hep hakkı söyledi, hep haklı çıktı, dosdoğru istikameti gösterdi.
Ona kulak verenler hak ile oldu, hak üzere oldu, haklı oldu. vermeyenler ise konjonktüre göre Haçlıların, Amerika'nın, Avrupa'nın, FETÖ'nün, İsrail'in, işgalcilerin ve bölücülerin safına savruldu, haktan ve hakikatten saptı.
Bu bağlamda 8 Nisan Cumartesi akşamı Prof. Dr. Baş'ın Meltem TV'den yaptığı şu hatırlatma son derece manidardır:
"Haydar Hoca, neden 'evet'e ya da 'hayır'a karışmıyor, doğru, tamam evladım ama ben bugüne kadar sana söylediklerimden hangisini uyguladın ya da hayatına geçirdin? Sen beni dinleseydin, Türkiye dünyanın lideri olacaktı. Ben Peygamberimiz döneminde konuşsaydım, Peygamberimiz adına konuşacaktım; bugün de Peygamber Efendimizin adına konuşuyorum. Senin inkâr ettiğin, maddi bakımdan gördüğün Haydar Hoca, hakikatte Allah'ın gerçekleridir."
Bu hatırlatmada, Allah'ın nuru ile bakan iman ve feraset sahipleri için ibretler vardır. Türk milletinin kurtuluşu bu ferasetle mümkündür.
İç politikadan dış siyasete, sosyal konulardan en temel dini meselelere kadar bir koç hususta aldanıyor, aldatılıyor.
Öyle ki, artık devlet erkanı ve siyaset erbabı bile, biz aldandık, gafil avladık itirafında bulunmak durumunda kalıyor? Ankara'daki koca koca akıllı adamlar, hep birlikte aldandık, aldattık; müsaade edin, bundan sonra tek başımıza aldanalım, aldatalım, diyorlar.
Siyaset aldanıyor, iktidarını korumak için aldatıyor; cahiliye inadıyla körü körüne bu aldanan siyasete destekleyen millet de aldanıyor.
Bu vahim hal haktan, hakikatten, iman, irfan ve iz'andan savrulmanın göstergesidir. Hz. Peygamberin ikazı açıktır:
"Mü'min bir delikten iki defa ısırılmaz" (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63).
İki kez değil, iki bin kez ısırılıyorsa topyekun bir millet, iman ve vicdan muhasebesi şarttır.
Hz. Peygamber'in "Bizi aldatan bizden değildir" (Müslim, Îmân 164, Fiten 16) uyarısı zerre kadar imanı ve iz'anı olan için dehşet dolu bir ikazdır.
Avrupa Birliği ham hayaliyle aldanıyorlar.
Amerika ile stratejik ortaklıkta aldanıyorlar.
Bölgemize yıllarca hançer gibi saplanan ve terör üretim merkezi olarak çalışan Çekiç Güç konusunda aldanıyorlar.
Büyük Ortadoğu Projesi'nde aldanıyorlar.
Büyük İsrail idealinin altyapısını oluşturan Barzani Bölgesel Kürdistan'ında aldanıyorlar.
Libya'da, Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de aldanıyorlar.
Borca ve faize batmış neo-liberal ekonomide aldanıyorlar.
Kaynakları ve dev işletmeleri ecnebiye peşkeş çekmede aldanıyorlar.
Dinlerarası diyalog fitnesi ve FETÖ'de aldanıyorlar.
Bu adanma ve aldatma süreciyle, işgalciler İslam coğrafyasına çörekleniyor, Müslümanlar Müslümanları katlediyor.
Türk milleti, bir delikten binlerce kez ısırılıyor.
Ülkemiz ve bölgemiz elimizden çıkıyor.
Sivil-asker topyekun milletimiz, aldanıyor; aldandıkça ayıkma şansını kaybediyor.
Böylece Türk milleti, ülkemizde ve bölgemizde Müslümanı Müslümana kırdırtanların değirenine su taşıyor.
Bu aldanmanın ağır faturaları teker teker önüne geliyor.
Bütün bu vahim aldanma ve aldatma sürecinin tek istisnası vardır.
O da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.
Prof. Dr. Baş ve kadrosu, AB'den FETÖ konusuna kadar hiçbir hususta son 30-35 yıldan beri ne aldanmış, ne de aldatmıştır.
Bilakis Prof. Dr. Baş, devlet ve milletimize dair en hayati konularda her akıl sahibinin idrak edeceği açıklıkta uyarıyor, tehdit ve tehlikeleri yıllar öncesinden haber veriyor. Dahası somut çözümler ve çareler sunuyor, çıkış yolları gösteriyor.
Türk milleti ve medeniyetinin özündeki maddi ve manevi gerçekleri anlattı, aktardı, yaşadı, yaşattı ve yeşertti. Allah dedi, Resulullah dedi, Ehl-i Beyt dedi, hacı Bektaş-ı Veli dedi, Gazi M. Kemal Atatürk dedi, Milli Ekonomi Modeli dedi, Sosyal devlet-Milli Devlet dedi, vatan dedi, millet dedi, asker dedi, devlet dedi, hak din dedi, İslam dedi, kardeşlik, birlik ve tevhid dedi.
Son 30-35 yıldan beri Prof. Dr. Baş'ın ikaz ettiği ve hep haklı çıktığı gelişmeler şahittir ki, o, hep hakkı söyledi, hep haklı çıktı, dosdoğru istikameti gösterdi.
Ona kulak verenler hak ile oldu, hak üzere oldu, haklı oldu. vermeyenler ise konjonktüre göre Haçlıların, Amerika'nın, Avrupa'nın, FETÖ'nün, İsrail'in, işgalcilerin ve bölücülerin safına savruldu, haktan ve hakikatten saptı.
Bu bağlamda 8 Nisan Cumartesi akşamı Prof. Dr. Baş'ın Meltem TV'den yaptığı şu hatırlatma son derece manidardır:
"Haydar Hoca, neden 'evet'e ya da 'hayır'a karışmıyor, doğru, tamam evladım ama ben bugüne kadar sana söylediklerimden hangisini uyguladın ya da hayatına geçirdin? Sen beni dinleseydin, Türkiye dünyanın lideri olacaktı. Ben Peygamberimiz döneminde konuşsaydım, Peygamberimiz adına konuşacaktım; bugün de Peygamber Efendimizin adına konuşuyorum. Senin inkâr ettiğin, maddi bakımdan gördüğün Haydar Hoca, hakikatte Allah'ın gerçekleridir."
Bu hatırlatmada, Allah'ın nuru ile bakan iman ve feraset sahipleri için ibretler vardır. Türk milletinin kurtuluşu bu ferasetle mümkündür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019